Eski Türklerde Kadın İsimleri
Fikir Mühendisi yazdı. 17 Mart 2021 6.223 okunma
İsim ve soy isim hayatımız boyunca bize eşlik eden kimliğimizin belirleyici kodlarından en önemlisidir. Her ne kadar rahatsızlık verecek bir duruma karşın mahkemeler yoluyla değişiklik yoluna gidilse de çoğu insan buna gerek duymamıştır. Günümüze ait yeni doğan bir bebek için aileler, ya kültürel yatkınlığına bağlı ya da hoşlandığı hitap etmek istediği isimleri çocukları için uygun görmektedir. Neredeyse Türk gelenekleri arasında sayılan büyükanne ve büyükbabadan toruna geçebilen eskiden kullanılan bazı isimler, özlerindeki etkiyi kaybetmeden korunmaya da devam ediyor. İlk kez duyulan bir isimle karşılaştığımız genelde ismin manası sorarız. Oysa tanıdığımız duyduğumuz pek çok ismin bile manasını bildiğimiz söylenemez :) Eski Türklerde sıklıkla kullanılan belki pek de duymadığınız kulağa söylendiğinde ilginç gelebilecek isimler vardır. Pek çok insanın ismini öğrendiğimizde garip bulup şaşırsak da geçmiş döneme ait yaygın kullanılan isimler de diyebiliriz bugün onlar için. Şimdiki yazımız da bu konuyla ilgili zaten. Eski Türklerde kadın isimleri. Eski zamana ait izleri madem takip edip merakımızı gidermeye başladık. O halde yeni konumuzla devam edebiliriz. İşte eski Türk toplumunda kullanılmış kadın isimleri..
Abay: Aydınlık, hayret veren
Abala: Abla
Abı: Can, ruh, soyluluk
Abıdan: İçli gönül insanı
Abike: Yüksek gönüllü
Acun: Dünya, yeryüzü
Acunay: Dünya güzeli
Aça: Toplumda saygı gören kişi, analık derecesinde saygıya değer hanım
Açangül: Açan çiçek
Adak: Söz, bağış
Adal: Sadık
Adar: Adayan kişi
Adberilgen: Adına layık ve ününü hak eden kişi
Adıyeke: Saygıyla anılan kişi
Adile: Adil kişi
Afitap: Güzel kadın, güneş ışığı
Ağıç/Ağış: Hazine
Ajda: Filiz, sürgün
Akaltın: Altın renginde olan, beyaz altın
Akarca: Dere, ırmak
Akay: Ay'ın en güzel anı, Yenisey Türklerinde hanımefendi anlamındadır.
Akbel/Akçın: Dürüst, sağlam kişilikli
Akçora: Şamanist gelenekte iyi ruh ve iyilik perisi
Akınay: Türkistan'da kadın ozanlara verilen ad
Akkara: Zıtların bütünlüğü
Alaca: Karışık renkli
Alas/Alaz: Şamanlarda ateş tanrısı
Alçin: Kızıl bir çalı kuşu
Alkım: Gökkuşağı, gerdan
Anat: Anı, yakın, hısım
Andaç: Anı olsun diye verilen veya alınan hediye
Asena: Efsanevi dişi kurdun adı, yakın, yakınlık duyulan
Avar/Abar: Heybet, dirençlilik
Ayana: Eski bir Türk tanrıçası
Ayçıl: Ay ışığı
Ayda: Ay kadar güzel, dere kenarlarında yetişen hoş kokulu çiçek
Aydilge: Suyun ruhu
Ayzıt: Şamanlarda ay tanrıçası
Bağdu: Işık
Bağlan: Demet, bağlılık, kızıl bir su kuşu
Balkın: Parlak
Balkır: Yağmurun ardından çıkan güneş
Bangu (Mengü, Bengü): Sonsuzluk, sonsuz
Banıçiçek: Kutsal çiçek
Başak: Buğday başı, okun ucuna takılan sivri demir, sümbül
Becet/Bezen: Süs
Begüm: Eski Türklerde "bey"in kadınlardaki karşılığı, "hanımefendi"
Belçin: İz
Belen: Alim, geçit, dağ yolu, sırt
Belgin: Net
Belik: Doruk, saç örgüsü
Belgü: Sınır toprağı
Benice: Sonsuzluk
Bengü: Bengi
Beril: Cömert, fedakar
Beyge: Küçük hanım
Beylem: Çiçek demeti
Bibi: Kibar, eğitimli, saygıdeğer hanım
Bige: Bakire, bey kız, saygıdeğer kız
Bigem: El üstünde tutulan kız
Bilge: Bilgin, ulu kişi
Birçe: Biricik
Böken: Ahu, ceylan
Buğu: Ceylan, yavru geyik
Burçak: İrmiklik buğday
Burçin: Dişi geyik
Büke: Genç kız, küçük hanım, bükü, ejderha
Ciga: Gelin başı
Çağıl: Su sesi
Çağla: Dürüst
Çilde: Kışın en soğuk günü
Çolpan: Kuzey yıldızı
Çuvaş: Sakin, rahat
Damla: Su tanesi
Dolunay: Ay’ın tam hali
Domurcuk: Gül, tomurcuk
Duru: Saf, sade
Düzge: Süs, makyaj
Ebren: Evren
Ece: Kraliçe-Eçe
Edil-İdil: İyilik, güzellik
Efsun-Füsun: Sihir, büyü
Ekeç: Cana yakın ve çekici kız
Elçim: Demet, tutam
Eliz: Yabancı yer.
Eldem: Uysal, uyumlu ve içten
Eldüz: Yakut Türklerinde temiz, duru, bekaret Tanrıçası
Emine: İnanılır, güvenilir
Esrigün: Fırtına
Evdeş: Hanım, erkeğin eşi
Gelincik: Kır çiçeği
Gensu: Deniz, büyük göl
Gizem: Sır, esrar
Gökben: Tanrıdan gelen, gök parçası
Gökçe: Zarif, göz alan
Gönül: Can,ruh, duygu merkezi
Gözde: Göze girmiş, beğenilen
Gülgün: Gülen, tebessüm eden
Gülsün: Mutlu olsun dilekli
Günçe: Güneşlik, şemsiye
Gündöndü: Ay çiçeği
Güngör: Bahtı açık olsun dileği
Güzin: Güz vaktinde doğan
Iraz: Mutluluk
Issık: Isık, ısı
Işın: Işık parıltısı
İncesen: Huzur
İmren: İmrenilen, iç geçirten
İnci: Deniz kabuğundan çıkan tane, sessizlik ve ıssızlık
İnçgü: İnce ve narin
İynem: Yaren, dost
Körpe: Taze
Kubay: Yakut Türklerinde temizlik tanrıçası
Kuyaş: Güneş ışığı
Künana: Göğün yedinci katındaki Tanrıça- Şamanist gelenekte.
Laçin: Yırtıcı kuş
Muncuk: Boncuk, takı, mücevher
Müçek: Öpücük, buse
Müge: İnci çiçeği
Nalan: Acı çeken, inleyen
Nurhan: Işıkla dolu hane
Okşan: Benzeyen
Olcay: Şans
Oylum: Çukur
Öktem: Bilge
Öyke: Öfkeli, sinir
Öykünç: Benzetme
Özden: Samimi
Özder: Kısa, öz şeyler
Özge: Başka, yabancı
Özlem: Özün ilgisi, hasret
Pelin: Keskin kokan yayla çiçeği
Pelit: Meşe ağacının çiçeği
Pınar: Kaynak
Sağın: Düşünce, kıvılcım
Salkım: Salınmış, sarkık
Salundu: Edalı, boy gösteren
Satı: Pazar yeri, satılmış
Sayina: Yaz mevsimi
Selenge: Kıvrılan, kıvrık
Selin: Haber, fısıltı, sülün kuşu
Sezen: Anlayan, kavrayan, hisseden
Sibel: Yere düşmemiş yağmur tanesi, buğday tanesi
Solmaz: Canlı diri, çekici
Suna: Emsalsiz güzellik, yeşil başlı ördek
Sunay: Ay’ı sunan
Süne: Ruh, can
Süverce: Canan, aşık olunan
Süzem: Söz söyleme güzelliği, diksiyon
Şara: Ufuk çizgisi, ufuk
Şölen: Yemek ziyafeti
Talı: Güzide, seçkin
Tanla: Mucize, şaşkınlık
Tansu: Armağan
Tilbe: Dilek, dilenen şey
Tomris: Demir ucu ya da demir sesi
Tuğçe: Küçük tuğ, tuğcuk
Tula: Ayna
Tuna: Varlıklı, gösterişli
Turna: Geniş kanatlı bir leylek cinsi
Tunay: Evlatlık kız çocuk
Tülin: Ay’ın çevresindeki ışık haresi
Tülü: Rica, yakarış
Tünkür: Peri, melek
Umar: Umutlu
Umay: Koruyucu (Eski Türk tanrıçalarından, hala tüm kuzey Türkleri çocukları sevdiğine ve koruduğuna inanır)
Ükelge: Armağan,hediye
Üyge: Ünlü, meşhur
Yaldız: Parlayan
Yeliz: Hava alan, havadar
Zeren: Anlayışlı
Zeynep: Değerli taşlar, mücevher
Zinnur: Nurlu, ışıklı
Zişan: Şanlı, şerefli
Zümra: Güzel ve iyi ahlaklı, zeki, bilgili kadın
Türkçede en çok yanlış yazılan kelimeler için linkteki yazımızı okuyabilirsiniz..
Eski zamanlardan beri hatta Orta Asya Türkleri döneminde bile kullanıldığına şahit olduğumuz bakınca bize yabancı gelen pek çok isim mevcut. Geleneksel olarak günümüze kadar uzanan pek çok kültürel özelliğin döneme ait yaşam tarzını yansıtması da ne ilginç değil mi? Aynı şekilde isimler de öyle hepsinin anlamı, şu an kadar geçmiş kültürlerden gelen izleri barındırıyor.