Notre Dame Katedrali Yangını ve Gizemi
Minik Tospik yazdı. 21 Nisan 2021 237 okunma
Fransa’nın dünyaca ünlü katedrali Notre Dame Katedrali, Gotik yapısıyla dikkatleri üzerine Paris’te inşaatına 1163 senesinde başlanmış, 1345 senesinde tamamlanmış tarihi değeri yüksek bir yapıdır. Katolik kilisesi olarak inşa edilen Meryem Ana’ya ithafen yapımı gerçekleşen bu eser, 69 metre genişliğe, 128 metre yüksekliğe sahip, Dünya Kültür Mirası’na 1862 senesinde dahil edilen Roma Katolik katedralidir.
14. yüzyıl ve sonralarının bilinen önemli sanat eserlerinden biri olan bu katedral ünlü Fransız yazar, Victor Hugo’nun romanı Notre Dame’in Kamburu adlı eseriyle çok daha fazla tanındı. İnşasından önce 12. yüzyılda Sully Katedrali adıyla yer eden katedral, Avrupalı Kralların Merkez Kilisesi adıyla biliniyordu. Sonrasında yıkılarak Kral VII. Louis’in isteğiyle Maurice De Sully ve Papa III. Alexander’in gayretiyle Notre Dame Katedrali’nin yapılmasına karar verilmiştir.
Natüralizm akımının etkisinin hakim olduğu döneme ait esintilerin yer aldığı eserde, ilginç heykel ve cam işlemeleri, Meryem Ana ve kucağında Hz. İsa’nın olduğu heykel oldukça dikkat çekmiştir. Krallar galerisi olarak yer alan bölümün, Yahuda soyundan gelen 24 kralın sergilendiği alan 1789 Fransız İhtilali sürecinde saldırı sonucu hasara uğramıştır.
Yakın bir tarihte 15 Nisan 2019 senesinde katedralde çıkan yangın, 500 itfaiyeciyle birlikte 8,5 saat içinde söndürülebilmiştir. Kulenin yıkılarak önemli bölümünün hasar aldığı yangın sonrası onarım çalışmaları için Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından bir yasa tasarısı oluşturulmuş ve konuya dair ciddi bir bütçe ayrılmıştır. Günümüze kadar tarihi ve dini önemini sürdüren, Napolyon ve Victor Hugo etkisiyle de tanıma şansı edindiğimiz bu görkemli yapı Notre Dame Kilisesi ile yazımıza devam ediyoruz.
Ayrıca Ayasofya Tarihi, Mimari Özellikleri ve Gizemi adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Notre Dame Katedrali’ne Dair Bazı Bilgiler
İkonik katedralin oldukça tarihi bir sanat eseri olduğu tartışmasız ve yangın sonrası onarımında ciddi sorunların yer ettiği, restorasyonun uzun zaman alabileceğine dair görüşler sonrasında, tahrip olan pek çok değerli yapıt da olayı izleyen ve anlam vermeye çalışan kişilere açıklanmıştır. Yangının çıkış nedeni hakkında farklı söylemler olsa da konuya dair net bir bilgiye ulaşılamamıştır.
Katedral içerisinde yer eden tarihi ve dini unsurlar kadar, ilgi çekici olan bazı özelliklerinden de bahsetmek istiyoruz. Notre Dame Katedrali’nin inşa edildiği alanın öncesinde, eski bir tapınağa ait alan olduğu söylenmiştir. Hatta katedralin yer olarak uygun görüldüğü alanın katmanlarında Pagan şehrinin yer aldığı da başka görüştür. Üstelik bu görüşü destekleyen 1960’lı yıllarda yapılan kazı çalışmaları sonrası elde edilen bazı mimari özellikteki kalıntılar, 18. yüzyıla ait Pagan kültüründe yer eden Jüpiter ve tanrılara armağan edilmiş sunak parçalarına aittir.
Notre Dame katedralinde yer alan canavar figürleri, 19. yüzyılda katedrale eklenen mimari ögeler arasındadır. Canavar heykel görünümüyle fantastik bir görünüme kavuşan yapıda, eklenen ögelerin Orta çağ döneminden uzak mimariyle yapıldığı söylenir. Katedralin dış duvarlarına destek sağlayan uçan iskelet yapılar mimarinin ilginç özelliklerinden biridir. Bu ünlü yapının ilginç özelliklerinden biri de çatı kısmında yer etmiş olan ormandır. Fakat ağaç gibi lanse edilse de ahşap etkisinin yoğunluğundan bu adı almıştır. Katedralin kirişlerinde yer alan ahşap her unsur farklı bir ağaçtan oluşturulmuştur.
Yapıya ait kulede yer alan Horoz figürü, şehrin koruyucusu olarak ünlenen Aziz Genevieve ve Denis’in kalıntılarını içinde tutan özellikteydi. Kulenin yanması ve yıkılması sonucu tahrip olan bir başka eser sayılmaktadır. Hz. İsa tacı olarak diye tasvir edilen yapının 1935 senesinde yerleştirildiği ve aynı zamanda paratoner özelliğiyle desteklendiği belirtilmiştir.
Kilisenin çatı kısmında yer alan bir bölümde arıların yuva yaptığı, hatta bu bölgeye keşişin isteğiyle arıların konduğu belirtilmiştir. Katedral yanında yer alan kutsal nesnelerin korunduğu çatı kısmına konan Buckfast arıları 2013 senesinden beri katedrali mesken tutmuşlardı. Katedralin batı cephesinde yer alan, Sainte- Anne Kapısı’nın diğerlerinden daha eski tarzda olduğu belirtilir. Meryem Ana ve çocuk figürü diğer heykellerden daha dayanıklı görünmektedir. Çünkü kapı Romanesk kiliseden kalan malzemelerle oluşturulmuştur. 1970 senesinden sonra bu kapının uyum anlamında farklılığı ortaya çıkmış ve Gotik yapı özelliğine uygun değişim gerçekleştirilmiştir.
Notre Dame Katedrali Yangını ve Sonrası
UNESCO Kültür Mirası sayılan ve 856 yıl boyunca pek çok sabotaj ve doğa olayına maruz kalmış bu katedralin 15 Nisan 2019 tarihinde çıkan yangın ve sonrası çok konuşulan konulardandı. Yüzlerce itfaiye çalışanı ve araçlarının eşlik ettiği söndürme faaliyetleri uzun saatler geçmesine rağmen başarısızlıkla noktalanıyordu.
Dünya Kültür Mirası’na ait olduğu için dünyanın pek çok ülkesinden canlı yayınlarla izlenen bu söndürme çalışmalarına dair çok fazla yorum gelmiştir. İki çan kulesinden birini yani kuzey kulesinin çökmesini engelleyen itfaiyeciler, bir yandan katedralde yer eden değerli parçaları, sanat değeri yüksek eserleri kurtarmaya gayret ettiler.
Suyla yangına müdahale edilme konusunda yetersiz kalındığına yönelik yapılan eleştiriler ve fikir önerileri de gündeme gelmiştir. Donald Trump’ın bu fikrine karşı çıkan Fransız itfaiyecileri bu şekilde bir söndürme yönteminin ateşin sıçrayacağı alanı artıracağını belirtmiştir. BBC haber ajansı konuya dair başka bir bakış açısı ortaya koyarak, olayın başladığı andan itibaren Fransız itfaiyecilerin muallakta kaldığını, oysa katedralin içine dahil olarak da söndürme işlemine iç ve dış noktadan destek vermeleri gerektiğini belirtmiştir.
Söndürme çalışmaları için kullanılan insansız hava araçları, robotların beklenilen etkiyi tam anlamıyla veremediği, çökmenin engellenmesi için ağır müdahale olduğu düşünülmüştür. Yangın öncesi son 1 yıldır tadilat çalışmaların olduğu yönünde fikirler de ortaya atan uzmanlar, konuya dair verileri toplamaya çalıştıklarını belirtmişlerdir.
Psikoposluğun merkezi sayılan bu eski yapının kapladığı alan da 5500 metrekarelik bir bölgedir. Olayla ilgili araştırmalarını sürdüreceklerini belirten Paris savcılık makamı, yangının kasıtlı bir olay yerine kaza sonucu oluştuğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.