Baba Vanga Kehanetleri ve Gerçekleşenler
Minik Tospik yazdı. 22 Nisan 2021 1.149 okunma
Baba Vanga olarak anılan ünlü kâhinin adının başında yer alan БАБА kelimesinin Türkçe’ deki karşılığı büyükanne olmakla beraber, yazılışındaki benzerlikten olsa gerek baba olarak çevrilmiş. Yani aslında doğrusu Büyükanne Vanga…
Dünyaya geliş biçimi, ona verilen isim, görme yeteneğini kaybetmesi gibi her aşama adeta kâhin olmak üzere yaratılmış olduğu hissini kuvvetlendiriyor. O yüzden tüm yaşamına parça parça bakmak ve her bir aşamanın kehanetin bir parçası olduğunu göstermekte fayda var…
1. Dünyaya Gelişi
Dünya savaşı öncesinde 1911 yılında şimdiki Makedonya sınırları içerisinde bulunan ancak o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olan Ustrumca’da doğmuş, Bulgaristanlı “VANGELİA PANDEVA SURCHEV/GUSHTEROVA”. Beklenenden iki ay önce dünyaya geldiği için iyi haber getiren anlamına gelen bu isim konmuş. Babası henüz o çok küçükken savaşa gönderilmek üzere askere alınmış. Babası askerdeyken annesi de ölünce savaş bitene kadar eş dost sahip çıkmış küçük Vanga’ya. Daha küçük yaşta zekâsıyla, kaybolan eşyaların yerini çabucak bulmasıyla dikkat çekermiş.
2. Görme Yeteneğini Kaybetmesi
13 yaşındayken başına gelen bir olay hayatını tümden değiştirmiş. Vanga’nın görme yetisini kaybetmesine neden olan olay söyle gerçekleşmiş: Küçük Vanga bir gün tarlada çalışırken çok şiddetli bir kasırga çıkar. Oluşan hortum küçük çocuğu çok uzağa fırlatır. Köylüler uzun süre ararlar Vanga’yı ve tarladan yaklaşık iki kilometre ötede bulurlar. Bulduklarında taş, toprak ve kırık dalların arasında adeta yarı ölmüş haldedir. Gözlerinin içi toz ve kum doludur. O gece ne yapsalar temizleyemezler kumları ve gözlerine kan oturur Vanga’nın. Sonrasında birkaç göz ameliyatı geçirse de maalesef artık gözleri bir daha hiç görmez.
3. Kehanetlerin Başlaması
Vanga çok genç yaşlarında gelecek hakkında kehanetlerde bulunmaya başlamış. Dokunduğu her şeyi tarif edebilme ve bastığı topraklarda yıllar önce neler yaşandığını hissedebilme özelliğine sahipmiş. O dönemde çobanlık yapan babası Pando, bir gün işten eve geldiğinde son derece öfkeli ve çaresiz bir haldeymiş. Güttüğü koyunlardan birini kaybetmiş, koyunların sahibine ne diyeceğim diye kara kara düşünüyormuş. O sırada kızı Vanga babasına “Baba üzülme o koyun kaybolmadı, komşu köyde yaşayan Atanas’da” demiş. Babası çok şaşırmış çünkü kızının o adamı tanıma şansı olmadığı gibi, o köye de hiç gitmemiş. Vanga bunu nasıl bildiğini açıklayamamış, rüyamda gördüm demiş. Nitekim babası ertesi gün koyununu kızının dediği yerden bulmuş. Pando koyunu geri almış ama yaşadığı şeyin ne olduğunu bir türlü anlayamamış.
4. Hayata Dönüş Mucizesi
Zor şartlarda devam eden bir yaşam ve aşırı yoksulluk, 28 yaşındaki Vanga’yı ağır ve neredeyse tedavisi mümkün olmayan bir hastalığın pençesine düşürmüş. Plörezi denilen ve akciğerlerin su toplamasına neden olan bu hastalık çok ağır seyrettiği için doktorlar aileye ümit beslememelerini söylemiş. Sekiz ay boyunca bu hastalıkla mücadele etmişler. Başta ablasının bakımını üstlenen küçük kız kardeşi Lupka ve diğer aile bireyleri adeta Vanga’nın ölümünü bekler olmuş. Ancak bir gün Lupka çeşmeden su alıp eve döndüğünde gördükleri karşısında adeta şok geçirmiş, gözlerine inanamamış. Öleceğini düşündüğü ablası Vanga evin kapısının önünü süpürüyormuş. Üstelik son derece zinde ve güçlü görünüyormuş. Hiçbir şey olmamış gibi kardeşine de “hadi bakalım evi temizleyelim çok işimiz var, çok misafir gelecek buraya” demiş.
Ayrıca Gelecekte Yok Olması Beklenen 17 Şehir adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5. O Artık Sıra Dışı Bir İnsan
İkinci dünya savaşının başladığı yıllarda Vanga’nın günümüzde paranormal olarak nitelendirilen normal dışı yetenekleri iyice gelişmeye başlamış. Yakın dostu olan Peter Bakov’la paylaştığı bir hikâyede şunları anlatmış: “Önce bir atlı geldi ve atıyla birlikte odamın içine girdi. Güneş gibi parlaktı. Tek boynuzlu bembeyaz, ışıl ışıl parlayan ve konuşan bir atı vardı. Atın üzerindeki varlık bana ‘Sen insanlara olacakları önceden bildirmek için seçildin’dedi. Onu görüyordum. Sanki kör değildim. Hiçbir şey anlamıyordum. Donup kalmıştım. O kadar güzel ve etkileyiciydi ki gözlerimi ondan alamıyordum. Bir anda atını şaha kaldırdı ve bana ‘Senin çocukların olmayacak, bundan sonra yaşayan-yaşamayan; genç-yaşlı herkes, hepsi senin çocukların. Biz yanına gelip kehanetleri nasıl yapacağını sana söyleyeceğiz’ dedi ve yok oldu.”
1941 yılında Alman Nazi ordusu köylerini bastığında, köydeki herkes kaçmayı başarmış ama Vanga ve küçük kız kardeşi kaçamamış. Askerler eve girse de fakirlikten harap halde olan evde yiyecek bir şey bulamamış Vanga ve kardeşini de görmemiş ve çıkıp gitmişler. Her şey olup bittikten sonra köye dönen köy halkı, Vanga’yı donuk bir ifade ile evlerinin bahçesinin ortasında adeta hipnoz olmuşçasına kendi kendine bir şeyler mırıldanırken bulmuşlar. Dikkatle dinlediklerinde savaşa gidecek askerlerin isimlerini, kimlerin öleceğini, ne şekilde öleceğini, kimlerin sağ kalacağını söylediğini anlamışlar. Vanga’nın bu durumu günlerce sürmüş. Dediklerine göre Vanga bu olaydan sonra neredeyse bir yıl boyunca hiç uyumamış.
Vanga artık bu hikâyeyle dilden dile anlatılır olmuş, ünü çok yayılmış. Evi çevreden gelen insanlarla dolup taşmaya başlamış. Vanga da günler geçtikçe her gelenin sorunuyla ilgilenmeye ve onlara olacaklar hakkında bilgi vermeye başlamış. 1942 yılında yakın bir köyden askerler gelmiş. Aralarında ölen kardeşi hakkında bilgi almak isteyen Dimitar Gushterova da varmış. Kapının önüne çıkan Vanga, “Neden geldiğini biliyorum; kardeşinin katillerini öğrenmek istiyorsun ama bunu şu anda sana söyleyemem. İntikam almayacağına söz verirsen ileride sana bundan bahsedebilirim” demiş. Duydukları karşısında şaşkına dönen Dimitar ve arkadaşları oradan ayrılmışlar ama Dimitar, Vanga’nın evine sürekli gidip gelmeye ve onu ziyaret etmeye başlamış. Uzun sohbetler ve ziyaretler sonrasında ikili yakınlaşmaya başlamışlar. Bir gün Vanga kız kardeşine, Dimitar’ın kendisine evlenme teklif edeceğini ve başka bir yere taşınacaklarını söylemiş. Gerçekten de olay tam olarak bu şekilde olmuş ve evlenmişler.
6. Resmî Bir Kimliğe Doğru
Kehanetleri ve söylemleri ile Bulgar hükümetinin de dikkatini çeken Vanga bir süre sonra Bulgar hükümeti için çalışmaya hatta hizmeti karşılığında maaş almaya başlamış. Bulgar hükümeti Baba Vanga’nın kehanetlerinden yararlanıyormuş. Görüşmeye gelenler kayıt altında tutuluyor ve dosyalanıyormuş. (Buna dayanarak Baba Vanga’nın kehanetlerinin yüzde seksen oranında gerçekleştiği açıklanmıştır.)
Batılı devletlerden, Rusya’dan, Çin’den kendisine üst düzey teklifler yapılmış ancak o hiçbirini kabul etmemiş, üst tabaka yerine halkın sorunlarına yardımcı olmaya çalışmış. Daha sonraki zamanlarda kazancının bir bölümü ile çocukluğunda yaşadığı yere çok yakın bir köyde kendisi için bir ev yapılmış. Bundan sonra yaklaşık yirmi yıl boyunca ziyaretçilerini burada kabul etmeye başlamış. Haftanın yedi gün hiç durmadan ziyaretçi kabul etmiş.
1941-1996 yılları arasında Baba Vanga’yı ziyaret edenlerin sayısının bir milyona yakın olduğu sanılıyor. Çoğunlukla halkın sorunlarıyla ilgilenmiş, toplumsal olaylar hakkında konuşmayı çok fazla tercih etmemiş.
1974 yılında Baba Vanga’ya yani bilinen resmî adıyla Vangelia Gushterova’ya ‘Araştırma Görevlisi’ olarak resmî unvan verilmiş. 1996 yılının Ağustos ayında öldüğünde hastanede meme kanseri tedavisi görüyormuş. Acil müdahale edilmesi gereken ani bir durum meydana gelmiş ve nefes yolunun açılması gerekmiş. O sırada hastanede elektrikler kesilmiş ve Baba Vanga hayatını kaybetmiş. O anda meydana gelen elektrik arızasının nedenini asla tespit edememişler.
7. Baba Vanga’nın Kehanetleri
Sanılanın ya da söylenenin aksine Vanga kehanette bulunduğu olaylar için hiçbir zaman tarih vermemiştir. Gerçekleştiği düşünülen kehanetleri şöyledir:
- Büyük Rusya’ya karşı çıkan o devlet savaşı kaybedecek (2. Dünya Savaşı/Almanya’nın yenilgisi 1945)
- Prag’ı hatırlayın... Prag’ı hatırlayın... Şehrin üstünde büyük güçler dolanıyor ve savaş çığlıkları atıyor. Prag içinde balık tutacakları bir akvaryuma dönüşecek (Sovyet işgali, Prag 1968)
- Yakın zamanda hükümetin başına geçecek ama orada uzun süre kalmayacak. Çünkü ölümü buna engel olacak. Onu ölüme götüren elbisesi olacak. Duman ve ateşin arasında sarılı turunculu elbise görüyorum. (Gandi 1948)
- Komşularınızı önemseyin. Darda kalınca size uzaktaki akrabanız değil yakındaki komşunuz yardım edecek. Bulgaristan’da savaş-kan görmüyorum. Fakat Yugoslavya parçalanacak, çünkü onlar Tanrı’ya küfrediyor. (Yugoslavya 1990)
- Her şey yıkılıyor, Berlin Duvarı da, Sovyetler Birliği de, hepsi gidici. (Berlin Duvarının yıkılışı/Sovyetlerin dağılışı 1991)
- Kursk sulara gömülecek ve dünya onun için ağlayacak (Rus Donanmasına ait Kursk denizaltısının eğitim sırasında patlama sonucu tüm mürettebatıyla birlikte batması 2000)
- Korku... korku... İki Amerikan kardeş çelik kuşlar tarafından düşürülecek. Kurtlar çalılarda ulur ve suçsuzların kanları deve gibi akar. (11 Eylül İkiz Kule Saldırıları 2001)
- Asya’nın Yükselişi… Ondan evvel üç ülke yakınlaşacak: Çin, Hindistan ve Rusya. Bir noktada toplanacaklar. Bulgaristan sadece Rusya’da ve onun bir parçası gibi olursa onların yanında yer alabilir. Rusya olmadan Bulgaristan’ın bir geleceği yok.
- Obama… Bir gün beyaz ev siyah olacak. Okyanusun ötesindeki siyah insanlar da beyaz.
- Günümüz… Birkaç yıl sonra ne olacağını biliyor musunuz? Depremler, yangınlar, seller, felaketler... Bunlardan dolayı çok fazla insan hayatını kaybedecek. Her yerde savaşacaklar. Tüm insanlar bir küpe girecek. Nüfus azalacak, mallar bulunmayacak. Ağaçlar yok olacak. Koyun, dana, keçi eti yenilemeyecek. Siz her şeyle oyun oynuyorsunuz ve yaklaşan sefaleti görmüyorsunuz. İnsanlar çıplak ve aç dolaşacaklar.