Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir?

Minik Tospik yazdı. 25 Ekim 2021 149 okunma

DEHB, yani ‘Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, gençlerin ve çocukların sahip olabileceği ruhsal ve davranışsal rahatsızlıklar sınıfındadır. Bahsedilen dikkat eksikliği, otokontrol bozuklukları ve dürtüsel bozukluklara ek olarak hiperaktiviteyle beraber kendini gösterir. Toplumda rastlanma oranı ergenlik dönemindeki gençlerde %6 iken, çocuklarda %8 olarak belirtilmiştir. Genel olarak çocukluk çağı rahatsızlığı olarak görülür ancak erişkinlerde de görülür; bu oran ise %4’tür.

Bu sendromun önemli bölümü hiperaktivite olmasına rağmen yalnızca dikkat eksikliği de sıklıkla görülür. Hiperaktivite tanısı çocuklarda daha kolay koyulabilir fakat yalnızca dikkat eksikliği olan kişilerde tanı konması gecikebilir. Dikkat eksikliği yaşayan pek çok insan, hastalığının farkına bile varmadan yaşamaktadır. Siz de bu sorunu yaşıyor gibi hissediyorsanız, gelin hep birlikte DEHB nedir, belirtileri ve tedavisi nedir sorularının yanıtlarına bakalım…

Hiperaktivite Nedir?

Hiperaktivite, sözlük anlamıyla anormal derecede aktif olma durumu ya da olağandışı hareketlilik demektir. Başka deyişle, özellikle çocukların kendilerini kontrol edemediği anlamına gelen psikolojik rahatsızlıktır. DEHB olan çocuklar sabit durmakta ya da dikkatlerini toplamakta zorluk yaşayabilirler. Kimi çocuklar yalnızca evleri içinde değil aynı zamanda eğitim hayatlarında da bu sorunla karşılaşabilirler. Hiperaktivite bozukluğu, çocuğun sahip olduğu hiperaktivite sebebiyle farklı yollarla hareket etmesine sebep olabilir. Örneğin DEHB olan çocuklar diğer akranlarına oranla daha zor arkadaş edinebilirler.

Öte yandan, bu rahatsızlığı yaşayan çocukların diğer akranlarına nazaran konsantre olmaları daha zordur ve olaylar karşısında verdikleri tepkiler epey farklı olabilir. Mesela sınıf ortamında, öğretmenlerinin sorduğu sorulara izin almadan direkt olarak cevap verebilirler. Ayrıca dikkatleri kolaylıkla dağıldığından unutkan olma ihtimalleri yüksektir. Genellikle hayal kurma eğilimindedirler. Ödevlerini bitirmek konusunda zorlanabilir ya da eşyalarını sık sık kaybedebilirler. Farkına varmadan çok fazla konuşabilir ve hali hazırda konuşan kişilerin lafını kesebilirler.

Ancak çocuğun tüm bu belirtileri aynı anda göstermesi bile DEHB sahibi olduğu anlamına gelmez. Hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar bu davranışları süreğen şekilde ve hayatlarının her alanında, yani hem evde hem okulda hem de park gibi sosyal çevrelerinde gösterirler. Diğer yandan DEHB sorunu yaşayan çocuklar çoğunlukla sinirli, endişeli ve üzgün ruh halinde gözlemlenebilir. Fakat bu kadar olumsuz durum ebeveynleri korkutmamalı çünkü dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tedavisi mümkündür. Tabii hiperaktivitesi olan kişiye karşı dikkatli davranmak gerekir çünkü içerisinde bulundukları durum ve dışarıdan buna verilen tepkiler endişelerini artırabilir ve depresif olabilirler.

Konuyla ilgili Odaklanma Sorunu Nedir? Odaklanma Sorunu Yaşayan Çocuklar İçin Öneriler ayrıntılarına da bakabilirsiniz.

Hiperaktivite Bozukluğu Olan Kişilerde Görülen Ortak Özellikler

  • Sabit hareket
  • Saldırgan davranış
  • Dikkat dağınıklığı
  • Dürtüsel davranış

DEHB sahibi kişiler hareketsiz kalmak ya da konsantre olmak için uğraştıklarında, sonuç alamamakla kalmayıp başka problemler yaşamaya başlayabilirler. Mesela:

  • İşte ya da okulda zorluklara yol açmak
  • Yaralanmalara ve kazalara yol açmak
  • Aile ve arkadaşlarla ilişkileri zorlamak
  • Madde bağımlılığı ve alkol riskini artırmak

Hiperaktivite aslında genel olarak altta yatan başka zihinsel ya da fiziksel sağlık probleminin belirtisidir. DEHB olarak anılmasından anlaşılacağı gibi, dikkat eksikliği hiperaktiviteyle alakalı temel koşullardandır. Genellikle genç yaşta teşhis edilen DEHB, kişinin aşırı aktif, dürtüsel ve dikkatsiz olmasına sebep olur. Ayrıca ilk teşhisi yetişkin yaşlarında konan kişiler de vardır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi bu rahatsızlık tedavi edilebilir ancak en iyi tedavi süreci için erken teşhis ve tedavi elzemdir. Örneğin günlük hayatta küçük çocuklar için sıklıkla ‘hiperaktif’ tanımını duyarız. Bu DEHB belirtisi olabileceği gibi, yalnızca çocuğun hareketli olduğu anlamına geliyor olabilir. Ancak dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukların doğarken sahip olduğu rahatsızlıktır. DEHB sahibi akrabası olan çocuklarda hiperaktivite bozukluğu görülme ihtimali daha yüksektir.

DEHB Belirtileri

  • DEHB, sahip olan kişiye bağlı olarak farklı şekillerde hareket edilmesine sebep olabilir.
  • Hiperaktivite bozukluğu olan çoğu kişinin dikkat etme ve konsantre olma anlamında sorunları olur.
  • Kimi bireyler sıra beklerken ya da sınıfta otururken sorun yaşayabilir.
  • Unutkan, dikkat dağıtıcı ya da düzensiz olabilirler.
  • Hayal kurma eğilimleri vardır.
  • Ödevlerini bitirmekte zorlanabilir ya da eşyalarını kaybedebilirler.
  • Koltukların üzerinde dolaşabilir, aşırı hareketli olabilir, çok fazla konuşabilir ya da başkalarının lafını kesebilirler.
  • DEHB sahibi çocuklar endişeli, öfkeli ve üzgün olabilirler.

DEHB İhtimalinde Ne Yapılmalı?

Özellikle ebeveynler ve öğretmenler çocuğun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğundan şüphe duyarlarsa, ilk adım çocuğu uzmanın görmesini sağlamaktır. Çocuğu muayene ettikten sonra doktor, psikiyatrist, pedagog ya da psikolog gibi uzmanlara yönlendirebilir. DEHB ya da başka davranış problemleri olan çocukları yalnızca uzmanlar teşhis edebilir. Doktorun işinin en önemli kısmı, çocuğun hiperaktivite bozukluğuna benzeyen fakat farklı tedavi yöntemlerini gerektiren diğer hastalıklara sahip olup olmadığını kontrol etmektir.

Günümüzde ne yazık ki dikkatini toplamakta zorluk çeken, düzensiz, aşırı hareketliliği bulunan ve dürtüsel olan dürtüsel olan çoğu çocuğa sık sık hiperaktivite tanısı konuyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun nedenleri hakkında fazlasıyla yazılıp çiziliyor. Hatta tedavi sürecinde ilaç kullanımı da sıklıkla tartışma konularının arasında yer alıyor. Oysa DEHB tanısı ve tedavisi, bütüncül yaklaşımla ele alınarak düzenli olarak takip edilmelidir. İlaç tedavisi ise son çare olarak düşünülmelidir.

DEHB Tedavi Teknikleri

İlaç tedavisi problemin görünen yüzünü çözüyor gibi görünebilir ancak hiperaktivitenin altında yatan eksikliği maskeler. Aileler ise genellikle bu sorunun fiziksel bozukluktan kaynaklandığına inanıyor ve çocuklarının iyileşmesine dair umutları azalabiliyor. Böylelikle çocuk hem kendi iradesiyle hem de aile desteğiyle kendini kontrol edebilme olanağından uzaklaşmış oluyor.

  • Hiperaktivite boşaltılamayan duygulardan kaynaklanabilir.

Yapılan araştırmalara göre, hiperaktivite bozukluğu olan kişilerin yalnızca %5’inde nörolojik bozukluk görülüyor. Diğer vakalarda ise, sorunun acı veren hislerin tam olarak boşaltılamaması yüzünden ortaya çıktığına inanılıyor. Toplum içerisinde ağlamayan bebekleri mutlu, bebeğini çabuk susturabilen ebeveynleri ise başarılı görmek gibi yanlış kanılar vardır. Ancak gülmek ve ağlamak, kendilerini konuşarak ifade edemeyen bebekler için duyguları belli etmenin yoludur. Bebekler güvende ve iyi hissettiklerinde güler, olumsuz duygularında ise ağlarlar. Elbette ebeveynler bebeklerini ağlarken görmek istemedikleri için hemen susturmaya çalışırlar. Dolayısıyla acı ya da olumsuz duygu yaşayan bebekler fark etmeden hareketlenmeye ya da parmak emmek gibi davranışlarda bulunmaya koşullanıyor.

  • Bebekken ağlamalarına belli oranda izin vermek faydalı olabilir.

Çocuk, daha önce acı gibi olumsuz duygular içerisinde hiç bırakılmadığından bununla nasıl başa çıkacağını bilemiyor ve bu çocuklarda aşırı hareketlilik duygularını kontrol altında tutmanın yolu haline geliyor. Ağladığında bebeği hoplatmak, sallamak veya onunla aktif şekilde ilgilenilmek ruhsal gelişimi açısından faydalı olsa da bu uyaranların bebeğin ağlama ihtiyacını yok etmek için kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Çünkü eğer hareket uyaranları yanlış zamanlarda verilirse, bebeğin ağlama ihtiyacını bastırmasına sebep olabiliyor.

  • Çocuğun duygularını ifade etmesine yardım edilmelidir.

Çocukların DEHB sahibi olması, anne ve babaların başarısız ebeveyn oldukları anlamına gelmiyor. Fakat anne ve babaların çocukların olumlu veya olumsuz bütün duygularında kendilerini ifade etmesine teşvik etmesi, olası dikkat eksikliği ve hiperaktivite, parmak emme, tırnak yeme gibi problemleri azaltabiliyor. Hisleri mümkün olduğunca en saf haliyle dışa vurmanın gerginliği ve stresi azaltan, kişinin ruhsal sağlığı için önemli boşaltım mekanizması olduğu unutulmamalıdır.

  • Sabırlı olunmalı ve mutlaka profesyonel destek alınmalıdır.

Bebekliklerinden beri kazandıkları bu alışkanlıkları terk etmek ve doğal iyileşme sürecini başlatmak ne çocuklar ne de anne-babalar için kolay olacaktır. Ebeveynler çocuklarına ‘Artık ağlayabilirsin ve seni üzen şeyleri söyleyebilirsin’ gibi telkinlerde bulunduklarında, çocuğun bunu kabul ederek derhal açılması elbette zor olabilir. Çocuğun ağlayabilmesi ya da duygularını içtenlikle dile getirebilmesi için ebeveynlerinin onu her zaman anlayacağı, destekleyeceği ve yanında olup sakinleştireceğine dair güven duygusunun tam olarak gelişmesi gerekir. Bunun için de en çok gereken şey sabırdır. Ebeveynler için de bu süreç zorlu olacağından uzmanlardan destek almak, kesinlikle durumu kolaylaştıracaktır.