Roma İmparatorluğu'nu Anlatan 12 Film
Minik Tospik yazdı. 27 Mayıs 2021 4.219 okunma
Roma İmparatorluğu’nun yükseliş ve düşüş hikayesi, popüler hayal gücünü sararak çoğu kez beyaz perdeye aktarılmıştır. Romalılar hakkında yapılan çoğu film tarihsel doğruluktan yoksundur ancak bunu sadece eğlence değerleriyle telafi etmekten fazlasını yapmaktadırlar. Elbette tüm filmler koskocaman Roma tarihinin aynı kesitini anlatmazlar. Bakalım hangi Roma filmi, hangi konuyu işlemekte…
1. Julius Caesar (1953)
Jül Sezar’ın özünü pek çok Roma filmi etkili biçimde yakalayamadı çünkü görevdeyken başarılıydı ve Roma’daki görev süresi o kadar zaferlerle doluydu ki sadece 1 filmle bunu anlatmaya çalışmak muhtemelen yeterli gelmeyecekti. Yine de 1953 senesinden Julius Caesar, Sezar’ın hayatının en yüksek noktasını almakta ve onu etkileyici sinema filmine dönüştürmektedir.
Filmde anlatılan kesitte Sezar, Roma imparatoru olarak gücünün zirvesindedir. O, Roma tarihinde ve Roma’nın tam teşekküllü imparatorluk olarak kurulmasında dönüm noktası olacaktır. Ancak aynı dönemde, müttefiklerinin de çoğu ona ihanet etmeyi planlamaktadır. Belki de onu tarihte bu kadar büyüten gerçek, zaferlerle ihanetleri beraber barındırmasıdır.
2. Ben-Hur (1959)
William Wyler’den Ben-Hur, yalnız Titanik ve The Lord of The Rings: The Return of The King ile kıyaslanabilecek durumdadır çünkü tam 11 tane Oscar kazanmıştır. Eskilerde kaldığı için 1959’dan beri itibarı azalmış olabilir ancak tüyleri diken diken eden savaş arabası yarış sekansı, Hollywood’un en büyük teknik başarılarından olarak anılmaya devam etmektedir.
Miklos Rozsa’nın nefis bombardıman skoru da zamanın testine tabi tutulmaktadır. İçerik eksikliği görmezden gelinirse bu film, muazzam ve genel olarak eğlenceli Roma filmlerindendir.
Ayrıca IMDB Puanı Yüksek En İyi Tarihi Savaş Filmleri 23 Öneri adlı yazımıza göz atabilirsiniz.
3. Spartacus (1960)
Stanley Kubrick’in destanı, Üçüncü Köle Savaşı’nın olaylarını ve isyancı lider Spartacus’un hayatını anlatırken gerçeklerle çok gevşek biçimde oynamaktadır. Yine de film, gladyatör nöbetleri, büyük çaplı savaşlar ve politik entrikaların yanı sıra isyancıların korkunç kaderini tasvir etmede muazzam derecede eğlenceli yollar tercih etmektedir.
Meşhur ‘Ben Spartaküs’üm’ sahnesinin parodisi defalarca yapılmıştır ve bu, taklitlerin en güzel pohpohlama biçimi olduğunu hatırlatmaktadır. Hikâyenin her yönü ve prodüksüyonu kontrol edemeyen Kubrick başta filmi reddetmiştir. Daha sonra, otokratik auteur tıpkı Roma imparatorları gibi, filmlerinin geri kalanı üzerinde mutlak kontrol uygulamıştır.
4. The Fall of The Roman Empire (1964)
Antik Roma ile ilgili tüm filmler arasında açık farkla en yüksek puana sahip olan film, aynı zamanda Roma’nın altın dönem çizgisinin dönüm noktasının dramatik biçimde yeniden anlatılmasıyla sağlamlaşan klasiklerden olmuştur. Ayrıca, Ridley Scott’ın Gladyatör filminin de temel ilham kaynaklarındandır. Bunun nedeni, The Fall of The Roman Empire’ın Gladyatör’ün arka plan öyküsü olmasıdır: Marcus Aurelius’un saltanatının sonu yaklaşırken Roma İmparatoru olarak yerine geçen Commodus’un taç giyme töreni… Bu, en içten haliyle güç mücadelesidir ve Avrupa tarihinin akışını değiştiren olaylardandır.
5. Asterix and Cleopatra (1968)
Fransız- Belçikalı çizgi roman karakterinin maceralarının bu animasyon uyarlaması, 1967’deki Asterix the Gaul’dan çok daha yüksek prodüksiyon standartlarına sahiptir ve Roma İmparatorluğu filmleri arasında sayılabilmektedir.
Çizgi romanın yaratıcıları Goscinny ve Uderzo’nun gözetiminde, Asterix ve sevimli yardımcısı Obelix, Kraliçe Kleopatra’nın mimarının üç ay içinde Jül Sezar için yapması gereken muazzam sarayın inşasına yardım etmeleri için Eski Mısır’a gönderilir. Çokça müzik ve tuhaf maceralar içermektedir. Tarihsel gerçeklik açısından doğruluğu ise, bu listedeki diğer filmlerden sadece biraz daha azdır.
6. Fellini Satyricon (1969)
Çok daha serbest biçimi tercih ederek geleneksel anlatı yapısından kaçınan yönetmen Federico Fellini’nin saraylı Petronius’un hiciv yazılarına ilişkin renkli yorumu, tam anlamıyla duyusal aşırı yüklemedir.
İmparator Nero’nun hükümdarlığı sırasında, Roma İmparatorluğu’nun varlığı boyunca her türden tuhaf istismarlarda bulunan çeşitli karakterleri anlatmaktadır. Kalbi zayıf olanlar için ya da antik Roma’da geçen basit maceraları merak edenler için uygun değildir. Satyricon aldatıcı görüntüler sunmaktadır ve bunları yorumlamak tamamen izleyiciye bırakılmıştır.
7. Caligula (1979)
Bugüne kadar yapılmış Roma İmparatorluğu filmleri içerisinde belki de en kötü şekilde ünlenen film Caligula, yıldızları Malcolm McDowell, Helen Mirren, Peter O’Toole ve John Gielgud’u çılgınlık ve ahlaksızlık festivaline maruz bırakmıştır.
Çılgın imparator Caligula’nın yükselişine ve düşüşüne odaklanarak oldukça dramatik ölçeklerde, serbest çöküş ve cinsel sapkınlık dünyasını tasvir etmektedir. Yapımcı Bob Guccione’nin isteği üzerine, Gore Vidal’ın senaryosu önemli ölçüde değiştirilmiş ve yönetmen Tinto Brass’ın veya oyuncuların izni olmadan simüle edilmemiş cinsel aktivite sahneleri eklenmiştir. Bu sahneler, birçok gözlemcinin nazarında filmin değerini ucuzlatmış ve sonraki yeniden düzenlemelerle kaldırılmışlardır.
8. Titus (1999)
İtalyan-Amerikan-İngiliz ortak yapımı olan film, Shakespeare’in aynı adlı trajedisinden uyarlanmıştır ve Titus Andronicus rolünde Anthony Hopkins’e yer vermiştir. Oyun genellikle Shakespeare’in en kötü eseri olarak kabul edilir, hatta bazı akademisyenler onun yazdığından şüphe duymaktadır.
Filmde, Roma İmparatorluğu’nun kaotik ikinci döneminde, ordu generali Titus, Gotlarla olan savaşından eve döner ancak daha şiddetli kargaşalara sürüklenir. Yönetmen Julie Taymor’un stilize filminin oyuncu kadrosu da mükemmeldir ve kasıtlı anakronizmler, dünya dışı ruh halini güçlendirmektedir.
9. Gladiator (2000)
Ridley Scott tarafından yönetilen modern klasik Gladiator, çok öfkeli General Maximus’un (Russell Crowe) öldürülen karısının ve oğlunun intikamını inanılmaz derecede şiddetli biçimde almak için girdiği arayışı işlemektedir. Gladyatör savaşı seyretmek heyecan vericidir ve kahramanın yozlaşmış İmparator Commodus’a (Joaquin Phoenix) karşı kanlı intikam arayışı etkileyicidir.
Proximo rolündeki Oliver Reed çekimler henüz devam ederken hayatını kaybetmiştir. Bu gelişme senaryonun yeniden yazılmasına ve Reed’in yüzünün bilgisayar tarafından oluşturulan görüntülerinin vücutla birleştirilmesine sebep olmuştur. Ayrıca Crowe, performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını alırken film, En İyi Film, Kostüm, Ses ve Görsel Efekt dallarında Oscar’a layık görülmüştür.
10. Centurion (2010)
Filmde, MS 2. yüzyılda İskoç Dağlık Bölgesi’nde şiddetli, çılgın ve aksiyon dolu fantastik sahneler mevcuttur. Romalı askerler (tam anlamıyla ünlü olmadan önce Michael Fassbender liderliğindeki), Pictler olarak bilinen kuzey İskoç kabileleri konfederasyonu tarafından amansızca takip edildikleri için hayatlarını korumak adına savaşmalıdırlar. Aynı zamanda 2011 yapımı The Eagle’ın da odak noktası olan, yarı efsanevi olay Kaledonya’daki Dokuzuncu Lejyon katliamına da dayanmaktadır.
Centurion, çıktığı dönemde halk tarafından çok tercih edilmemesine rağmen o zamandan beri kült haline gelmiştir. Aksiyonun küçük ölçekli ve cesur doğası filmi diğer Roma İmparatorluğu filmlerinden ayırmaktadır.
Vampir Kurt Savaşını Anlatan En İyi Filmler ve Puanları yazımıza bakabilirsiniz
11. The Eagle (2011)
Filmin başrol oyuncusu Channing Tatum odağında çevrelenen karışık eleştirilere rağmen The Eagle, aslında antik Roma ile ilgili filmlerde pek yer almayan, büyük bölümü Roma İmparatorluğu’nun egemenliğindeyken Britanya Adaları ya da diğer adı geçen adaları anlatan eğlenceli filmlerdendir.
Tatum’un karakteri Marcus Aquila, lejyonlarının kayıp altın kartal amblemini bularak sadece babasının onurun kurtarmasını istediği için konu oldukça sıra dışıdır. Filmin sonunda Marcus, eskiden düşmanı olan yerlinin dostluğu ve sadakati gibi, Roma kartalından daha değerli şeyler bulacaktır.
12. Pompeii (2014)
Pompeii, Game of Thrones’daki popülaritesinden yeni çıkan Kit Harrington’un Hollywood’daki en büyük sıçramalarındandır. Eleştirmenler tarafından iyi karşılanmamış olabilir ancak Pompeii’deki kılıç ve sandalet hareketinin oldukça eğlenceli olduğuna şüphe yoktur.
Pompeii’nin imparatorluk ile alakası ise onun Roma İmparatorluğu’nda bulunan ve MS 62’de Mt. Vezüv’ün patlamasından sonra yok olan şehir olmasıdır. Bu nedenle film, drama, aksiyon ve felaket gibi pek çok türü aşmaktadır çünkü felaketin sonucuna kadar doğru ve düz çizgide kalması gerekmektedir. Hikâyenin dışında gelişen, gladyatör yolculuğu dahil her şey filme sadece tat veren mezelerdir.