Antarktika Kıtası İle İlgili İlginç Bilgiler

Cahil Uzman yazdı. 17 Aralık 2021 273 okunma

Antarktika, gezegenimizdeki en nadide ve eşsiz bölgelerden biridir. Örneğin Antarktika’nın dünyanın en rüzgarlı, en yüksek, en kuru ve en soğuk kıtası olduğundan haberiniz var mıydı? Üstelik bunlar ilginç gerçeklerden yalnızca birkaç tanesi… Uç noktalar bölgesi olan Antarktika’nın sert hava koşulları ve devasa gökdelen buzdağları yüzünden kalıcı sakini yoktur. Tabii soğuk sularında yaşayan muhteşem deniz canlılarınız saymazsanız… Antarktika hakkında anlatmak istediğimiz daha pek çok şey var! İşte Antarktika ile ilgili ilginç bilgiler

Öncelikle şuradan başlayalım:

  • Antarktika'nın yüzölçümü 14,2 milyon km2’dir.
  • Antarktika buz tabakası dünyanın en büyük buz deposudur: %90’ını içerir.
  • Antarktika buz tabakasının kütlesi yaklaşık 30 milyon m3’tür.
  • Maksimum derinliği 4776 metreyken, ortalama derinliği 2160 metredir.
  • Dünyanın toplam tatlı suyunun %70’i buradadır.

1. Antarktika Dünyanın Tatlı Su Kaynaklarının Çoğuna Ev Sahipliği Yapar

İnanılmaz oranıyla, dünyanın tatlı su kaynaklarının yaklaşık olarak %60-90’ını Antarktika’nın uçsuz bucaksız buz tabakasında saklıdır. Antarktika buz tabakası 14 milyon km2lik inanılmaz alanında Antarktika sıradağlarını, vadileri ve platoları kapsayan dünyanın en büyük buz tabakasıdır. Bu orana göre, kıtanın sadece %1’i kalıcı olarak buzsuz demektir. Fakat Antarktika kıtasında ziyaret edilebilen pek çok bölge de dahil olmak üzere, kimi bölgeler yaz mevsiminde buz tutmaz. Buradaki buz tabakası en derin noktasında 4,5 km kalınlığa ulaşır ki bu, Everest Dağı yüksekliğinin yarısı kadardır! Tahminlere göre tüm bu buzlar erirse, küresel çapta deniz seviyeleri yaklaşık 60 metre yükselecektir.

2. Antarktika Aslında Çöldür

Buz tabakasında tuttuğu tüm bu tatlı su ile Antarktika’nın nasıl çöl olabildiği konusunda aklınızda bir sürü soru var, biliyoruz. Çoğumuz çölleri düşündüğümüzde, kum tepelerini ve kavuran sıcaklıkları düşünürüz ancak teknik olarak çöllerin sıcak ya da kumlu olması gerekmez. Daha çok bölgenin yağmur, kar veya sis şeklinde ne kadar yağış aldığı ile ilgilidir. Yani çöl, yıllık çok az miktarda yağış alan herhangi bir bölgedir. Güney Kutbu’nda son 30 yılda ortalama yıllık yağış miktarı 10 mm’nin yalnızca biraz üzerindedir. Kıyıya doğru daha fazla yağış olmasına rağmen, kıta genelindeki ortalama Antarktika’yı kutup çölü olarak sınıflandırmak için yeterince düşüktür. Yani aslında buz tabakasının şu anki kalınlığına ulaşmasının 45 milyon yıl gibi inanılmaz zamanı aldığını söylemek mümkündür çünkü yağış miktarı oldukça azdır. Antarktika çölü, dünyanın en kurak kıtalarından biri olmasının yanı sıra aynı zamanda en soğuk, en rüzgarlı ve en yüksek kıtasıdır.

3. Antarktika Eskiden Sıcaktı

Şimdiye kadarki en düşük kara sıcaklığının -89,2°C ile burada kaydedildiği göz önüne alındığında, Antarktika’yı sıcak ve ılıman cennet olarak hayal etmek son derece zor olacaktır. Ancak Antarktika her zaman devasa buz tabakalarının pençesine hapsolmuş buzlu bölgelerden değildi. Hatta aslında bir zamanlar Avustralya’nın Melbourne şehrinin günümüz sıcaklıklarına yakındı. Araştırmalar, 40-50 milyon yıl önce Antarktika’daki sıcaklıkların 17°C civarında olabileceğini tahmin eder. Bilim insanları ayrıca Antarktika’nın zamanında yemyeşil ormanlarla kaplı olduğunu ve dinozorların yaşadığını gösteren fosiller bile bulmuşlardır.

4. Antarktika Yarımadası, Dünya Üzerinde En Hızlı Isınan Alanlardan Biridir

Antarktika kıtası, dünyadaki diğer pek çok bölgeden daha hızlı ısınır. Hatta gezegenimizdeki en hızlı ısınan alanlardan biridir. Son 50 yılda, Antarktika ikliminin şartları için normalin aksine, sıcaklıkları 3°C artmıştır, bu da dünyadaki ortalama artışın tam 5 katıdır. Tabii bu, penguenlerin nerede ve ne zaman koloniler kurduğu ya da deniz buzu formları gibi bazı şeylerin değişmesine yol açmıştır. Aynı zamanda, Antarktika yarımadasındaki yemyeşil yosunların artık biraz daha uzun büyüme mevsimine sahip olduğu anlamına gelir.

5. Antarktika'nın Saat Dilimi Yoktur

Antarktika ile ilgili ilginç bilgiler arasında belki de en enteresan olanı, zaman problemidir. Bizlere dünya çapında farklı zaman dilimlerini veren boylam çizgilerinin hepsi Güney Kutbu’nda tek noktada buluşur. Antarktika’nın çoğu yazın 6 ay sürekli aydınlık ve kışın 6 ay sürekli karanlık yaşar. Gündüz ve gece için normal belirtiler olmadan zaman biraz farklı hissettirmeye başlar.

Antarktika’da çalışan bilim insanları genellikle yola çıktıkları ülkenin saat dilimini kabul ederler fakat elbette bu bazı sorunlara neden olabilir. Örneğin Antarktika’da Şili, Çin, Rusya ve İngiltere gibi pek çok ülkeden istasyonlar vardır. Komşu olarak konumlanan tüm bu istasyonlar kendi yerel saat diliminde kalırsa, veri ve kaynakları paylaşmak amacıyla gecenin ortasında yanlışlıkla birbirlerini uyandırmaları biraz kafa karıştırıcı olacaktır!

6. Antarktika'da Her Yol Kuzeydir!

Eğer Güney Kutbu’nda durma şansı yakalarsanız bu sizin dünyanın en güney noktasında olduğunuzun kanıtıdır. Dolayısıyla hangi yöne baktığınızın önemi yoktur çünkü her yön kuzeye bakar. Peki o zaman neden Antarktika yarımadasının Batı Antarktika olduğu ya da Avustralya’nın hemen aşağısındaki kısmın Doğu Antarktika olduğu söyleniyor? Bu, İngiltere’de Greenwich’ten (yani 0°C boylamda) geçen hayali çizgi olan ana meridyene dayanır. Güney Kutbu’nda durarak Greenwich’e doğru bakarsanız, solunuzdaki her şey Batı Antarktika, sağınızdaki her şey ise Doğu Antarktika olacaktır.

7. Antarktika'da Aktif Volkanlar Vardır

Antarktika ikisi aktif olmak üzere birkaç volkana ev sahipliği yapar. Kıtadaki en yüksek ikinci yanardağ olan Erebus Dağı, dünyanın en güneyindeki aktif yanardağdır. Ross Adası’nda bulunan bu buz kaplı yanardağ, volkanik kraterin yakınındaki havalandırma deliklerinden sızan gazların etrafında oluşan buz fümerolleri ve bükülen buz heykelleri gibi benzersiz özelliklere sahiptir.

Erebus Dağı’na ilk tırmanış 1908’de, Avustralyalı bilim insanı Edgeworth David’in liderliğindeki ekibin, dumanı tüten kratere yaptığı 5 günlük zorlu ve soğuk yolculukla gerçekleşti. İkinci aktif yanardağ ise, Güney Shetland Adaları’ndaki volkanik kaldera olan Deception Adası’ndadır. Zamanında balina avı istasyonuna, sonrasında bilim istasyonuna ev sahipliği yapan bu bölge 1969’daki son patlamasından sonra terk edilmiştir.

8. Kan Kırmızısı Renkte Akan Buzul Altı Gölü Vardır

Doğu Antarktika’daki uzak buzulda 1911’de garip bir şey gözlemlenmiştir. Taylor Buzulu’nun zambak beyazı buzu, buzulun derinliklerinden gelen su tarafından koyu kırmızıya boyanmaktaydı. Uzun yıllar boyunca kırmızı rengin kaynağı büyük sır olarak kaldı ancak bilim insanları 2017 senesinde nedenini bulduklarını açıkladılar. Buzulun içinden akan su, tuz ve oksitlenmiş demir oranı yüksek buzul altı gölden gelmekteydi. Oksijenle temas ettiğinde paslanan demir suya hem çarpıcı kırmızı rengini hem de adını verdi: Blood Falls.

9 Antarktika Antlaşması Bulunur

1820 yılında insanlar Antarktika’yı ilk kez gördüklerinde burası yerli nüfusu bulunmayan tek kıtaydı. Birkaç ülke hızla kıta üzerinde hak iddia etti ve bu doğal olarak gerginliğe yol açtı. Kimi ülkeler Antarktika’nın haklı olarak kendilerine ait olduğunu söylerken, kimisi ise buna katılmadı. Gerginlik tırmanırken neredeyse herkes barışçıl çözüme ihtiyaç olduğu konusunda hemfikirdi.

1959’un aralık ayında, 12 ülke kıtayı barış ve bilim için rezerv olarak görerek birlikte yönetmek için daha önce benzeri görülmemiş uluslararası antlaşma olan Antarktika Antlaşması’nı imzaladı. O zamandan beri 41 ülke daha antlaşmaya dahil oldu ve kıtadaki insan faaliyetlerinin nasıl yönetildiğine ilişkin kararların alındığı yıllık toplantılar düzenleniyor. Antlaşma kapsamında alınan tüm kararlar, merkezi destekçilerin iş birliği, fikir birliği ve anlaşması ile alınır. Bugün Antarktika Antlaşması ticari balıkçılık, mühürleme ve maden aramalarının tamamen yasaklanması için katı yönergeleri içerecek biçimde genişletilmiştir.

10. Antarktika'da Havada Elmas Tozları Uçuşur

Antarktika Kıtası ile ilgili ilginç bilgiler listemizin son maddesi ise oldukça etkileyici! Antarktika’da yağış seviyeleri düşük olmasına rağmen bol miktarda meteorolojik harikalar vardır. Elmas tozu da bunlardan biridir. Elmas tozu, dünya yüzeyinin yakınında nemli havadan çöken küçük buz kristallerine denmektedir. Sanki buzlu sis gibi düşünülebilir! Buz kristalleri havada asılı kalırken güneş ışığı onların parlamasını sağlayarak havada uçuşan milyonlarca küçük elmas gibi görünen ışıltılı etki yaratır. Elmas tozu güneş köpekleri, haleler ve ışık sütunları gibi güzel optik fenomenlere de neden olur.