Çin’de Sır Gibi Saklanan Türk Piramitleri

Minik Tospik yazdı. 4 Haziran 2021 595 okunma

Çin'de bulunan ve Türk Piramitleri olarak anılan piramitler ile ilgili olarak bazı araştırmacılar elde ettikleri verilerden yola çıkarak bu piramitlerin Türkler tarafından yapıldığını savunmuşlardır. Eski Türk Tarihi alanında uzman olan bazı kişiler ise bu yaklaşımı doğru bulmamaktadır.

Ortaya atılan iddiaların doğru olup olmadığını, alanında uzman bilim insanları piramitlerin bulunduğu bölgeyi ve içlerini etraflıca inceleyip gerçek veriler ortaya koyamadıkça yazılıp çizilenler ne olursa olsun iddia olmaktan öteye geçemeyecektir. Ancak Çin Devleti’nin bölgede bu tarz incelemeleri ve piramitlerin içine girilmesini kesin olarak yasaklamış olması gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir.

Piramitler Ne Zaman Bulundu?

Türk Piramitleri denilen piramitler ilk kez, 2. Dünya Savaşı yıllarında Çin hava sahası üzerinden geçen uçaklardan görülmüştür. Mısır piramitlerine benzetilen yapılar şaşkınlık ve heyecan yaratmıştır. Savaş sırasında ABD Hava pilotu James Gaussman Hindistan'dan Çin'e yaptığı uçuşta beyaz renkte piramit gördüğünü söylemiştir.

1947 yılında The New York Times gazetesinde, Trans World Havayollarının uzak doğu yöneticisi bin başı Maurice Sheahan ‘Büyük Beyaz Piramit’i gördüğünü açıklamıştır.

Ancak bundan iki gün sonra The New York Sunday News gazetesinde, Sheahan’ın bahsettiği piramitin fotoğrafı yayımlanmış ve fotoğrafın James Gaussman tarafından çekildiği yazılmıştır.

Yani burada da kafalar biraz karışıktır. Kaldı ki batılı bilim insanlarının 1947 tarihinden önce piramitlerin varlığından haberdar olduğu yönünde iddialar da bulunmaktadır.

Ayrıca Mısır Piramitleri Hakkında Çözülemeyen 15 Sır adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Piramitlerin Yapısı Hakkında

Çin’de bulunan ve fotoğrafı çekilen adına da “Beyaz Piramit” denen piramidin yüksekliğinin 300 metre olduğu bilinmektedir. Çin’in Şaanşi eyaletinin başkenti olan Şian şehrinde yer almaktadır. Bölgede bulunan tek piramit değildir; yakın çevresinde irili ufaklı 100 kadar piramit bulunmaktadır. Tepe kısımları Orta Amerika’daki piramitler gibi düzdür. Beyaz Piramit’i çevreleyen on altı piramit onu merkez konumuna oturtmuştur.

Çin kaynaklarına göre bu yapılar erken dönem Çin İmparatorluğu hanedanına ait höyük veya mozale benzeri anıt mezarlardır ve en bilineni ilk Çin imparatoru olan Qin Shi Huang'a ait mozaledir.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra Science News Letter adındaki Amerikan gazetesinde piramitlerle ilgili olarak:

“Bölgedeki piramitler çamurdan ve topraktan yapılmıştır. Yapısal olarak Mısır piramitlerinden ziyade höyüklere benzer. Bölgede inceleme yapan Amerikalı Bilimciler buradaki en büyük piramidin, Mısır piramitlerinin iki katına denk gelen 300 metre yüksekliğinde olduğu söylentilerini abartılı bulduklarını; Çin höyüklerinin nispeten daha alçak inşa edildiğini belirtmektedirler.” şeklindeki habere yer verilmiştir.

Çin’deki Piramitlerin Türklere Ait Olmadığı Savı

Eski Türk Tarihi alanında ortaya koyduğu önemli çalışmalarıyla bilinen Profesör Ahmet Taşağıl konu ile ilgili olarak; Türk piramitleri olarak tanıtılan yapıların, eski Çin imparatorlarının mezarları olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Bölgede yaşadığı bilinen eski Türk uygarlıklarının bu denli büyük yapılar inşa etmeye gereksinim duymayacağını, ayrıca yapımı için gereken insan gücünün ve maddi gereksinimlerin de karşılanamayacağını belirten Taşağıl, bu yapıların doğrudan Çin tarihiyle ilişkili olduğunu düşündüğünü belirtmiştir. 

Çin’deki Piramitlerin Türk Piramitleri Olduğu İddiası

Bazı araştırmacılar bu yapıların eski Türklere ait mezarlar olduğunu iddia etmişler ve incelenmesinin de Çin devleti tarafından yasaklandığını belirtmişlerdir. İddiaya göre Çin, Türk Piramitleri’ni saklamak için üzerini toprakla örtüp tepe biçimi vererek ağaçlandırmış; çevresini de tarım alanına dönüştürmüş ve tarihin yok edilmesine neden olmuştur.

Türk Piramitleri'nin Çin tarafından saklandığını savunanlar; piramitlerin Uygurlar zamanında yapıldığını ileri sürmektedirler. Tarihsel kaynaklarda Uygurlar hakkında pek çok veriye sahip olunmasına rağmen, bu tarz büyük yapıtlar ortaya koyduklarına ilişkin bilgi bulunmamaktadır.

Bu savın kaynağı da Prof. Kazım Mirşan’dır. Mirşan, Türk halkbilimci Haluk Tarcan ile beraber yapmış olduğu araştırmalara dayanarak Türk tarihinin M.Ö. 16.000'lerde başladığını, yazıyı Türklerin bulduğunu, Sümer, Hitit, Frigya gibi uygarlıkların Türk kökenli olduğunu ve konuyla ilgili olarak da; Çin'deki piramitlerin Türkler tarafından inşa edildiğini savunmuştur. 

Beyaz Piramit’i Yerinde İnceleyen Türk Araştırmacı - Yazarın Notları

Türk Piramitleri hakkında araştırmalar yapan ve piramitlere gizlice girebilen ilk Türk araştırmacı yazar Oktan Keleş olmuştur. Piramitlerde bulunan materyallerin Türk tarihi açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları söylemiştir: “Buradaki materyaller konunun uzmanları tarafından incelendiği zaman tarihin yeniden yazılması gerekebilir."

Araştırmasında piramitlerin içerisinde Türklere ait olduğunu düşündükleri heykel, sembol ve tabletler olduğunu kaydetmiştir. Kendilerinin ortaya koyduğu delillere karşılık, Çinli yetkililerin "Eski dönemlerde Uygurlar, Çinliler adına paralı asker olarak görev yapıyorlardı. Buradaki semboller ve işaretler onlardan kalmadır." dediğini aktarmıştır. Ancak bu söylem yetkililerin kişisel görüşünden ibarettir.

Uygurlu rehber ve ihtiyar Çinli ile birlikte piramitlerin olduğu bölgede bulunan mağaranın içerisine giren Keleş bundan sonrasını şöyle anlatıyor:

“Karanlıkta elli metre kadar yürüdük. Sonra dikey boruya benzer yapının içinden 7-8 metre aşağı kaydık. Geniş alana indiğimizde Çinli adam bize büyük piramidin içinde olduğumuzu söyledi. Mezar odasına ulaştık. Odada yerde duran ve boyu 2 metre kadar olan mumya vardı. Mumyanın başındaki kayada kimi işaret ve yazıların yanı sıra ay, yıldız, kurt başları gibi figürler gördük. Asıl şoke eden ise, 3 metre boylarında, olasılıkla granit taştan yapılmış baş heykeli oldu. Heykelin üst kısmında çift boynuza ve kafasının ortasında ay-yıldıza benzer simgeler vardı. Çinlinin verdiği bilgiye göre, mumyanın yüzü önceden daha netmiş hatta ayaklarında çizmeye benzer eşya varmış ancak köylüler mumyanın bazı parçalarını kopardığı için bozulmaya başlamış. Çinli bize baş heykeli içinse “O sizin atanız Oğuz Kağan’ın temsili suretidir” dedi. Heykelin yanında kucağında çocuk olan kadın heykeli ve onun yanın da başka mumya vardı. O sırada aşağı doğru inen merdivenler gördük ve oraya inmek istedik. Yaşlı adam oraya inişin çok zor olduğunu; geri çıkışın daha da zor olduğunu ve buradan hemen çıkmamız gerektiğini söyledi. Çinli’nin telaşından ve sinirinden ötürü aşağı inemedik. Elimizdeki fenerle etrafımızı taradığımızda, duvarlarda yazılar ve şekiller; üst üste dizili ve birbirine yapışmış tabletler gördük. Sonra, içeride daha fazla kalamayacağımızı söyledi. Biz biraz daha kalıp, etrafı iyice incelemek istediğimizi söylediğimizde Çinli sert biçimde teklifimizi reddetti.”

Oktan Keleş ayrıca; Uygurlu rehberin, piramidin alt kısmında hiç bozulmamış başka mumyalar olduğunu ileri sürdüğünü, daha önceden var olan binlerce tabletten bazılarının zamanla aşınarak birbirine yapıştığını söylediğini aktarmıştır. İçeriye gizli şekilde giren Keleş, Piramitlerin bulunduğu bölgenin tamamen yasaklanmadığını ancak içeriye girip araştırma yapmanın ve görüntü almanın yasak olduğunu belirtmiştir.

Keleş, Alman bilim insanlarının bu bölgede yaptığı çalışmaların çok önemli olduğunu ancak ellerinde bazı bilgiler olmasına rağmen görüntü sunamadıklarını vurgulayarak, "Bildiğimiz kadarıyla bizim aktardığımız görüntüler bu bölgeden alınan en kapsamlı görüntülerdir.” demiştir.

Ayrıca Mısır Piramitleri Hakkında İlginç Bilgiler adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Türk Piramitleri Saklanıyor mu?

Çin metinlerine göre Türkler M.Ö. 5 ile 15 bin yılları arasında Orta Asya’da medeniyetlerinin en parlak dönemini yaşamışlardır. Piramitleri bu tarih aralığında bölgede bulunan ve Mısır metinlerinde de adı geçen Uygurlar yapmıştır. Prof. Kazım Mirşan, o güne kadar anlamı çözülemeyen 184 tane Mısır hiyeroglifini ön Türkçe olarak okumuş ve bu metinlerde mumyalama tekniklerinin M.Ö. 3000’li yıllarda Altay’lardan geldiği ortaya çıkmıştır.

Başka kaynaklara göre; Orta Asya bozkırında belgesel çeken kimi kuruluşlar, düz arazide gördükleri tepelere anlam veremeyerek yakından bakınca bunların tepe değil piramit olduklarını fark etmişlerdir. Başlangıçta iki gruptan oluşan piramitlerin aynı medeniyete ait olduğu düşünülürken, Çinliler ile Türklerin ayrı ayrı piramitler yaptığı zaman içerisinde anlaşılmıştır.

Gizlilik kararından önce bölgeye giden bazı arkeologlar bölgede yaptıkları kısa süreli çalışmada, ilki Hunlar; sonuncusu Uygurlar döneminde yapıldığı anlaşılan pek çok piramidi ortaya çıkartmıştır.

Çin yönetimi bu vb. keşiflerin Uygurların, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde daha fazla hak iddia etmesine ve Çin’deki Türk nüfusunun tarihî miraslarına sahip çıkmasına engel olmak için bölgeyi kapatarak, piramitleri toprakla örtmeye başlamıştır. Dünyanın gözünden gizleyebilmek için, piramitleri olabildiğince tahrip etmiş; piramitlerin etrafında tarım yapılmasına izin vererek bu tahribatın artmasına yol açmıştır.

Sonuç olarak; piramitlerin saklandığı hususunda görüş birliği vardır. Bu görüştekilerin nihai olarak savundukları şey de şudur: “Eğer gizlenen piramitler Çinlilerin kendi atalarına ait olsaydı Çin devleti, ülkesine turist çekmek; kendi uygarlığının ne kadar eski olduğunu dünyaya anlatmak için değil üzerini örtmek tüm yapı unsurlarını dünyanın gözleri önüne sererdi.”