Kaybolmaya Yüz Tutmuş veya Nesli Tükenen Meslekler

Fikir Mühendisi yazdı. 17 Ocak 2021 854 okunma

Dijital Dünya Öncesi Aslında ’Yok’ Muyduk?

Teknolojideki sürekli ve hızlı değişimin hayatımıza yansımalarıyla beraber; gerek sosyal gerekse iş hayatlarımızda ve aslında tüm Dünya’da her şey çok hızlı değişmeye başladı, değil mi? Dijital dünya neredeyse bizi kuşatmış durumda.. Pandemi döneminin sert etkisiyle de, yıllardır yaşadığımız, soluk alıp verdiğimiz ‘normal’ Dünya neredeyse hiç yokmuş ve olmamış gibi tamamen dijital bir Dünya’da yaşıyoruz.

Dünya Değişiyor, İş Hayatı Hızla Dijitalleşiyor!

Tamam ‘z’ kuşağı bu dijital dünyanın içerisine doğmuş olabilir! Peki önceki kuşaklara ne demeli? Sanki sosyal medya ve dijital platformlarla tanışıklıkları yeni değilmiş gibi adeta sokaktayken bile etraflarına bakmayı ve neredeyse nefes alıp vermeyi unutup, ellerindeki ekranlara kilitlendiler. Ve bu değişimle beraber, doğal olarak yaşam içerisinde ihtiyaç duyulan ‘meslekler’ de değişmeye başladı. Artık neredeyse baktığınız her iş ilanında, aranan pozisyonun isminde ‘dijital’ kelimesini muhakkak görüyorsunuz. Sosyal medya platformları, dijital kanallar, on-line satış yapan e-ticaret siteleri vb. için ‘dijital’ kelimesiyle başlayan pek çok iş ilanı var. Bu tarz ilanların çokluğuna baktığımda, sanki doğduğumuzdan beri yaşadığımız hayat tamamen bitmiş, sihirli bir değneğin dokunuşuyla zamanda yüzyıllar ilerisine sıçramış, yakın zamanda da seyrettiğimiz bazı bilim-kurgu filmlerindeki gibi eve benzeyen kapsüllerimizde, yerimizden hiç kalkmadan, bir ekran karşısında sadece gösterilenleri izleyen, hareket etmediği için de yağ tulumlarına 😊 dönüşmüş, insanlar olacağımızı düşünüyorum. Ve doğal olarak da pek çok mesleğin dijitalleşeceğini ve hatta geçmişten bu güne gelirken de olduğu gibi başka birçok mesleğin de yok olacağını görebiliyoruz.

Ülkemizde ve Dünya Ülkelerinde Unutulmaya Yüz Tutmuş Meslekler

Peki ya daha da öncelerine ne demeli! Geçen yüzyıllar, değişen toplumsal alışkanlıklar, her yüzyılda gelişen sanayiler, yeni icatlar vb. modern yaşamın inşası sırasında pek çok farklı meslekten para kazanıldı. Dünya değiştikçe, meslekler de değişti ve sadece yaşları yetenlerin bile artık anılarında hatırladığı pek çok ‘ekmek kapısı’ tarihin geçmiş sayfaları arasına gömülmüş oldu. Bugünkü yazımızda geçmişte kalan bu ‘emek yoğun’ meslekleri inceleyelim. Sizleri çocukluğunuza, hatta anne ve babalarınızın, dede ve nineleriniz yaşamlarına ve neredeyse daha da geriye tarihin tozlu sayfalarına doğru götürelim istedik. Bakın bakalım geçmişte hangi meslekler varmış, bugünlerde yeni veya ikinci bir iş arayanlar için de fikir verebilir belki ;) Neden olmasın !?

1. Çığırtkanlık

Televizyon ve radyo gibi iletişim araçlarının henüz icat edilmediği zamanlarda; halk bilgilendirilmek veya halka bir duyuruda bulunmak istendiğinde, insanları bir araya toplamak için ‘çığırtkanlar’ şehrin sokaklarını dolaşır, bağırarak konuyu anlatır ve halkın istenilen yer ve zamanda toplanmalarını sağlarmış. Bu yüzyıldan kendisine bir akıllı telefon gönderip, kuracağı what’s up gruplarıyla işini kolaylaştırsak mı? 😊 Ne dersiniz?

2. Niyetçilik

Şansınız yaver giderse; bazı şehirlerimizde, özellikle sahillerde ve büyük meydanlarda, çok seyrek de olsa halen görebilirsiniz onları! Tatlı tavşanları veya kuşlarıyla beraber, sizlere niyet kağıtları çektirerek, bu küçük kağıtlardaki güzel mesajları okumanızı ve tebessüm etmenizi sağlayarak para kazanıyorlar. Genellikle hayvanların sevimliliğinin büyüsüne kapılıp, tek niyet çekmekle kalmıyor kendinizi durduramadan çekmeye devam ediyorsunuz! Ta ki yanınızdaki eşiniz veya arkadaşınız sizi kolunuzdan çekiştirene kadar😊 Hele çocuğunuz yanınızdaysa, niyet çekmeye bayılıyor ve oradan ayrılmak istemiyor!

3. Hasırcılık ve Sepetçilik

Bugünlerde Koçtaş , İkea vb. mobilya ve yapı marketlerde mağazada ve on-line satılan hasır, sepet, sandık gibi dekoratif ürünler, geçmişte sazlıklardan, sorgun ağacı, kamış, kestane ağacı gibi bitkilerin- el emeğiyle birleştirilen – sazlar ve dallarından yapılırdı. Günümüzde bu malzeme daha çok dekoratif hasır sepet, puf, raf, sandalye, plaj şemsiyesi, çantaların yapımında halen kullanılıyor, tabi üretimleri çok daha gelişmiş ve teknoloji desteğiyle kolaylaşmış durumda! Günümüzde ‘küfecilik’ kalmamış olsa da bazı illerimizde ‘sepetçilik’ az da olsa yapılmaktadır.

4. Zerzevatçılık

Bugünkü manavların - ki marketlerin sebze reyonları açıldıktan sonra onların da sayısı giderek azalmış olsa da -  araçsız, gezici halleri olarak düşünebilirsiniz. Zerzavatçılar, sebze ve meyveleri doldurdukları hasır sepetleri sırtlarında askılarla taşıyarak, sokak sokak dolaşırlardı. Bugün zerzevatçıların yerini şimdiki pazarlar almış olsa da, halen sepet yerine el arabası veya küçük kamyonetlerle yine sokak sokak dolaşıp sebze- meyve satan esnaflar da bulunmaktadır. Özellikle pandemi dönemi sebebiyle; sokak aralarında dolaşıp ürün ve hizmet satma işi tekrar yoğunlaşarak gündeme geldi.

5. Sepet Hamalcılığı

Geçmiş zamanlarda pazarlarda, sırtlarında büyük sepetten küfeleriyle çalışır, pazarda alış veriş yapan kişilerin, tüm sebze, meyve ve diğer alışverişlerini taşıyarak evlerine kadar götürürlerdi. Bugün ise; ‘sepet hamalları’ kendi taşıdığımız, elle çekilerek götürülen, tekerlekli ‘pazar arabaları’ yerlerini aldı. Pazar arabalarının yanı sıra, arabalarıyla bizi pazara götüren değerli kocalarımızı da sayabiliriz 😊.

6. Esansçılık

Bayan veya erkek hepimizin kullanmaktan çok hoşlandığı, kendine yakışan çeşitlerini denediği ve bazen – çılgınlık denebilecek kadar – marka parfümlere deli paralar ödendiği bir çağdayız. Bunların yanı sıra markasız, şişelere doldurma yöntemiyle daha uygun fiyatlı parfümler satan dükkanlar da son yıllarda sıkça görülüyor. İşte bu vazgeçilmez tutkumuzun geçmişteki satıcıları ‘esansçı’ lardı. Omuzlarına asarak taşıdıkları, dikdörtgen şeklindeki, camlı esans sandıkları ile pazar yerleri gibi insanların toplu halde bulunduğu meydanlar, çarşılar ve köy kahveleri vb. sosyalleşme mekanlarında gezen esansçılar, sandıkları içerisindeki küçük şişelere hapsettikleri esansların satışını yaparlardı, meraklısı olanlara..

7. El Süpürgeciliği

Geçmiş yıllarda; kapalı çarşıların turistik eşya satan dükkanlarında, hediyelik eşya olarak, allı pullu süslenmiş, küçük boyutta olanları da satılırdı bu süpürgelerin. Gerçek boyutta olanları da halen geleneksel çarşılardaki dükkanlarda ve pazarlarda da bulunamıyor. X ve Y kuşağı çocukları da anne ve büyük anne evlerinde yakın geçmiş kadar kullanılan bu sarı süpürgeleri muhakkak hatırlayacaklardır. Elektrikli süpürgelerin her eve girmediği, sadece sahip olan az sayıda evde – ev telefonları gibi -  bir zenginlik göstergesi tadında sergilendiği 😊 yeterince yaygınlaşmadığı dönemlerde el süpürgeleri kullanılırdı. Çeşitli boyları olan bu süpürgeler ‘el süpürgecileri’ tarafından yapılır ve  satılırdı.

8. Arzuhalci 

Bilgisayarlar hayatımızın içine bu kadar işlemeden önce, daktilosu olan, düzgün yazı yazan kişiler tarafından, adliye binaları, evlendirme daireleri gibi resmi kurumların önündeki açık havadaki yerlerinde, her türlü resmi yazı, dilekçe ve mektuplar yazılırdı. Yasaları iyi bilen, okuma – yazması olan bu insanlara ‘arzuhalci’ denilirdi. Şimdilerde ise; bu tarz resmi makamlarda yazılacak yazıların kopyaları bulunuyor ve bilgisayardan anında çıktı alınabiliyor. Hatta bu tarz belgelerin örneklerini internet ortamında da rahatlıkla bulabiliyoruz.

9. Sütçülük ve Yoğurtçuluk

Sütçüler yakın zamana kadar güğümlere doldurdukları sütleri, kapı kapı dolaşarak satarlardı. Fabrikalarda seri üretimin devreye girmesiyle, sokak sütçülerinin sayısı oldukça azalmıştır. Sağlık ve hijyen standartlarının önemsenmesi sebebiyle de tüketiciler marketlerden ambalajlı sütler almayı daha fazla tercih etmektedir. Yoğurtçular da aynı sütçüler gibi sokaklarda dolaşır, omuzlarının iki yanından astıkları yoğurt tepsilerinden taze yoğurt satarlardı. Günümüzde halen az sayıda da sütçüler olmasına rağmen artık ‘yoğurtçuluk’ diye bir meslek kalmamıştır.

10. Yorgancılık

Eski zamanlarda neredeyse her mahallede var olan yorgancılar,  şimdilerde sadece daha çok, eski semtlerin bazı mahallerinde tek tük bulunmaktadır. Diktiği rengârenk yorganları dükkânlarının duvarlarında sergileyen ‘yorgancılar’, bir neslin çocukluk anılarında ‘kendilerinden ağır annene ve babane yorganları’  yapan kişiler olarak yerlerini almışlardır. 😊

11. Bileyicilik

Malzemelerini ve bileyleme makinelerini sırtlarında taşıyan bileyiciler, gittikleri mahallelerde tezgâh açar, mahallenin bütün körelmiş bıçaklarını bileyler ve yeniden kullanışlı hale getirirlerdi.

12. Macunculuk

Bir dönem, sokakta keyifle oynayan çocukların dört gözle bekledikleri satıcılardıMacuncular’. Rengarenk yaptıkları macunları küçük sopaların etrafına sarar ve uygun fiyatlara sokakta oynayan çocuklara satarlardı. Ne yazık ki günümüzde sokakta oynayan çocuklar da azaldı, tatlı macunlar satan ‘macuncular’ da! Sadece Ramazan etkinliklerinde ve özel aktivitelerde görev alan, etkinlik firmaları tarafından pazarlanan şov çeşitlerinden biri haline geldiler.

13. Saat Tamirciliği 

Şimdilerde daha çok şehirlerin eski semtlerinde, genelde babadan yadigar, küçük dükkanlarında, gözlerine taktıkları mercekleri öne doğru eğerek, çok ince bir ustalıkla saatleri tamir eden ustalardı. Saatin ilk defa Amerika’da seri üretimine başlanmasıyla, Dünya genelinde saat kullanımı yaygınlaşmış ve günümüzde yerini cep telefonlarıyla takım olarak satılan akıllı saatlere bırakmaktadırlar. Ayrıca günümüzde şık bir aksesuar olarak kabul edilen saatlerin satın alındıkları mağazalarda bakım ve tamir hizmetleri de verilmektedir.

14. Lostracılık (Ayakkabı boyacılığı)

Günümüzde az da olsa devam eden bir meslektir. Ayakkabı sandığıyla cadde kenarlarında ve meydanlarda, maharetli elleriyle ekmeğini kazanan boyacılara günümüzde nadiren rastlanmaktadır. Günümüzde pratik temizlik ve parlatma malzemelerinin üretilmesiyle bu mesleğin de yıldızı sönme eğilimine yönelmiştir. Ayakkabı boyacılığının yanı sıra, atölyelerinde ayakkabı yapan, ayakkabı ustalarının da sayıları giderek azalmıştır.

15. Mestçiler

Özellikle Hac vazifesini yerine getiren dedelerimiz tarafından tercih edildiği bilinen, lastik ayakkabılarının içine giyilen, yumuşak ayakkabıya verilen isimdi ‘mest’. Mestçiler;  ayak ölçülerine göre imal eder, ayrıca gerektiğinde tamir de yaparlardı. Bazı tonton dedelerimiz de ‘Hac’ca gitmeseler de’ bu ayakkabıları giymeyi tercih ederlerdi.

16. Yazmacılık

Yemeni, yorgan yüzü gibi eşyaların üzerlerindeki motifleri – ki genellikle bunlar çeşitli çiçekler olurdu-  elleriyle çizen ve boyayan, becerikli ve yetenekli kimselere ‘yazmacı’ denirdi. Yaptıkları işe baktığımızda, onları da bir çeşit sanatçı olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Makinelerin çoğalması ve tarz işlerde de kullanılmasıyla, bu meslek de günümüzde yapılmamaktadır.

17. Urgancı – Kendirci 

Yazmacılar gibi onların da nesli tükenmiştir. Kendirden (sulu yerlerde yetişir ve bir sanayi bitkisidir) dokuma yaparak, halat, ince bez gibi eşyalar üretirlerdi.

18. Bacacı

Ahşap binaların yoğun olduğu bölgelerde özellikle ihtiyaç duyulan bacacılar, yangın risklerini önlemek adına kış öncesi baca temizliği yaparlardı.

19. Salepçi, Şerbetçi, Sucu ve Ciğerci

Bozacılar gibi salepçiler de özellikle kış aylarında çalışı, sokak sokak dolaşıp evlere satış yaparlardı. Şerbetçiler de yaz aylarında, sokaklarda gezerek, ellerindeki tasları birbirlerine vurarak ses çıkararak, kapıdan kapıya şerbet satışı yaparlardı. Sucular ise; içmek için uzaklardan getirilen suyu, çeşmelerden alıp, evlere  taşımakla görevliydiler. Günümüzde ise salep küçük semt dükkânlarında, sular çeşitli boylarda marketlerde satılıyor, şerbet ise nadiren de olsa bazı dükkânlarda satılıp, evlerde de yapılmaktadır. Omuzlarındaki sandıklarda, mahalleleri dolaşarak satış yapan ciğercilerin işini de bugün kasap dükkânları ve marketlerin et reyonları devralmıştır.

20. Yemenicilik  

Bir ayakkabı çeşidi olan Yemeni, Osmanlı döneminde özellikle geleneksel bir kıyafet haline gelmiş ve Yemen üzerinden Güneydoğu’ya getirildikleri için ayakkabılar bu ismi almıştır. Her üründe olduğu gibi ayakkabıda da seri üretiminin artması, yemeni üretim ve kullanımını yıllar içerisinde azaltmıştır. Günümüzde ise Gaziantep ve Kilis’te iki adet yemeni ustası kalmıştır. Folklor gösterilerinde giyilen yöresel kıyafetlerin altına da, bölgesel uygunluğuna göre ‘yemeni’ giyilmektedir.

21. Bastonculuk

Günümüzde halen kullanılan bir ürün olan baston,  Zonguldak’ın Devrek İlçesi’nde, çarşı içerisindeki 15 dükkanda ustaları tarafından yapılıp, satılmaktadır. Kullanıcıları tarafından; standart ürünlerin yanı sıra, özel motifli ve figürlü, ustalarının yeteneklerini yansıtan özel tasarımlar da kullanılmak istenilmektedir.

22. Çömlekçilik

Günümüzde kullanılan plastik ürünler yerine, eski zamanlarda her türlü yiyecek ve içecek çömlek kaplarda saklanırdı. Bugün ise çömlek kaplar, restaurantlar ve evlerde bazı özel yemekleri pişirmek için halen kullanılmaktadır. Çömleklerde yapılan yemeklerin daha lezzetli olduğu da bilinmektedir.

23. Edirnekari

Osmanlı zamanında ilk olarak Edirne’de yapılmaya başlayan; bizce sanatsal bir bakış açısı çizim ve tasarım yeteneği gerektiren, çeyiz sandıkları, takı kutuları, ayna kenarları vb. süslemelerin yapılması işidir. Söz konusu eşyalara farklı motifler ve desenler çizilerek, yine el işçiliğiyle yapılan bu meslek dalı, günümüzde tasarımcılara ve seri üretim yaptıran firmalar için otomatik baskı makinelerine dönüştü diyebiliriz. Ama son yıllarda ‘el emeği ve göz nuru’na verilen değerin tekrar artmasıyla, kısıtlı sayıda üretilebilen  ‘el işi ve el işçiliğiyle’ yapılan ürünler tekrar değer kazanmaya başladı.

24. Kalaycılık

Geçmiş dönemlerde özellikle mutfaklarda kullanılan ‘bakır’ araç gereçlerin, tekrar parlatılması ve düzeltilmesi için yapılan bir tür kaplamacılıktır. Mutfak araç gereçlerinin üretiminde; çinko, alüminyum, çelik ve plastik vb malzemelerin kullanımım artmasıyla,  bakırcılık ve dolayısıyla  kalaycılık da gerilemiş, yok olmak üzere olan meslekler listesinde yerini almıştır. Eskiden neredeyse her semtte bakırcı ve kalaycı dükkanları yan yana bulunmaktaydı.

25. At Arabacılığı

Aslında bu mesleğin artık neredeyse yok olmuş olmasına sevindim. Eminim sizlerden de benimle aynı duyguları taşıyan okuyucularımız muhakkak vardır. Ben her türlü işte; hayvanların kullanılmalarına, zara görmelerine ve sömürülmelerine karşıyım. Taşıma ve ulaşımda kullanılan atlar ile yakın zaman kadar yapılan bir meslekti ‘At Arabacılığı’. Taksi ve nakliye aracı olarak kullanılıyorlar ve insanları gezdirmek için yapılmış, konforlu ve süslü çeşitlerine ‘fayton’ deniyordu.

26. Ayı Oynatıcılığı

Genellikle roman vatandaşlar tarafından yapılan bir meslekti. Elinde tef ve uzunca bir sopa olan ‘ayı oynatıcısı’, beline sardığı zincirin bir ucunun, burnundaki halkaya takılmış bir ayıyı söylediği şarkılar eşliğinde oynattığı sevilen bir sokak şovuydu. 1980’lerde ayı oynatmak yasaklandı.Bu amaçla kullanılan hayvanlar toplatılarak, Uludağ’daki ayı yetiştirme ve rehabilitasyon merkezine götürüldüler. Bu mesleğin bitmiş olmasına da sevindim😊. Onlar da can, niye zorlansınlar ve zarar görsünler ki!

27. Bohçacılık  

Sattıkları eşyaları, kocaman bohçalarıyla sırtlarında taşıyan, genelde roman kökenli neşeli kadınlardı. Gittiği evlerde, komşular da bu eve çağrılarak, topluluğa satış yapardı. Genellikle kumaştan yapılmış ev eşyaları getirilerdi. Bu eşyalar ile evdeki eski ama kullanılabilir durumda olan eşyalar takas yapılırdı. Eski dönemlerde geçen Kemal Sunal filmlerinde bohçacıları muhakkak görmüşsünüzdür.

28. Değirmencilik

Umarım bugüne kadar bir değirmen görebilmişsinizdir! Karşıdan bakıldığında o kadar narin ve estetik duruyorlar ki! Buğday taneleri ayıklanır, öğütülür, elenerek, un halinde satılırdı. Bazı değirmenlerde ise, buğday yerine arpa, yulaf ve çavdar öğütülürdü.Un fabrikalarının açılması ve çoğalmasıyla yok denecek kadar az sayıda değirmen kaldı.

29. Keçecilik

Yün kıl ya da pamuğun ıslak ortamda çiğnenip, dövülerek, liflerinin birbirine kaynaşmasıyla ‘keçe’ elde edilir. Örtü, çadır, giysi yapımında kullanılan kaba bir kumaştır. Zamanında sektörünün en zahmetli ve iyi gelir sağlayan mesleğiydi.

30. Nalbantlık

Yine geçmiş zamanlarda, at vb. taşıma ve ulaşımda kullanılan hayvanların nallanması, hayvan tırnakları altına demir parçası yani nal çakılması işidir.

31. Seyyar Çerçicilik

At veya eşek üzerinde veya at arabalarıyla, köy köy dolaşılarak yapılan seyyar satıcılık işidir. Günlük yaşamda ihtiyaç duyulan, iğneden ipliğe, aynadan cımbıza, oyuncağa, astardan kumaşa aklınıza gelen her türlü malzemeyi satmaktaydı.Köylüler de satın aldıkları malzemelere karşılık olarak mercimek, bulgur vb. ürünlerinden verirlerdi.

32. Tomruk Sürücüler

Günümüzdeki gibi karadan veya raylı sitem üzerinden taşıma araçları yoktu. Bu sebeple ağaç tomrukları, nehirler kullanılarak taşınırdı. Tomruk sürükleyiciler, nehirlerin içerisinde, tomrukların istenilen noktalara yönlendirilmesi için onlarla birlikte yol alırlardı. Sanırım eski kovboy filmlerinde görmüşsünüzdür😊.

33. Buz Kesicilik

Dondurulmuş göllerden buz keserlerdi. Buzdolabı icat edilmeden önce, yiyecekleri koruyabilmek amacıyla buz kalıpları insanların evlerine götürülürdü. Acaba canları buzların üzerinde kaymak istiyor mudur?😊 Sanırım çocuklar bari kayıyordur.

34. Ölü Hırsızlığı 

19.yüzyılda kadavra bulmak çok zor olduğu için mezarlara girip, taze cesetleri çalıyor, belli bir ücret karşılığı tıp fakültelerine satıyorlardı. İşin ilginç tarafı, o dönemlerde bu kişiler tıp fakülteleri tarafından çalıştırılıyormuş!

35. Gider Temizleyiciler

O zamanlar kanalizasyon alt yapılarıyla evlerin gider bağlantıları yeterince güçlü olmadığı için tuvaletleri ‘elle’ temizleyen kişiler görevliydi. Çok zevkli bir iş olmasa gerek 😏

36. Sokak Lambası Sorumluları

Geçmiş dönemlerde; elektrik ve internet olmadığı için sokak lambaları, özel görevlileri tarafından yakılıp, söndürülüyordu. Sokaklardaki lambaların içerisinde ‘gaz lambaları’ kullanılıyordu. Hatta bu gaz lamlarının küçük boyutta olanları evlerimizde de kullanılmaktaydı. Şimdi ise sokak lambaları hem şehir içi, hem de şehirler arası yollarda otomatik olarak, belirli bir düzen içerisinde kendiliğinden yanıp sönüyor. Bu meslek tamamen ortadan kalkmıştır.

37. Alarmlar/Uyandırıcılar

Özellikle İngiltere ve İrlanda’da bazı ülkelerde var olan bir meslekti. Çalar saatler yaklaşık yüz yıl öncesinde icat edilmesine rağmen, insanlara fiyatları pahalı geldiği için geçmişte satın alınmıyordu. Bu yüzden, sabahları işe gitmeleri için insanları uyandırmakla görevlendirilmiş kişiler vardı. Bu kişilerin  sabah olduğunda, uyandıracakları kişilerin evlerinin camlarına – yatak odalarına – ya da kapılara vurarak alarm görevi gördüğü, resimleri çizilerek kayıtlara aktarılmıştır. Halen çalar saatler kullanılsa da yerlerini hızla cep telefonu alarmlarına bırakmaktadırlar.

38. Okurlar

Özellikle yurt dışındaki ülkelerde yapılan bir meslek olup, geçmişte fabrikalarda çalışan işçilere roman veya gazete okuyan kişilerdi. Ne keyifli bir iş yapıyorlarmış, değil mi?

39. Hesaplayıcı İnsanlar  

Bu insanları ‘canlı hesap makineleri’ olarak düşünebilirsiniz, hatta onlara bilgisayar bile denebilir..  Bilgisayarlar icat edilmeden önceki dönemlerde, çok fazla sayıyla yapılan karmaşık hesaplamalar yapmak çok zordu. Bu sebeple, bu tarz zorlu hesaplamaları yapmaları için eğitimli ve sayısal işlem yapmayı bilen insanlar görevlendirilirdi.

40. Haberciler

Özellikle tarihteki 2. Dünya Savaşı sırasında, çok yoğun görev yaptılar. Savaş sırasında, önemli ve stratejik mesajları iletmek için motor, at ve develer üzerinde seyahat ederlerdi. Umarım, insanlık tarihi tekrar bir Dünya Savaşı yaşamaz ve bu tarz bir mesleğe de hiç gerek duyulmaz.

41. Süvariler

Geçmiş dönemlerde; savaşlarda ‘at üstünde’ savaşan birliklere verilen isimdi. Süvariler, savaşlarda kullanılan silahların teknolojik olarak gelişmesi ve tank, kamyonet, araba gibi askeri araçların kullanılmaya başlamasıyla, artık yok olan bir meslek olarak tarih sayfalarında yerlerini aldılar.

42. Uçak Dinleyiciler

Yine savaş zamanlarında görev yapan, radarların henüz icat edilmediği ve kullanılmadığı dönemlerde, düşman uçaklarının yaklaşma mesafelerini inceleyen ve belirleyen, devasa aletlerle çalışan görevlilerdi. Artık bu iş radarlar ve gelişmiş teknolojik cihazlar tarafından, neredeyse insansız olarak yapılabilmektedir.

43. Telegrafçılar ve Linotip Makinesi Uzmanları

Geçmiş dönemlerdeki, özenilen ve yapılmak istenen ofis işlerinde görev yapan memurlardı Telegrafçılar. Gelen mesajları ilgili yere ve kişiye aktarırlardı. Telegrafçılar gibi Linotip Makinesi kullanmayı bilenler de, yaptıkları iş konusunda şanslıydılar. Linotip, gazete vb. yüksek adetleri baskılarda kullanmak amacıyla, matbaa makineleriyle oluşturulan kelime kalıpları vardı. Görev yapan kişiler de, kelimeyi yazarak kalıbını oluşturan kişilerdi. Bu iki işi çok sevdim, bugün olsa çalışmak için başvurabilirdim ☺️ O zamanlarda, kapalı mekânda yapılabilen ayrıcalıklı işlerdendiler!

44. Santral Görevlisi

Telefonun icadıyla birlikte, arayan kişiyi aranan kişiye bağlamakla görevliydi. Pek çok Amerikan filminde örneklerini görmüşsünüzdür. Ben bir X kuşağı olarak, çocukluğumda ‘telefon bağlatma’ olayını bizzat evlerimizde yaşadım. Hatta annemin en yakın arkadaşı da santral görevlisiydi. Çok uzak değil değil mi?☺️

45. Asansör Operatörü

Ne güzeldir o eski asansörler, değil mi? Şık ve zarif motifli! Asansörlerde henüz düğmeler yokken, asansör kolunu tam zamanında indirmek için bir asansör görevlisi olurdu asansör kabininin içerisinde! Bunu da muhakkak eski dönem filmlerinden hatırlarsınız.

46. İşaretçi

Demiryollarında geçiş güvenliği için çalışıp, trenlerin geliş-gidişlerini yönetiyorlardı.

50 civarında mesleğin, geçen yıllar içerisinde bazıları çoktan unutulmuş, bazıları da unutulmaya mahkum durumda! Ne büyük değişim değil mi?