Filmi Yapılmış Olan Yerli Kitaplar

Fikir Mühendisi yazdı. 24 Ocak 2021 1.123 okunma

Hayatın içinde renkleri olan kültürel öğelerden biri de kitaplar. Tıpkı var oluş süreci boyunca insanoğlunun çeşitliliği, coğrafi ve kültürel imgeler gibi onlar da kendi içlerinde tamamen hayatla özdeş sınıflara ayrılmıştır. Hobi olarak görsek de kitap okuma alışkanlığını, dış dünyaya pencereleri açan aslında geliştirici bir sosyal aktivite olarak sayabiliriz. Geçmişten günümüze kültür reformu adı altında çok sayıda tabir edebileceğimiz kitap türüne göre bilimsel yani akademik, sosyal, eğitici anlamında raflarda yer aldı. Aynı şekilde günümüze kadar ulaşan pek çok baş yapıt, okunduğu süreler boyunca etkileşime girmiş ve roman türünün sinemaya uyarlanışı beyaz perdeye aktarılmıştır. Çoğunlukla gerçekleşmiş yaşam öykülerinin tercih edildiği biyografi tarzında olan öyküler, zamanla macera konulu öykülerin de ilgi görmesi üzerine daha geniş kapsamlı mercek altına alınmıştır. Bugün, filmi yapılmış yerli kitapların, romanlarımızın o büyülü dünyasından film karelerine uzanan yolculuğunu, işleniş süreçlerine ve hikayelerini bir hatırlayalım. 

1- Uçurtmayı Vurmasınlar

Uçurtmayı Vurmasınlar adlı eser Feride Çiçekoğlu adlı yazarımızın ilk romanı. 1986 senesinde Yön yayıncılık tarafından basıma verilmiş olan bu kitap, gerçek yaşam izlerinin, hikayeye konu olan gerçek karakter ve unsurlarla perçinlendiği bir roman. Feride Çiçekoğlu, politik bazı nedenler yüzünden 1980’li yılların kaos ortamında Ulucanlar Cezaevine konmuş ve 4 yılını bu sürede orada kadın mahkumlarla birlikte geçirmiştir. Yaşadığı sürecin zorlu koşulları esnasında tanıştığı küçük Barış ile arasında kurduğu özel bağ, onu kendi sıkıntılarını öteleyerek bir çocuk gözüyle çevresini anlamlandırma yoluna itmiştir. 1980 ihtilali sürecinin Ulucanlar Cezaevindeki tek siyasi mahkumu olan Çiçekoğlu, bu çocukla kurduğu güzel ilişkinin bu sıkıntıyı atlatmasında yardımcı olduğunu ve oraya veda edişinin çok zor olduğunu belirtmiştir. Tahliye olduktan sonra anılarını kitapta toplayan Feride Çiçekoğlu, romanda İnci isimli bir gazeteci olarak karşımıza çıkmaktadır. Ünlü yönetmen Tunç Başaran’ın Uçurtmayı Vurmasınlar adlı eserinden çok etkilendiği ve teliflerini satın aldığını, sonrasında yönetmenliğini üstlendiği bir yapıma imza attığını söyleyebiliriz. Hüzünlü bir hikaye olarak Türk izleyicisinde derin izler bırakan Uçurtmayı vurmasınlar filmi 1989 senesinde başrolünü Nur Sürer, Ozan Bilen’in paylaştığı bir eser olarak gösterime girdiği sene büyük yankı uyandırdı.

Feride Çiçekoğlu’nun “Sizin hiç babanız öldü mü?”, “Vesikalı Şehir”, “Suyun Öte Yanı” adlarını taşıyan üç kitabı daha bulunmaktadır.  Uçurtmayı Vurmasınlar halen Can Yayınları tarafından baskısı hızla tükenen kitaplar arasında okurlara sunulmaktadır.

2- Susuz Yaz

Susuz Yaz bir Necati Cumalı romanı. Fakat ses getirdiği film endüstrisinde, hikayenin kitap olarak çıktığı dönemden çok daha ön plana çıkmıştır dersek yalan olmaz. Necati Cumalı’nın avukat olduğu dönemde toplumun yapısını psikolojik analizlerle ölçümlediği, gözlediği ve izlenimlerini aktardığı bu romanda, kişisel hırsların kişilerde yarattığı ruhsal boyutu, travmaları işlemiştir. Ağabeyini korumak isteyen Osman’ın tüm iyi niyetine rağmen arazisinde bulduğu suya muhtaç köylülerle karşı karşıya gelişini anlatan bir hikayedir. Cumalı bu hikayeyi 1962 yılında yazmıştır. Su ihtiyacı konu olarak ilk kez bahsedilen toplumsal bir öğe olarak dikkat çekmiştir. Bu hikayenin filme uyarlanışı ise 1963 yılına tekabül etmektedir. Metin Erksan’ın yönetmenliğinde Erol Taş, Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan başrollerde yer almıştır. Filmin çekiminin gerçekleştiği İzmir Urla Bademler köyü romanda bahsedilen bölgedir aynı zamanda. Siyasi unsurlar, hicivlere de yer verilen bu yapıt uzun bir dönem yasaklı filmler arasındaydı. Ege şivesinin yoğunlukla kullanıldığı romanla birebir örtüşen bu yapıt 1963 yılı Berlin Altın Ayı film ödülüne layık görülmüştür. Kapitalizmin yıkıcı düzenini yansıtan Susuz Yaz filmi, 2008 yılında Cannes film festivalinde klasik filmler alanında gösterime sunulmuştur.

Ayrıca Türk edebiyatına damga vuran şiirler ve hikayeleri bilgilerine de bakabilirsiniz.

3- Vurun Kahpeye

Vurun Kahpeye bir Halide Edip Adıvar romanı. Cumhuriyet tarihi kadın romancılarımızdan Halide Edip’in dönemin önemli gazetecilerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bilhassa kadınların yaşamda örgütlenmesini, dayanışmasını, iş ve sosyal hayata katılımını teşvik eden yazılarıyla dönemin birçok mecmuasında yer almış yazarlarımızdandır. 1923 senesinde kitap olarak basılan bu roman, öncesinde gazetelerde tanıtılmıştır.  Ülkemizin işgal altından kurtarılma sürecini, milli mücadele döneminin çetin yıllarında vatan için kurtuluş çabalarının yanında buna engel mahiyetinde olan kişilerle de mücadeleyi anlatan bir yapıt. Öğretmen Aliye’nin atandığı kasaba insanlarıyla olan iletişimi, eğitime verdiği önemi, gözlemleri ve milli mücadeleye katkısını etkili bir dille işlemektedir. Yenilik karşıtlarına rağmen Kuva-yi milliye ruhunun oluşumundaki katkısına da yer verir. Kasabanın sözüne itimat edilen bazı kesimlerince iftiraya uğrar Aliye ve bir toplumsal linçe maruz kalır.

Vurun kahpeye romanının beyaz perdeye aktarılışı ilk kez 1949 yılında olmuştur. Ömer Lütfi Akad yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan filmin başrollerini Sezer Sezin ve Kemal Tanrıöver paylaşmıştır.  Tiyatrolarda gösterime sunulan Vurun Kahpeye adlı yapıt sinemaya aktarıldığında bazı eleştirmen ve tutucu kesimlerce tepki görmüştü. Bu yüzden yasaklılar listesinde kimi zaman yer almak zorunda kaldı. Film, 1964 yılında Aliye Öğretmeni Hülya Koçyiğit’in ve 1973 senelerinde Hale Soygazi’nın canlandırmasıyla iki defa daha beyaz perdede gösterime girmiştir.

4- Anayurt Oteli

Şimdi bahsedeceğimiz aynı adlı romanından sinemaya da aktarılmış olan bir Yusuf Atılgan öyküsü olan Anayurt Oteli. İlk baskısına 1973 senesinde rastladığımız Anayurt Oteli, yalnızlığı, yoksunluk hissini insan psikolojisi üzerine yorumlatan yapıtlardan bir tanesi. Tesadüflerin insan hayatına verdiği yön ve beraberinde bir amaca dönüşümünü kurgulamış olan bu romanın hikayesi Anayurt Otelinde geçmektedir. Otel katibi olan Zebercet, otelin de sahibidir. Otele tesadüfen gelen çekici bir kadına tutulur. Daha sonra geleceğini söylediği halde gelmeyen kadının yokluğu onu arayışlara itmiştir. Yalnızlık ve içine kapanıklık hissiyle otel müdavimlerinin ayrılmasıyla iyice yalnızlaşan Zebercet, alkol ve bunalımın etkisiyle hayatında hatalar zinciri oluşturmaya başlar. Ömer Kavur’un sinemaya aktarmasıyla bu eser daha geniş kitlelerce tanındı. Macit Koper, Şahika Tekand, Orhan Çağman gibi ustaların yer aldığı film 1987 yılında Antalya Altın Portakal ödülüne layık görüldü. En iyi 10 Türk filmi arasında yer aldığı araştırmalarca ortaya konan Anayurt Otelinin çekimleri Aydın Nazilli ilçesinde gerçekleşmiştir. Bu yapım ayrıca İstanbul ve Venedik film ödülüne de layık görülmüştür.

5- Selvi Boylum Al Yazmalım

Selvi Boylum Al Yazmalım, 1970 yılında oluşmuş bir Cengiz Aytmatov klasiği. Hikayesini masalımsı bir tat ile sunan ve hayatın gerçekleriyle, duygular arasındaki geçişi karşılaştırma anlamında okurlarına ilham katan bir romandır. Yazar, hikayesinde farklı bir şehire geçmek isteyen bir gazeteciyi canlandırır. Zaman kaybetmemek için oradan geçen bir kamyona atlamak ister. Fakat rastladığı İlyas onu aracına almak istemez. Trende daha sonra tekrar karşılaşan bu ikilinin sohbeti, kamyona alınmayışına içerlenen yazarın sebebini öğrenmesiyle daha fazla ilerler. Ulaştırma işinde çalışan İlyas, çalışma yaptığı bir köyde Asyel isimli bir genç kıza rastlar ve aşık olur. Evlendirilmek zorunda olan  Asyel’i sonrasında kaçırır. İşleri eskisi gibi yoluna koyamayan İlyas ile Asyel arasında zamanla uçurum oluşur. Zamanını ona iş imkanı sağlayan Kadiça isimli bir kadınla geçirmeye başlayan İlyas, Asyel’in bunu fark etmesi ve oğulları Samet’i alarak kaybolmasına değin bir boşluk içine düşer. Nereye gittiğini düşünmeden yola koyulan Asyel ve Samet’ e sahip çıkan Baytemir de bu hikayeye konu olur. Zaman içinde bir seçim yapmak zorunda bırakılan Asyel, tercihini çocuğundan yana kullanacaktır. Hikayenin hüzünlü olduğu kadar iyiliğin de bu hüznü gideren parçası olması belki, yapıtı anlamdıran bir özellik. Sinemaya uyarlanışı Atıf Yılmaz önderliğinde 1978 yılına rastlayan bu yapımda Türkan Şoray ve Kadir İnanır olağanüstü bir performans göstermiştir. Los Angeles’ta Asya Dünyası Film festivalinde Asya rolüyle Türkan Şoray’a iki ödül kazandırmıştır.

6- Hababam Sınıfı

Hababam Sınıfı deyince elindeki çıngırağı ile merdivenlerden inen Hafize Ana, Güdük Necmi, İnek Şaban, okul müdürü Kel Mahmut karakterleri hemen gözünüzde canlandı değil mi? Yüzümüzde kahkahaların ardından oluşturduğu gülümseme ile hatırladığımız bu yapıt, bir Rıfat Ilgaz klasiği. Arzu film şirketi tarafından ilk kez 1975 yılında beyaz perdeye uyarlanan Hababam Sınıfı, 1957 senesinde kitap halinde okurlarına sunulmuş bir eserdir. Dergi yazarı Rıfat Ilgaz, öykülerini okurları ile paylaşır. En sonunda bunları bir kitapta toplar. Gazeteciliğinin yanı sıra tiyatro ve oyun yazarı da olan Ilgaz, bu eserinde Özel Çamlıca lisesinin eğitim hayatıyla çok ilgili olmayan, fazlasıyla haylaz, farklı lakaplara sahip gençlerin maceralarını esprili bir dille ortaya koymuştur. Buna rağmen iyi kalpli ve vefakar özellikleriyle de bağlılıklarını göstermiş olan öğrencilerin ve onları mezun etme anlamında sıkıntı yaşayan, oyunlarına maruz kalan öğretmenlerin hikayesi okurlardan, seyircilere değin ulaşmıştır. Ertem Eğilmez öncülüğünde çekilen filmde Adile Sultan Kasrı okul yerine kullanılmıştır.

Merak edilen ünlü 10 Türk bilim insanı ve çalışmaları hakkında ayrıntıları da inceleyebilirsiniz.

7- Gölgesizler

Gölgesizler, 1993 yılında Hasan Ali Toptaş tarafından kaleme alınmış bir Yunus Nadi ödülü sahibi romandır. Mekansal varlığı, gerçeklikle hayal arasındaki ikilemi, yaşam içinde var olan zıtlıkları konu edinmiş bir romandır. Edebi bir eser olarak köy ve kent gibi farklı yaşam alanları arasında mekansal olarak hikayenin konusu ilerlemektedir. Karakterler kendilerine ait olan dünyayı bulma arayışında olup köyde yaşayan kişilerin kayboluşuna değinen dram izleri taşıyan bir türdür. Yönetmen Ümit Ünal bu eseri filme alarak 2009 senesinde izleyicilerle buluşturmuştur. Kırklareli şehrinde çekimi tamamlanan filmde başrollerde Selçuk Yöntem ve Arsen Gürzap yer almaktadır.