Küreselleşme ve teknoloji ve ulaşım ağındaki gelişmelere rağmen dünya üzerinde ziyaret edemeyeceğimiz yerler hala mevcuttur. Dünyanın her yerini keşfetmişçesine uzay araştırmalarına odaklansak da gezegenimizin bazı yerlerine hala dokunulmamış yerler vardır; hatta bu yerler neredeyse unutulmuştur. Bazıları askeri üslere ve casusluk sırlarına ev sahipliği yaparken bazıları ‘yasal olarak lanetli’ oldukları gerekçesiyle ziyaretçilere yasaklanmıştır. İşte ziyaret edilmesi tamamen yasak olan 10 yer…

1. 39. Oda, Kuzey Kore

39. Oda, tartışmasız dünyanın en gizli devletindeki en gizli örgütlerdendir. Tarihi 1970’lerin sonuna dayanan 39. Oda’nın Pyongyang’daki İşçi Partisi binasının içinde yer aldığı söylenir. Bazı kaynaklar örgütün ismini ilk günlerinde merkezde kullandığı ofisten aldığını belirtir.

Faaliyetleri gizli olduğu için oda hakkında fazla resmi bilgi yoktur ancak sahtecilikten altın, uyuşturucu ve silah satışına kadar yasal ve yasadışı çeşitli faaliyetlerde bulunan ticari işletmelerle para topladığına inanılır. Dünyanın çeşitli yerlerinde çalışan bu şirketler ağının Kuzey Kore ekonomisine senede 2 milyar dolara kadar katkıda bulunabildiği tahmin edilmektedir. Kuruluşun ofisine yalnızca birkaç seçkin kişinin girebildiği söylenir.

2. Atlanta’daki Coca-Cola Kasası, ABD

Coca-Cola’nın tarifi, dünyanın en iyi saklanan sırlarından biri olarak kabul edilir. İşte bu sır, büyük güvenlik kasasında saklanır. John Pemberton 1886’da oluşturduğundan beri bu formül, başarılı şekilde korunmuş ve çok az kişi onu elde edebilmiştir.

1919’da şirket Ernest Woodruff liderliğindeki yatırımcılar tarafından satın alınınca tarif New York bankasında kilitli kalmış, 1925’te Atlanta’daki Trust Company Bank’a devredilmiştir. Şirket 2011’de meşhur Coca-Cola tarifini Atlanta müzesine taşımaya karar vermiştir. Ancak tesis her sene birçok turist tarafından ziyaret edilirken kasanın kapısından geçebilen kişi sayısı çok azdır. Hatta içeceğin formülünü kimin ya da kaç kişinin bildiği hiçbir zaman açıklanmamıştır.

3. Yılan Adası ya da Queimada Grande Adası, Brezilya

Sao Paulo sahilinden yaklaşık 100 km uzakta yer alan ada, kendinizi kaybedebileceğiniz derecede egzotik yerlerden gibi görülebilir. Ancak gerçek çok farklıdır. Ada ölümcül yılanlar tarafından tamamen istila edildiği için onlarca yıldır ıssızdır.

Bölgede metrekare başına 1-5 yılan yaşamaktadır. Eğer bu sizi yeterince korkutmadıysa burada yaşayan yılanların dünyanın en zehirli yılanlarından biri olduğunu söylemek gerekir. ‘Golden Lanchehead’ olarak adlandırılan engereğin boyu yarım metreye kadar uzayabilir. Güçlü ve etkili zehriyle insan etini hemen yok edebilir. Bu yüzden Brezilya hükümeti adanın ziyaretini tamamen yasaklamıştır. Bugün yalnızca Brezilya donanması ve belirli bilimsel araştırmacılar bu tehlikeli adaya girebiliyor.

4. Kuzey Sentinel, Andaman ve Nikobar Adaları

Kuzey Sentinel Adası, Hint Okyanusu’nda yer alan Andaman takımadalarından biridir. Takımadadaki diğer adalar biraz daha büyüktür, dolayısıyla daha iyi bilinirler. Mangrovlarla dolu ve mercanlarla çevrili Kuzey Sentinel’e ise, dış dünya tarafından neredeyse hiç dokunulmamıştır. Kulağa cennet gibi geliyor olabilir ancak Kuzey Sentinel bu fikirden çok daha uzaktadır. Ada dünyanın temassız kalan birkaç kabilesinden birinin yaşadığı yerdir. Sentinelese olarak anılan bu ada halkı, pratikte modern dünyadan hiçbir şekilde etkilenmemiştir.

Tarih boyunca Sentinelese halkıyla karşılaşmalar hep şiddetle sonuçlanmıştır. 2006 senesinde tekneleri akıntıya kapılarak adaya sürüklenen iki balıkçıyı öldürmüşlerdir. The Guardian, üç millik kısıtlama bölgesiyle ziyaretçilerin adaya girmesinin engellendiğini belirtir.

5. Bhangarh Kalesi, Hindistan

Hindistan’daki en lanetli yer olarak tanımlanan Bhangarh Kalesi, 1573’te Amber Kachwaha hükümdarı tarafından en küçük oğlu için inşa edilmiştir. Güçlü kıtlığın köylüleri orayı terk etmeye zorladığı 1783 senesine dek köyün nüfusu yavaş yavaş azalmıştır.

Yerel efsanelere göre krallığın yıkılmasının nedeni kalenin lanetli olmasıdır. Burası Hindistan'da yasal olarak lanetli sayılan tek yerdir ve gün doğumundan önce ya da gün batımından sonra kaleye girebilmek için hükümet izni gerekmektedir. Bu uygulamanın nedeni olarak vahşi hayvanlar ve yapay aydınlatma eksikliği gösterilse de harabelerde başka neler gizlendiğini kimse bilmemektedir.

6. Kuzey Kardeş Adası, ABD

New York her sene şehrin her köşesini keşfetmeye heves eden milyonlarca turisti ağırlar. Ancak turistik yerlerden birini ziyaret edemeyecekleri kesindir: Kuzey Kardeş Adası. Adadaki tüm binalar tehlikeli olduğundan önceden izin almadan buraya gelmek yasaktır. Doğa, bir zamanlar kentin karantina hastanesi olarak kullanılan terk edilmiş yapıları ve kalıntıları yemeye devam eder.

Kuzey Kardeş Adası’nın tarihi ise adeta ölüm ve hastalıkla iç içe geçmiştir. 1940’lara kadar bölge, oldukça bulaşıcı hastalıklara sahip insanların karantina bölgesi olmuştur. Ada 1963’te terk edilmiş ve şimdilerde adayı kuş barınağı olarak kaydeden New York Şehri Parklar ve Rekreasyon Departmanı’nın mülkü haline gelmiştir.

7. Diego Garcia, Britanya Denizaşırı Toprakları

Doğu Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya arasında yer alan Diego Garcia adası, bölgede büyük askeri üssü bulunan Amerika Birleşik Devletleri Donanması için stratejik öneme sahiptir. The Guardian, CIA’in en önemli gizli hapishanelerinden bazılarının bu bölgede bulunabileceğini belirtir.

Birleşik Krallık Soğuk Savaş sırasında mercan adasını 50 seneliğine Amerika’ya kiralamıştır ancak ada bu esnada ıssız değildir. Bu sebeple İngiliz hükümeti adayı kiralamadan önce yaklaşık 2000 Chagossian adı verilen ada sakinlerini sınır dışı etmiştir. 1968 ve 1973 yılları arasında, ada sakinleri zorla Seyşeller, Mauritius ve diğer İngiliz topraklarına gönderilmiştir.

8. White’s Centilmenler Kulübü, İngiltere

İnanılmaz ama dünyada hala kadınların girmesinin yasak olduğu bazı yerler vardır. Muhtemelen en iyi bilinenleri İngiliz kültürünün popüler centilmen kulüpleridir. Picadilly’deki 37 St. James Caddesi’nde yer alan ve 1693’te kurulan The White’s Club’ın üyeleri arasında kıdemli bankacılar, siyasi liderler ve hatta İngiliz tahtının varisleri bile bulunur.

Kadınlar üzerindeki kısıtlama o kadar katıdır ki kulübe yalnızca Kraliçe Elizabeth girmeyi başarmıştır. Birleşik Krallığın eski başbakanlarından David Cameron, 2013’te kulübün kadınları üye olarak kabul etmemesine üzüldüğünü ve bu çağda bunu anlamsız bulduğunu söyleyerek kulüpten gönüllü olarak ayrılmıştır. Londra'nın en eski ve en seçkin centilmenler kulübünün üye sayısı 500’e düşmesine rağmen barının 200 yıldır hiçbir zaman kapanmadığı söylenmektedir.

9. Surtsey Adası, İzlanda

İzlanda’daki Surtsey Adası, 58 sene önce volkanik patlama esnasında oluşmuştur; bu, bilim insanlarının bir ekosistemin doğuşunu ve evrimini sıfırdan gözlemlemek için eşsiz olanağı anlamına gelmekteydi. Ancak bu büyüleyici olay, aynı zamanda adaya erişimin dünyaya kapalı olmasına sebep olmuştur.

Her şey 1963’te İzlanda’nın 32 km güneyinde şiddetli volkanik patlamanın gezegenimizdeki en genç adalardan birini, Surtsey’i oluşturmasıyla başlamıştır. Fakat su ve rüzgar erozyonu yüzünden ada oluştuğu günden beri küçülmektedir. Yapılan araştırmalara göre, mevcut erozyon oranıyla 2100 yılına kadar Surtsey’in deniz seviyesinde olabileceği tahmin edilir.

Adaya ilk gelenler bakteri, mantar ve küfler olurken daha sonra hayvan ve bitki çeşitlerinin sayısı katlanarak artmıştır. Unseco’ya göre şimdilerde bölgede yaklaşık 89 kuş türü ve 335 omurgasız yaşamaktadır. Bu gelişmelerin durmaması adına adayı yalnızca araştırmacıların ziyaret etmesine izin verilmektedir.

10. Jiangsu Ulusal Güvenlik Eğitim Müzesi, Çin

Çin, 2009 senesinde ulusal casus müzesinin kapılarını açmıştır. Nanjing’de yer alan Ulusal Güvenlik Eğitim Müzesi’ndeki koleksiyon, Çin Komünist Partisi’nin ilk günlerinden 1920’lerin sonlarına dek casusluk ve gizli istihbarat servislerinin tarihini sergilemektedir.

Gizli dinleme cihazları ve casus kameraları gibi gizlenmiş silahları keşfetmek için ilginç yerlerden olduğu düşünülse de müze tamamen halka açık değildir. Yabancıların müzeye girmesi tamamen yasaklanmıştır. Hatta hatıra fotoğrafları çekilmek de aynı derecede zordur; girişine izin verilen ‘ulusal’ vatandaşlar için bile müzede fotoğraf çekilmek yasaktır.