Tüm Dünyada Yaygın Olan Batıl İnançlar ve Hurafeler
- Fikir Mühendisi yazdı.
- 6 Şubat 2021
- 710 okunma
- 1 beğeni
Batıl inançlar, diğer adıyla hurafeler, insanların, dogmatik unsurlarla, hayal ürünü sayılan inançlarla desteklediği, gerçekle bağlantısı kesinleşmemiş olan bazen saplantılı bir düşünceye dönüşmüş inanışların bütünüdür. Dünya üzerinde yaşayan kültürler içerisinde araştırmalara konu olmuş batıl inançların tesiri birçok ülkede geçmişten bugüne korunan bir yapıda varlığını sürdürmektedir. Hatta bunun bir yaşam tarzı ve gelenek olarak devam ettiği, gündelik hayatta dahi önemli yer tuttuğunu söyleyebiliriz.
Ülkemizde de aynı batıl düşüncelere örnekler vermek mümkündür. Merdiven altından geçmenin ya da yolda bir kara kedi görmenin uğursuzluk aşılayacağı fikri de bunlardan bazıları. Bilimsel bir dayanağı olmayan, bir nevi şartlanma şeklinde düşünülen bu batıl inançların çıkış kaynağı aslında tam olarak bilinmemektedir. Eski uygarlıklar, kabileler, hatta Kızılderili kabilelerin bu anlamda uğursuzluğu def etme ya da şans getireceğine inandıkları tütsülü ayinleri, törenlerini bilmeyen yoktur. İnanışın, enerji üzerindeki etkisi muhakkak önemlidir. Fakat bunun bir fobi, anksiyete gibi rahatsızlıklara dönüşme ihtimaline karşın ritüel gibi gördüğümüz bazı basit durumların saplantıya neden olabileceği hususunda uzmanlar görüş olarak birleşmektedirler. Bugün, bu fikir ve inanışlar doğrultusunda farklı medeniyetlerde yer alan batıl inanışlar ve etkileri konumuz. Bizdeki inanışlarla da bir kıyaslama yapmak için yazımıza bir göz atmanızda fayda görüyoruz.
1. Merdiven Altından Geçmek
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi merdiven altından geçmek, batıl inançlar arasında en yaygın olanlarından. Bu düşüncenin çıkış kaynağının, geometriye verdiği önemle bilinen Antik Mısır medeniyetine dayandığını da söylemeliyiz. Uğursuzluk ile ilgili bilmeyenleriniz için söylüyoruz. Duvara dayalı merdivenin oluşturduğu üçgen açı, Mısır açısından önemli bir şekildir. Piramitlerin oluşturduğu biçimden de bunu anlıyoruz. Kutsallığı üzerine çok defa Mısır sembolü de üçgen şekli, merdivenle bu noktada bağdaştırılmıştır. Merdivenin oluşturduğu bu açıya saygısızlık denebilecek bir hareket de onun altından geçmek olarak sayılmış ve zamanla hurafeye dönüşmüştür.
2. Kara Kedi
Aslında kara kedinin uğursuz sayılması, daha çok rengi ve gece parlayan gözlerinden ötürü olduğu yönünde Orta çağ döneminde İngiliz ve Hristiyan toplumlarında düşünülmüştür. Kara kedi besleyen insanların, büyücü, cadı gibi tabirlerle anılması hatta lanetli olduğu düşünülmesi söz konusu olmuştur. Esnek ve cüssesiyle pek çok güçlüğü aşma özelliğine sahip kediler ayrıca dokuz canlı olarak düşünülür. Bunda yüksek bir yerden düşen bir kedinin kendini ayarlayarak dört ayağı üzerine düşmesi de etkili olmuştur. Tamamen hayal ürünü ve gerçeğe uzak bir düşünceyle kimi eski toplumlar bu sevimli canlıları tehlikeli görmüş, hem kendileri hem onlar için hayatı zorlaştırmıştır.
3. Dört Yapraklı Yonca
Hepsi tanıdık geliyor değil mi? Aslında bunları bilmek, elbette ki doğruluğunu kabul etmek anlamına gelmemektedir. Dört yapraklı yonca hurafesinin tarihi ise Vikingler dönemine kadar uzanmaktadır. Yonca, hemen hemen birçok yerde varlığına rastlayabileceğimiz bir bitkidir. Fakat çok nadir de olsa dört yapraklısına ulaşan kişinin şansı bulduğu yönünde inanış yaygındır. Görünüşü hoş bir sembol çiçeği de olan yonca, günümüzde şansı temsil etmede kullanılan bir figürdür. Eski toplumlar, şansı hayatlarına çekmek için çiçeğin kendisini çantalarında taşımış, hatta resimlerini çerçeveletip asmıştır.
4. Uğur Böceği
Küçük ince kanatları, kırmızı parlak deseni ve siyah benekleri ile uğur böceği, şans sembolü sayılan bir böcek türüdür. Daha çok kırsal alanlarda, bitkiler üzerinde görülebilen bu böcek, şans getirsin diye insanları oralara çekmek istiyor diyemeyiz haliyle. Besin kaynağı için kendisine yer arayan bu sevimli canlı da batıl inançlara malzeme olmuştur.
5. Baykuşların Etkisi
Kendisine has bir türü olan baykuşlar, başını 180 derece döndürme özelliğine sahip, tuhaf gövdesi ve çıkardığı sesle de hurafeye dahil edilmiştir. Aslına bakarsanız hurafelerin oluşuyla ilgili, kişilerin gördüğü nesne veya canlıların onlarda yarattığı his etkilidir dersek yanılmayız. Bu ön yargının temelinde başta korku ve bilgisizlik yatmaktadır. İletişim kurulamayacağını düşündüğümüz ilginç gelen her unsurun bir tamamlayıcısı olarak bir batıl inanç yaftalamak, belki de bu canlılara karşı yapılan en büyük haksızlık. Aynı şekilde baykuşların, hastası olan bir evin yakınında ötüşü, ölüm haberi olarak inanışlar arasında yer almaktadır.
6. Avucun Kaşınması
Bu inanış da aslında bizlerde de görülebilen bir batıl inanç. Sağ avucun, bilekle beraber kaşınması, yakın zaman içinde para geleceği yönünde yorumlanır.
7. 13 Sayısının Uğursuz Kabul Edilmesi
Dünya üzerinde pek çok ülkede 13 sayısı uğursuz kabul edilir. Bazı toplumlar ise tam aksi 13 sayısını uğurlu bir sayı olarak kabul eder. Örneğin bazı müslüman toplulukları 13 sayısını Hz. Muhammed’in doğum tarihi 571’in rakamları toplamının 13’ü vermesinden ötürü önemli bulur. Germen ve Kelkit toplumları da 13’ün mucizevi değere sahip olduğunu düşünmüştür. Eski uygarlıklardan Babiller bu sayısının ölüm sayısı olabileceği yönünde sayıp kanunlarında 13 sayısına yer vermemiştir. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde ev ve otel oda numaralarında halen 13 sayısı kullanılmamaktadır. Çin’de ise bu sayının aksine 4 sayısı uğursuz kabul edilir.
8. Hayalet Evliliklerin Yapılması
Batıl inançlar konusunda derinlere indikçe, belki bizim kendi toplumuza has hurafelerden bile çok ötede olanlarına başka uygarlıklarda rastlayıp şaşırabiliyoruz. İşte bunlardan bir tanesi de, hayalet evliliğin gerçekleşmesi yönünde Çin’e özgü bir batıl inanç. Hayalet evlilik, iki erkek kardeşten küçük olanının evliliğinin ağabeyinden önce yapılması nedeniyle batıl görülür. Evlilik hazırlığında olan çiftlerden birinin ölümü üzerine de hayatta kalan diğer eş, ölenin hayaletiyle evlilik gerçekleştirebiliyordu.
9. Yedi Kocalı Kadınlar
Yedi kocalı hürmüz filmi ve müzikalini bilmeyen yoktur. Şarkılarda rastlanabileceği düşünülen bir ilginç çok eşlilik kavramı, kadınlar için de yaygın bir inanışa tekabül ediyor. Nepal ve Tibet bölgesinde yer alan Nyimba vadisi topluluklarından Nyimba kadınlarının en az 2 adet olmak üzere 7 kocaya kadar evleniyor. Her birinden çocuk dünyaya getirebiliyor.
Dünyadaki en ilginç ve tuhaf gelenekleri okumak isterseniz, linkteki yazımıza göz atabilirsiniz.
10. Ekmeği Ters Koyma
Fransa’da ortaya çıkmış bir batıl inanç olan ekmeği ters koymama geleneği, şansı etkileyeceğine inanılan bir başka hurafe çeşidi. Öyle ki yanlışlıkla dahi olsa masaya ekmek ters yönde koyulduğunda, doğru yöne çevirip üzerine bir çizik atılması, kötü enerjinin önlenmesi adına gerekli görülürmüş.
11. Doğum Günü Tarihinde Hata
Almanların dakikliğe, zamanlamaya ne kadar önem verdiği bilinir. Düzen onlar için oldukça önemlidir. Fakat bunu hurafe düzeyine taşıyan bir başka durum ise doğum günü kutlamasında yapılan hata. Aslında Avrupa’da birçok kültürde birinin doğum gününü erken veya geç kutlamanın, uğursuzluğa kapı aralayacağı düşünülmektedir.
12. Uğursuz Kabul Edilen Gün
Salı günlerinin İspanyollar için uğursuz bir gün sayıldığını biliyor muydunuz? Bu durumun Yunan- Roma mitolojisiyle ilgili olduğu ve savaş tanrılarının başına gelen dertlerin, Salı gününden kaynaklanmasından oluştuğu düşünülmektedir.
13. Makası Açık Bırakmak
Mısır’da eğer bir makas kullanılmadan açık halde bırakılmışsa bu da uğursuzluk getireceğine inanılan bir durumdur. Hatta makasın açık unutan kişinin sevdiği bir kişiyle arasının açılacağına da delalet ettiği söylentiler arasında olan bir hurafedir.
14. Yemek Yerken Şarkı Söylemek
Hollandalıların inanışı gereği yemek esnasında, masada şarkı söylemek, şükretmeye karşı saygısızlık sayıldığından bereketi kaçıracak bir batıl inanç sayılmaktadır.
15. Perşembe Günü Saç Kesmek
Batıl inançları değerlendirmeye kalktığımızda daha çok uğursuzluk veya şans getirme anlamında bir inanış ağırlığının baskın olduğunu görebiliriz. Hintliler, saç kesmek ve yıkamak için perşembe ve cumartesi günlerini uğursuzluk olarak addetmektedirler.
16. Kafaya Pisleyen Kuş
Talih kuşu sözünün aslında bir nevi çıkış kaynağını oluşturan unsur kabul edilen kafaya kuş pislemesi, şans ve paranın kişiye geleceği yönünde eski ve yaygın inanışlardan bir tanesidir.
17. Dilek Tutmak
Yıldız kaydığında ve iki aynı isme sahip kişi arasına girdiğinizde dilek tutmak, birçok ülkede dileğinizin kabul edileceği fikri yaygın batıl bir başka inanıştır.
18. Havuza Bozuk Para Atmak
Romalılar dönemine ait bir inanış olan bozuk parayı süs havuzuna atma inanışı, çok eskilerden bu yana süregelen bir hurafedir. Günümüzde Yerebatan Sarnıcı, Balıklı göl gibi turistik alanlarda dahi bu tip durumlarla karşı karşıya gelmekteyiz.
19. Çaput Bağlama
Eski Türk inanışlarından biri olan çaput bağlama, arzu edilen bir dileğin gerçekleşmesi için ağaçlara bağlanan çaputların yanı sıra, evliyaların türbelerine çaput bağlanmasını konu alır. Gerçekleştiği zaman çaputun oradan sökülmesini içeren bir inanış olarak Anadolu’da yaygınlık göstermiş bir batıl inançtır.
20. Gidenin Arkasından Su Dökme
Bir Şamanizm geleneği olan gidenin arkasından su dökme batılı, eski Türklerin inanışlarında geniş bir yere sahipti. Halen günümüzde de yolculuğa veya bir sefere, askere giden bir yakının arkasından bir tas su dökme geleneği yaygındır. Kişinin sağ salim dönüşünü temenni içeren, “Su gibi git, su gibi gel” ifadesi sıklıkla vurgulanır.
Anadolu'da yaygın olan örf ve aderler için likteki yazımızı okuyabilirsiniz.
21. Üç Kez Tahtaya Vurmak
Bir sohbet esnasında, kötü bir olay ve başa gelinmesi istenmeyen üzücü bir durumdan söz ederken yapıla gelen basit bir harekettir, üç kez tahtaya vurma. Bu hareketle, bahsedilen o kötü enerjinin uzaklaştırıldığı düşünülür. Balkan kültürlerinden ve eski Şaman toplumlarından yayıla gelmiş bir batıl olan tahtaya vurmak, Amerikan kültüründe de yer etmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Eski toplumlar, yaşadığı tarihlerde görsel bazı unsurları yorumlamıştır. Ayrıca tesadüfi gerçekleşen bazı durumlar yahut ön yargıları nedeniyle bazı nesneleri, canlıların belirgin bazı güçler taşıdığına inanmışlardır. Bilimi temel almayan bu hurafeler, kulaktan dolma fikirlerle zaman içinde bir inanış haline gelmiştir. Batıl, daha çok insana hissettirdiği enerji üzerinden anlam bulunmak istenen bir konu olmuştur.
Örf ve adetleri, daha geniş kapsamlı, yaşamı, yaşayış tarzını daha belirginleştirmiş sayabiliriz. Hatta ihtiyaçlar doğrultusunda oluşmuş, safsatadan uzak geleneksel bir yapı olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Batıl inanış ise, örf ve adetlere paralel geliştiği düşünülse de gerçeklerle olan ilgisi sadece inanç boyutunda kalmış bir durumdur.