İlk Psikolojik Romanımız Eylül'ün Özeti ve İncelemesi

Cahil Uzman yazdı. 9 Aralık 2020 755 okunma

Kültür ve edebiyat dünyamızda pek çok ilkler mevcuttur: İlk Yazılı Eserler, ilk İslami Eserler, İlk Tasavvufi Eserler, Batılı Tarzda İlk Edebi Roman, İlk Psikolojik Roman…gibi.

Bu yazımızda İlk Psikolojik Roman’ı ele alacağız. Servet-i Fünun Edebiyatı romancılarından olan Mehmet Rauf’un bu eseri edebiyat tarihimizde ilk psikolojik roman olarak kabul edilir.

İlk Psikolojik Romanımız Eylül’ün Yazarı Mehmet Rauf Hakkında:

Romanı incelemeye geçmeden önce kısaca yazarımızdan bahsedeyim. Mehmet Rauf, 1875’te İstanbul’da doğdu. Bahriye Mektebi’ni bitiren yazar deniz subayı olarak orduda görev aldı. Yazıları o dönem, ahlaka aykırı bulunduğundan 1908 yılında ordudan ayrılmak zorunda kaldı. Bundan sonra geçimini yazarak temin eden Mehmet Rauf, bütün romanlarında çoğunlukla farklı sosyal ve psikolojik temalarla örülen aşk maceralarını konu olarak işlemiştir. Aşktan bahsetmediği eseri yoktur.

İlk evliliğini Servet-i Fünun Edebiyatı’nın en güçlü şairi olarak kabul edilen Tevfik Fikret’in halasının kızıyla yapan Mehmet Rauf, bundan sonra iki evlilik daha yapmıştır. Son evliliğini yapmasından bir hafta sonra rahatsızlanarak 1931 yılında doğduğu kent olan İstanbul’da hayata veda eder.

Mehmet Rauf, Türk Edebiyatı’nın en büyük romancısı olarak kabul edilen Halit Ziya Uşaklıgil'den etkilenmiştir.

Eylül, ilk psikolojik roman olmasının yanı sıra sanatçının ilk ve en başarılı eseri olarak kabul edilmektedir.

İlk Psikolojik Romanımız Eylül’ün Kısa Özeti:

Biraz da Eylül romanının konusundan bahsedeyim. Süreyya Bey eşi Suad Hanım’la mutlu bir evlilik sürdürmektedir. Bekar bir erkek olan Necib Bey, Süreyya Bey’in halasının oğludur. Necib, Boğaziçi’nde bir yalı kiralayan aileyi sık sık ziyarete gelir. Bu ziyaretlerde Süreyya Bey ile Suad  Hanım’ın mutlu evliliklerinden oldukça etkilenir ve bu evliliğe gıpta eder. İç dünyasında, neden evlenemediğinin iç muhasebesini yapar. Vardığı nokta; Suad Hanım gibi eşini seven, ona sadakatle bağlı olacak birine rastlayamamış olmasıdır. Necib’in Suad Hanım’a; dürüstlüğü, Süreyya Bey’e büyük bir sevgiyle bağlılığı ve zarifliğine duyduğu saygı ve hayranlık zamanla gizli bir aşka dönüşür. Öyle ki, bir gün dayanamaz Suad Hanım’ın eldivenini çalar. Sonunda hastalanır, humma nöbetleri sırasında bu eldiveni sayıklar. Suad bunu öğrenince eldivenin öbür tekini de verir. Böylece her ikisinin birbirine duyduğu aşk açığa çıkmış olur. Arkadaşı ve aşkı arasında kalan Necib ile kocasına bağlı Suad, nefislerini yenerek bu aşkı küllendirmeye çalışırlar. Çıkan bir yangında evden çıkamayan Suad’ı kurtarmak için Necib kendini azgın alevlerin arasına atar. Bu, ikisinin de sonu olur.

İlk Psikolojik Romanımız Eylül’ün İncelemesi:

📖 Roman, Servet-i Fünuncuların edebiyat anlayışına uygun olarak yazılmıştır. Konu; toplumsal değil, bireyseldir. Amaç; toplumun problemlerini anlatmak değil bireysel ilişkileri ele alarak sat yapmaktır. Bir şeyler öğretmek yerine sanat yapmak genel bir ilkedir. Bu açıdan dil, kusursuzdur. Servet-i Fünuncular eserlerinde, sanat yapmak gayesiyle çok ağır bir dil kullanmışlardır.

📖 Ancak Mehmet Rauf bu romanında, kendisine örnek aldığı Halit Ziya Uşaklıgil’den daha sade bir dil kullanmıştır.

📖 Yazar, bu romanında psikolojik tahlillere ağırlık vermiştir. İç konuşmalar, kahramanlar arasındaki diyaloglardan daha geniş yer tutmaktadır.

📖 Çağdaş romanlara göre kahramanlar daha azdır. Konuşmalar kısa, psikolojik tahliller ve iç konuşmalar daha uzundur.

📖 Kahramanların dış(fiziki) portrelerinden ziyade iç(ruhi) portreleri geniş yer tutmaktadır.

📖 Anlatımda uzun ve sıralı cümleler tercih edilmiştir. Bu durum anlamayı zorlaştırarak akıcılığın önünde bir engel teşkil etmektedir.

📖 Mekan(yer), Tanzimat ve Servet-i Fünun romanlarının genelinde olduğu gibi İstanbul ve İstanbul’un seçkin semtleridir.

📖 Konu bireysel, kahramanlar genellikle hazırcı, mirasyedi; konak ve yalılarda yaşayan seçkin kişilerdir.

📖 Romanda gözleme yer verilmiştir. Bu eserde romantizmin de etkileri  görülmektedir.

Dönemi daha iyi anlayabilmek, o dönemin özelliklerini ve psikolojik romanı kavrayabilmek için bu roman okunması gereken önemli bir eserdir.