Son zamanlarda turizm rakipleri Kiev ve Odessa’yı geride bırakan Lviv, ya da Kırım Türkçesi adıyla İlbav, bir efsaneler şehri desek yalan olmaz. Eski çağlardan kalma binaları ve mimarisi, küçük avluları, Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla tarihi dokusunu saklayarak bize Orta çağdan kalma sırları taşıyor. Toplamda 104 katedral ve kilise, 60 müze barındıran şehri ziyaret etme şansını yakalarsanız gizemli ve mucizevi atmosferini hayatınız boyunca hatırlayacağınıza eminiz. Şimdi size Lviv’e gittiğinizde görmeden dönmemeniz gereken 11 yerden bahsedelim…
1. Opera ve Bale Binası
Gördüğünüz anda tarihi bir film izliyormuş gibi hissedeceğiniz bu binayı yakından görmek, ekrandan görmek gibi bir etki yaratmaz elbette. Görüntüsüyle kendine hayran bırakan Lviv Opera Binası’nın mimarisi Neo-Rönesans akımının bir örneği. Dekorları ve mimari tarzı nedeniyle genellikle Viyana Devlet Opera Binası ile kıyaslanır. 1900 yılında Polonyalı Zygmunt Gorgolewski tarafından projelenen binanın temelinde ve tarihinde birçok gizemi barındırdığı da söylenir.
Efsanelerden birine göre, Zygmunt Gorgolewski binanın yapılmasından bir sene sonra yeraltı sularının binanın temelini bozduğunu fark eder ve bu vicdan azabına dayanamadığı için intihar eder. Bu acılı ama gururlu efsane ne kadar doğru bilmiyoruz ama Lviv Opera ve Bale Binası ilk yapıldığı zamandan beri sapasağlam yerinde duruyor ve her sene yeni performanslara ev sahipliği yapıyor.
2. Belediye Binası
Belediye binasını içinde barındıran Pazar Meydanı, Lviv’in tarihi dokusunun merkezinde yer alan bir alanı ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Meydanın en dikkat çeken noktası ise Belediye Binası. 14.yüzyıldan beri şehre tanıklık eden binanın yüksekliği 65 metre ve sadece şehrin değil aynı zamanda Ukrayna’nın da en yüksek belediye binası olma özelliğine sahip. Hala, asıl amacına hizmet ederek yerel yetkililerin kullanımında. Eminiz ki yetkililer her gün mucizevi şehrin panoramik görüntüsünün tadını çıkarıyordur!
3. Potocki Sarayı
19.yüzyıla ait bu mimari anıt, zamanın etkin ve zengin Polonyalı ailelerinden Potockilere ait ve Fransız klasiği tarzında inşa ediliyor. Dekoratif bir şekilde kalıplanmış balkonları ve devasa kapılarıyla dikkatleri üzerine çeken sarayın ilk yapıldığı dönemde iç ve dış dekorları önemli siyasi toplantılar ve oda konserleri yapılabilmesi için düzenleniyor. Sonrasında, Sovyet Dönemi’nde, Kayıt Bürosu olarak kullanılan Potocki Sarayı, son olarak 21.yüzyılın ilk yıllarında şehrin sanat galerisi olarak hizmet vermeye başlıyor.
4. Ermeni Mahallesi
Lviv’in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Ermeni mahallesi, şehrin kuzey kısmında konumlanmış ve 13.yüzyılda Ermeniler için bir nevi sığınak haline gelmiştir. Ermeniler, yaşamak için gerekli olan her şeyi okullarını, kütüphanelerini, kiliselerini, hastanelerini ve hatta tiyatrolarını burada kurmuşlardır. Bu oluşumların çoğu 16.yüzyıldan beri burada bulunmaktadır. Ermeni Katedrali bu binalardan biridir. Katedralin kalınlığı 1,5 metreye ulaşan dış cephesinin yanında iç cephesi de mimarisiyle görenlerde hayranlık uyandırmaktadır. İç cephede bazılarının geçmişi 600 yıla varan etkileyici tablolar bulunmaktadır ve katedralin tapınak kısmında kubbe mozaiklerle süslenmiştir.
5. Lychakiv Mezarlığı
Muhtemelen mezarlığın nesini görmemiz gerekiyor diye düşünüyorsunuz ama Lychakiv mezarlığı Lviv’in kent mimarisinin ayrılmaz bir parçası olmuş diyebiliriz. 18.yüzyıldan kalma mezarlık, Avrupa’nın en gösterişli mezarlarından biridir. Lychakiv, mezar taşı anıtları ve güzel mahzenlerinin yanında seçkin sanatçılarla ilgili birçok gizemli masal ve efsaneyle de bilinmektedir. Mezarlık bünyesinde farklı mimari tarzlarda sayıları 500’e yakın heykel ve 2000’den fazla kriptaya (genellikle kiliselerin altında bulunan taş oda) bulunmaktadır. Anıt mezar taşların üzerindeki yazılarda Ukraynaca da dahil olmak üzere Lehçe, Almanca, Sırpça, İtalyanca, Ermenice, Latince, İbranice ve Rusça gibi birçok dilin varlığı görülmektedir.
Ayrıca Hiç Uyumayan Şehir New York Gezi Rehberi adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
6. İtalyan Avlusu
Belediye binası gibi Pazar Meydan’ında bulunan avlu Rönesans mimarisinin izlerini yansıtır. Meydandaki en romantik ve rahat köşelerden biridir çünkü şehir merkezinden gelen gürültü avlu sınırlarından içeri giremez. Yapıldığı dönemin kanunlarına göre meydandaki evlerin cephelerinde üç taneden fazla penceresi bulunamazdı ve bu bir fırsat eşitliği kuralıydı. Bu yüzden şehrin en zenginlerinden, şarap tüccarı Konstantin Kornyakt da avluyu barındıran evini böyle yaptırmak durumunda kaldı. Fakat yaklaşık 100 yıl önce, binayı satın alan yetkililer binaya Kral Jana III’ün adına bir müze yaptılar. İtalyan avlusunun şu anki kullanım amacı için ise Lviv kahvesini tadabileceğiniz ya da caz/klasik gibi çeşitli konserler izleyebileceğiniz açık bir alan diyebiliriz.
7. Dormition Katedrali
İçi 17. ve 18.yüzyıla ait tablolarla süslenmiş olan Dormition Katedrali, 1773 yılına ait ikonostasise (Ortodoksların dini mimarisinde genellikle ikonalarla süslenmiş duvar) sahiptir. Katedralin en yüksek noktası 66 metredir ve Venedik’in Çan Kulesi’ne benzetilir. Katedrali de içinde barındıran komplekste ayrıca bir matbaa, kütüphane, okul ve müze bulunmaktadır. Dormition Katedrali ile ilgili eskiden şehrin Ortodoks cemaatinin toplanma mekânı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu cemaat aynı zamanda Konstantin Kornyakt’ın evinin içinde inşa ettiği İtalyan avlusu ile de anılmaktadır.
8. Lviv Üniversitesi
Doğu Avrupa’nın en eski üniversitelerinden biri olan Lviv Ulusal Ivan Franko Üniversitesi varlığını 1608 yılından beri korumaktadır. 1773 yılına kadar üniversitesinin ana bölümleri arasında sadece felsefe, teoloji ve Latince bulunmaktayken Galiçya Krallığı’nın Habsburg İmparatorluğu’nun hükmüne girmesiyle eğitim daha laik bir hale gelmiş ve üniversite Ukrayna dilinde eğitim verilmeye başlanmıştır. O dönemde, üniversitede eğitim veren tüm profesörler için bilim doktoru unvanına sahip olmak şartı mevcuttu ve bu iş için aday olan herkes Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği komisyon tarafından onaylanmak zorundaydı. Bu sebeple orada çalışıyor veya okuyor olmak o dönemden beri prestijli bir ayrıcalık.
9. Eczane Müzesi
Eski ve gerçek bir eczane alanında 1960’lı yıllarda açılan Eczane Müzesi’nin sergisi 16’dan 3000’den fazla ürünün sergilendiği 16’dan fazla salonda gerçekleştirilmiştir. Müzeye gelen ziyaretçiler için gerçek farmasötik teraziler ve materyallerin yanında ilaçları saklamak için kullanılan ekipmanların toplanışını da gözlemlemek mümkündür. Müzedeki salonlardan birinde gerçeği aratmayan bir eczane laboratuvarı en ince ayrıntısına kadar inşa edilmiştir. Bu laboratuvarın dekorasyonu, eski gravürlere ve kitaplara detaylandırılmıştır. Aynı zamanda, Eczane Müzesi’nde meraklıları için farmasötik kitapların ve belgelerin saklandığı bir kütüphane de mevcuttur.
10. Lviv Arsenal (Cephanelik)
Arsenal kelime anlamı itibariyle cephanelik demektir fakat Lviv Arsenal Silah Müzesi amacıyla kullanılmaktadır ve Ukrayna’da bu amaçla kullanılan tek müzedir. Dünyanın yaklaşık 30 ülkesinden toplanan ve burada segilenen silahlar arasında bronz toplar, baltalar, silahlı kap kacak, askeri emirler ve daha başka bir sürü obje bulunmaktadır. Sergilenen koleksiyon, çeşitliliği, benzersizliği ve tabii amacıyla etkileyicidir ve alışılmışın dışındadır. Müzede sergilenen en ilginç objelerden biri ise 16.yüzyıldan kalma bir Alman kılıcıdır. Bu türden bir başka kılıç da Londra’da Wallace Koleksiyonu’nda saklanmaktadır.
11. Ukrayna Katolik Üniversitesi Kütüphanesi
Projesi Alman Behnisch Architekten ve Lviv Chaplinskyy & Associates tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen kütüphanenin inşası yaklaşık 2 yıl sürmüş ve 10 Eylül 2017’de açılış töreni yapılmıştır. Toplamda 5 katı bulunan kütüphanenin bünyesinde 3 tane de teras alanı vardır. Bu alanlardan ikisi açık hava olarak düşünülmüştür. Diğeri ise kütüphanenin en üst katında, tamamen camla kaplı ve muhteşem bir Stryi Park manzarasına sahiptir. Tarihe tanıklık etmiş ve her köşesinden belli eden bu şehirde, modern yapısıyla dikkat çeken ve antik mimariyle kıyaslanmaya kesinlikle değer olan bu kütüphane açıldığı zamandan beri Lviv’in en modern ve çevre dostu mekânı olmuştur.
Sıkça Sorulan Sorular
Hali hazırda Ukrayna sınırlarında bulunan şehir, ülkenin batı tarafındadır. Nüfusu bakımından batı tarafının en büyük kenti olmakla birlikte ülke genelinde de 7.sırada yer almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti ve Ukrayna arasında Vize Muafiyeti Anlaşması imzalandığından T.C. vatandaşları geçerli pasaportları ya da yeni nesil kimlik kartlarıyla vizesiz bir şekilde Ukrayna’ya/Lviv’e seyahat edebilmektedirler.