El Cezeri Kimdir? Önemi Ve İcatları

Minik Tospik yazdı. 16 Ağustos 2021 1.800 okunma

El Cezeri, günümüzde Diyarbakır civarına denk gelen bölgede, Artuklular döneminde ve 1200’lü yıllarda yaşamış olan mühendistir. Cizreli olan büyük mucit, esasında bugünlerde kullandığımız bilgisayarların temelini oluşturan ‘robot saatler’, ‘su makineleri’, şifreli ve kilitli kasalar’, ‘termos’ ve ‘otomatik oyuncaklar’ gibi pek çok makineyi icat etmiştir. Yani günümüzde kullandığımız pek çok teknolojik ürünün temel olarak El Cezeri’ye dayandığını söylemek mümkündür. Hatta Cezeri, bu gelişmeleri Leonardo Da Vinci’den de önce kaydetmişti… İşte El Cezeri ve icatları…

El Cezeri’nin Alanı Sibernetik

Tıp dendiği zaman akla İbn-i Sina’nın, felsefe dendiğinde Farabi’nin, matematik dendiğinde Harizmi’nin gelmesi gibi sibernetik dendiğinde de akla ilk gelen kişi El-Cezeri olmaktadır. Bu alana 1984 senesinde sibernetik adını veren kişi Norbert Wiener olmuştur. Wiener, sibernetik için canlı ya da cansız bütün organize sistemlerin makine ve hayvanların kontrol ve haberleşme sistemleriyle ilgilendiğini söylemiştir. Dolayısıyla sibernetiğin, denge kurma, haberleşme ve ayarlama bilimi olduğunu söylemek mümkündür.

Makinelerde ve insanlarda bilgi alışverişi, denge durumu ve kontrolünü inceleyen sibernetiğin gelişmesiyle günümüzde hayatlarımızın vazgeçilmezi olan bilgisayarların üretilmesi sağlanmıştır. Otomatik sistemler ve sibernetik sistemlerin başlangıcı baz alındığında Fransızlar Descartes ve Pascalı, İngilizler Bacon’ı ve Almanlar Leibniz’i öne sürerler ancak El-Cezeri, rakibi sayılabilecek bu bilim insanlarından tam olarak 600 yıl önce sibernetiğin ilkelerini benimseyen ilk kişiydi.

Ayrıca Frida Kahlo Kimdir? Frida Kahlo Hayatı, Eserleri ve Tarzı adlı yazımızı inceleyebilirsiniz

El Cezeri Kimdir?

Dicle Nehri’nin ada gibi çevresini kapladığı Cizre’den adını alan El-Cezire, daha önce eşi benzeri görülmeyen mucitlerden olduğu için ‘Bedi’uz-zeman’ takma adıyla da anılmaktadır. Morfolojinin babası olan Ebu el-İzz El-Cezire, asıl ününü ise Türkçe ismi ‘Makine Yapımında Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar’ olan kitabı ile kazanmıştır. Arapça, Farsça, Türkçe, Latince ve Osmanlıca dillerini iyi derecede bilen saray mühendisi, Artuklu Sarayı’nda kesintisiz olarak 25 sene (1181-1206) görev yapmıştır, dolayısıyla orta çağın en önemli mühendisi olarak kabul edilir.

Kitab-ül Hiyel olarak bilinen ve Artuklu döneminin hükümdarı Nasireddin Mahmud’un isteğiyle yazdığı eserinde icat ettiği makinelerin önemli kısmını kısaca açıklamıştır. Durmuş Çalışkan’ın ‘Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri’ kitabı, Cezeri’nin bu eseriyle ve icatlarıyla ilgili önemli kaynaklar arasındadır. O icatlardan bazılarına göz atalım…

İçecek Servis Eden İnsansı Robot

Tarihte insansı robotu ilk kez yapan El-Cezeri’nin robotları incelendiğinde, mucidin robotun insana benzemesi açısından gösterdiği özen aşikâr biçimde görünmektedir. Üstelik bu icat edilen robotların, herhangi bir kısımdan bağımsız şekilde ayakta durabilen aygıtlar olduğu söylenmektedir. ‘İçecek Sunan Çocuk’ olarak adlandırılan robotun amacı, sohbet meclislerinde misafirlere belirli sıklıklarla kadeh içerisinde içecekler sunmak olarak düşünülmüştür.

Sunulacak olan içecek önceden robotun şapkasındaki gizli delikten içecek haznesine doldurulur ve delikten yavaş yavaş kefe mekanizmasına akarmış. Robotun kadeh dolduktan sonra nasıl durduğunu merak etmiş olabilirsiniz; robot bizzat durmasa da yapılan kefe mekanizmasının hacmi tam olarak kadehin hacmi kadar ayarlandığı için kefenin içerisindeki içecek tamamen boşaldığında dolum işlemi de tamamlanmış olmaktadır. 7,5 dakikalık aralıklarla kadehin üzerindeki balık biçimde duran hazneden akan içecek robotun kolunu ağırlaştırınca kol aşağı doğru iner. Böylelikle dolan kadeh robotun elinden alındığında ve yeni kadeh konduğunda süreç yeniden tekrarlanmaktadır.

Nedim Robotu

‘Abdest Aldıran Çocuk’, ya da bilinen adıyla ‘Nedim (hizmetli)’ robotunu ve daha nice robotlar yapan Cezeri’ye ilk kez robot fikrini uyandıran herhalde günümüzdekiyle aynıydı; insanların yaptığı işleri kolaylaştırmak ya da işleri bizim yerimize yapacak icatlar yapmak… Cezeri ürettiği bu makinelerin ondan çok zaman sonra hayatlarımızda alacağı boyutları düşünüp düşünmediğini ya da robotların dünyayı ele geçireceğine dair endişe duyup duymadığını bilemeyiz elbet ancak kendi zamanının çok ötesinde işler başardığı kesindir.

Su Saati

Diğer icatları arasından su saati de oldukça ünlüdür. Esasında El-Cezeri, insan hayatını düzenlemek için çok önceden beri kendi düzenlediği zaman çizelgesine uymaya çalışmıştır. 16.yüzyılda, Avrupa tipi mekanik saatler icat edilene dek insanlar zaman takibini güneşin hareketleriyle özdeş saydıkları hayat düzeniyle sağlarlardı. Cezeri’nin ünlü ‘Filli Su Saati’ ise bugün kullanılana çok benzer olan eşit saat sistemini temel alan düzeneklerdendir; her yarım saat başlangıcını ve aralarda geçen dakikaları gösterebilmektedir. Ünlü mucidin bu harikulade eseri, Hareket Kontrol Teknolojileri Merkezi (HKTM) tarafından epey güzel çalışmalarla tam 800 sene sonra hayata geçirilmiştir. Heykeltıraş İskender Giray’ın 2,5 yıl süren özenli çalışmasının eseri olan bu Filli Su Saati betimlemesi kesinlikle görülmeye değerdir.

Filli Su Saati

Bu icadın hakkını vermek için biraz daha detaylarından bahsetmek gerekir… Görüntü kısmen şöyledir: Bir filin sırtında kare şeklinde bir kürsü; bu kürsünün köşelerinde bulunan sütunların üstünde bir hisar; bu hisarın üstünde küçük kubbe ve bu kubbenin üzerinde ise bir kuş bulunmaktadır. Filin baş kısmının üzerinde balkonda oturan adam figürü ve adamın hem sağında hem solunma olmak üzere iki şahin, sütunlar arasında uzanmış olan ve üzerinde iki yılanın sarılı olduğu ince-uzun metal çubuk, kürsünün orta yerinde bir yarım küre ve üstünde eli kalemli bir kâtibin oturmakta olduğu platform, bu platformun üstünde 7,5 dereceye bölünen yay ve filin boynuna oturan ve sağ elinde balta tutmakta olan bakıcı bulunmaktadır.

Platformun üzerinde oturan kâtibin kalemi, yarım saat aralıklarla, 7,5 dereceye geldiğinde kuş ötmektedir; deliklerden bir tanesi beyaz renge bürünür; filin başındaki balkonda oturan adam elini sağındaki şahinin gagasından çeker; solundaki şahinin gagasına ise sol elini koyar. Sağdaki şahinin gagasından aynı taraftaki yılanın ağzına top düşer; top buradan filin sağ omzundaki vazoya bırakılır; filin seyisi baltayla filin başına doğru vurur. Ardından top, filin göğsünden çıkar, karnında asılı duran çanın üzerine düşerek ses çıkarır ve böylece yarım saat geçtiği anlaşılır.

Kâtibin kalemi derece işaretlerinin dışına geldikten sonra aynı işlemlerin sol tarafta tekrarlanmasıyla bir delik tamamen beyaza bürünür ve bu tam bürünme 1 saat geçtiğini gösterir. Bu detaylı tasvir bile icadın ne kadar olağanüstü, ince detaylarıyla nasıl ince ince işlenmiş, yaşamları ve zamanı kutsayan öneme sahip olduğu anlaşılmaktadır. Mekanik saatlerin hassas (yani dakikaların gösterildiği) hale gelmesinin tahminen 16. Yüzyıl civarında başladığı düşünülürse Cezeri’nin icat ettiği bu saatin önemi yeniden anlaşılacaktır.

Ayrıca Doğan Cüceloğlu Kimdir? adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Cezeri’nin Alfabedeki Harflerden 12’sinin Kullanımı Sayesinde Açılabilen Şifreli Sandık Kilidi

Kilit sistemleri üstünde çalışan ve şifreli kilit sistemlerini gelişimini sağlayan El-Cezeri’den önce bunlara benzer sistemlerin görülmediği bilinmektedir. Saray mühendisliği yaptığı dönemde devletin gizliliğini korumak adına yaptığı yenilikçi üretim, ilk olmasından ziyade epey ileri düzey buluşlar arasındadır çünkü üretilen sandığın açılabilmesi için 281 trilyon şifre olasılığı bulunmaktadır. Dolayısıyla sandık tarafından sağlanan güvenlik teknik açıdan 48 bitliktir. Hatta bu yönüyle, kendisinden çok daha ileri zamanlarda çıkan Almanların ünlü Enigma’sından daha karışıktır. 2000’li senelere dek bilgisayarlarda bulunan algoritmik şifreler bile 48 bitten daha fazla olmamıştır.