Türkiye’de Nesli Tükenen Bitkiler - Anadolu'da Artık Göremeyeceğimiz 13 Bitki
Cahil Uzman yazdı. 15 Şubat 2021 9.839 okunma
Orta kuşakta yer alan üç tarafı denizle çevrili bir yarımada özelliği ile ülkemiz, dört mevsimi yaşayan cennet güzellikte bir ülke. Bereketli tarım toprakları, yer altı kaynakları, maden çeşitliliği ve bölgesine has bitki florasıyla hem türlü canlıya ev sahipliği yapar hem de yerli yabancı pek çok insanın dikkatini çeker. Yeşil bir örtünün mevcut ekolojik sistemin korunmasına katkısı bilinmektedir. Doğanın dengesini ayakta tutmak sadece görsel zevkimiz için değil, yaşam kalitesinin etkilenmemesi için de gerekli. Günümüzde bitki alanlarının erozyon, yangın, kirlilik, eğitimsizlik gibi bazı nedenlerle yok oluşuna şahit olmaktayız.
Üretmenin biz insanoğlu kadar diğer bitki ve hayvan topluluklarının da hakkı olduğunu aynı zamanda bu kolektif yaşamı üstlenmenin gereğini belki de hatırlatmalıyız. Bugün, yazımızda Türkiye’de nesli tükenmekte olan bitkiler hakkında örnekler sunacağız. Belki bu isimlerden bazılarını hatırlayanlarınız da olacaktır. Birçok nesli tükenmiş hayvan gibi bitkilerin de tutunduğu bir habitatın azaldığını üzülerek belirtelim. İşte, isimleriyle birlikte, Türkiye’de nesli tükenen bitki türleri...
1. Göl Soğanı
Nesli hızla tükenme noktasına gelmiş bitkiler içerisinde olan göl soğanı, ciddi miktarda yurt dışına satışı gerçekleştirilen ve hızla tüketilen bir tür olarak tedbirin alınmadığı takdirde çok kısa sürede türünün yok olacağı bildirilen bitkiler arasındadır. Göl Soğanı, beyaz taç yaprakları ve üzerindeki sarı beneklerle başını eğen görüntüsüyle ilgi çekici bir çiçektir. Ülkemizde Kuzey Anadolu, Samsun ve Konya illerinde yaşam alanı bulduğu belirtilen bu tür, Alzheimer hastalığının tedavisi için gerekli özlere sahip oluşu nedeniyle kontrolsüz bir şekilde yaşam alanlarından koparılmaktadır.
Ayrıca ev ve bahçe çevrelemek için kullanılan bitkiler bilgilerine de bakabilirsiniz.
2. Yabani Siklamen
Adına has bir renkle görselliğin zevkini taçlandıran yabani siklamen çiçeği de günümüzde koruma altına alınmış bazı milli park ve longoz ormanları dışında pek fazla göremeyeceğiniz bir bitki türü.
Soğuk kış şartlarına dayanıklı olan Istranca Dağları’na has bir tür olan yabani siklamen, dik duran gövdesi üzerinde taşıdığı çiçeğiyle yeryüzünün tonlarca renklerinden biri olmak için yaşamın acımasız yüzüne karşı mücadele vermektedir.
3. Abant Çiğdemi
Sayıları iyice azalmış ve bitme noktasına gelmiş olan Abant Çiğdemi, bünyesinde barındırdığı üç farklı renk tonu, ardıç koruluklarında yetişme özelliğiyle, bölgesel niteliğe sahip kendine özgü bir çiçektir. Bolu-Abant bölgesine ait bir tür olan çiğdem, mavi-leylak renginin hakim olduğu çiçeği ve sarı polenleri ile endemik bir tür sayılır. İlkbahar çiçeği olarak adlandırılan Abant Çiğdemi, bölgeyi ziyarete gelen insanların gelişigüzel bu çiçekleri koparması ve tahrip edişi nedeniyle sayıları bitme noktasına gelmiş bir bitki türü olarak bilinir.
4. Amasya Lalesi
Adından da anlaşılacağı üzere ülkemizde sadece Amasya tarafında yer bulmuş olan Amasya Lalesi’nin dikkat çekici yanı bu çiçeğin kendisine has işareti sayılan siyah bir benektir. Çiçeğin kök kısmında yer alır. Geniş yaprak uzantılarıyla kendisine özgü bir görünüm sunan Amasya Lalesi’nin geçmişte, ülkemizden Avrupa’ya taşınmış olduğu da edinilen bilgiler arasında. Ülke tanıtımlarında sıklıkla kullanılan aynı zamanda bir Osmanlı uygarlığı sembolü olan lalenin türlerinden Amasya Lalesi de maalesef nesli tükenmeye yüz tutmuş bir bitkidir.
5. Süsen
Süsen bitkisi, çoğunlukla mavi ve mor tonları barındıran, kenarları tırtıklı, ince yaprağıyla narin görüntüsü olan bir bitkidir. Birçok devletin ve kurumun sembol olarak kendisine seçmiş olduğu bir bitki olan süsen, genelde mezarlık gibi alanlarda görülebilen nadir bir tür olmuştur. Kendisine has bir rengi olmayıp farklı renkleri de bulunabilen süsen bitkisi, bilinçsizce toplanıp başka ülkelere kaçırılma gibi nedenler yüzünden nesli tükenmeye yüz tutmuş bitkiler arasında yer almaktadır.
6. Gelin Düğmesi
Bu bitkinin en önemli farkı, yalnızca ülkemizde yetişme sahası bulabilmiş bir çiçek olmasıdır. Gelin düğmesi çiçeğinin bir diğer adının, çiçeğin şeklinin hissettirdiği duygu nedeniyle “Sevgi Çiçeği” olduğu belirtilmiştir. Yaşam alanı olarak kendisine Ankara’nın Gölbaşı ilçesini seçmiş olan gelin düğmesi, doğanın korunması ve endemik türlerin takibi amaçlı Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır. Bu çiçek türünün de, yok olma riski taşıdığı edinilmiş bilgiler arasındadır.
7. Nergis
Nergis çiçeğini, tanımasanız bile mutlaka bu çiçeğin adını bir yerde duymuşsunuzdur. Beyaz, sarı çiçekleri ve uzun gövdesi ve kendine has güzelliğiyle uzak mesafeden bile fark edebileceğiniz bir türdür. Ege bölgesini yaşam alanı olarak seçmiş, Mordoğan ve Karaburun’da yetiştirilmiş olan nergis, ekimi yapılmadığı süreler yok olma riski taşıyan az sayıda türleri ile nesli tehdit altında olan bir başka bitkidir.
8. Konya Gaşağı
Adından peygamber çiçeği olarak da bahsedilen Konya Gaşağı, yetişme alanı sadece Konya’da olan adedi 9’a kadar düştüğü belirtilen bir türdür. Bozkır çiçeği olan Konya Gaşağı, sarı ve yuvarlak çiçek kısmı ve onu tutan çanak yapısı ile dikkat çekici bir türdür. Fakat sayıları hızla azalan bu çiçeğin korunması yönünde tedbirler alınmaya başlamıştır.
9. Mavi Yıldız Çiçeği
Bern sözleşmesince koruma altına alınmış olan uzun mavi yapraklarıyla toprak örtüsünü kuşatan mavi yıldız çiçeği, Trabzon’un Tosya ilçesinde yetişme alanı bulmuş endemik bir tür olarak bilinmekteydi. Yayla turizmin artışı nedeniyle zaten sayıları da az olan bu çiçeğin, ziyaretçilerin kontrolsüzce yarattığı tahribat nedeniyle yok olduğu şeklinde bir açıklama yapılmıştır.
Sitemizden az suyla yaşayabilen salon bitkileri listesine de bakabilirsiniz.
10. Orobanche Sideana
Antalya’nın kumul özelliğine sahip doğu bölgelerinde yetişme alanı bulmuş Orobanche sideana bitkisi, boyu 15 cm’i bulabilen gövdesi yapışkan yoğun çiçekli bir bitki türüdür. Popülasyonunun az oluşu ve yerleşik yapısı nedeniyle turizm faaliyetleri arttıkça yok edilen türlerden. Kumulların bakımı ve peyzaj çalışmaların etkisi ile türünün bitme noktasına geldiği söylenmektedir.
11. Çam Kekiği
Mor ve kırmızı rengi ve 4 santime uzayan boyları ile çam kekiği, ilaç endüstrisi için toplanan endemik türlerden bir tanesi. Kaz Dağı’nda küçük bir yaşam alanına sahip olan bu tür, kadifemsi bir dokuya sahiptir. Yayılış özelliği göstermeyen bu çiçeğin, rastgele toplanması ve insanlara gerektiği gibi bilgilendirmenin yapılmaması nedeniyle türünün yok olmakta olduğu kayıtlı bilgiler arasındadır.
12. Çöven Otu
İlaç sanayisi için kullanılan bir bitki türüdür. İç Anadolu’nun tuzlu step iklimine uyum sağlamış arazinde kendine yaşam bulmuş çöven otu, boyu 5 ila 120 cm’e kadar uzayabilen, karanfilgiller familyasından otsu bir bitkidir. Ülkemizde sayıları giderek azalan çöven otundan ilaç ve gıda endüstrisinde yararlanılması bu bitkinin soyunu tehlikeye atmıştır.
13. Sığla Ağacı
Ege bölgesine has endemik bir tür olan sığla ağacının bir diğer adı amberdir. Tıbbi faydalar için kendisinden yararlanılan sığla ağacı kendisinden alınan reçinelerle cilt dokularında yaralanmalar, morluklara karşı kullanılmaktadır. Bu yüzden sayıları her geçen gün azalma noktasına taşınmış olan sığla ağacı, nadir türlerden olup sadece Muğla’nın Fethiye, Köyceğiz taraflarında yaşama alanına sahip oluşu nedeniyle nesli tükenme noktasındadır.