Yüzüklerin Efendisi Kitaplarından Filmlere Aktarılmayan Ayrıntılar

Minik Tospik yazdı. 4 Haziran 2021 156 okunma

Peter Jackson’ın Tolkien eserinden uyarladığı Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, şimdiye kadar beyaz perdeye aktarılan en büyük uyarlamalardandır.

İnanılmaz performanslar, fantastik hikâye ve ayrıntılara gösterilen titizlikle oldukça kapsamlı olan bu yapımlar, yalnızca zamana direnmekle kalmayıp aynı zamanda kaynak materyaline de gereken saygıyı göstermiştir. Bu üçleme kadar ana kaynağına sadık kalan uyarlama bulmak zor olsa da birçok Yüzüklerin Efendisi hayranı filmler yüzünden hayal kırıklığına uğramış ve romanların filme alınmayan klasik unsurların kaybı için üzülmüştür. İşte Yüzüklerin Efendisi kitabından beyaz perdeye aktarılmayan o ayrıntılar…

1. Shire’ın Yıkılması

Kitapta, Orta Dünya’da ortalık sakinleştikten sonra, Hobbitler evlerine dönerek Sharky adında gizemli adam tarafından yönetilen düşmanca güçlerce ele geçirildiğini fark ederler. Kısa süre sonra bu adamın gözden düşmüş büyücü Saruman’dan başkası olmadığı ortaya çıkar ve kahramanlarımız evlerini geri almak için Saruman’a karşı çıkan isyana öncülük etmek için tekrar kılıç kuşanmak zorunda kalırlar.

Üç saatlik uzun süresinde Shire’ın yıkılması, Yüzüklerin Efendisi filmine ikinci doruk noktası gibi hissettirebilecek sahneyi eklerdi ancak yine de yokluğu da çok hissedilmez. Kitaptaki bu kısım, sadece Saruman ve uşağı Solucandil için tatmin edici sonu sağlamakla kalmaz aynı zamanda dört Hobbit için de karakter yaylarının gelişimini tamamlar. Evlerini tehlikede bulmaları ve onu kurtarmak için savaşmak zorunda kalmalarıyla, bu savaşın zamanında masum olan Hobbitleri nasıl değiştirdiği ve onlara nasıl bedeller ödettiği açıkça görülmektedir.

Öte yandan, Frodo’nun ev bildiği yer kurtarıldıktan sonra bile eskisi gibi hissettirmediği için aldığı Batı’ya gitme kararını haklı çıkarır. Sam, Merry ve Pippin kahraman olarak selamlanır ancak Frodo kargaşada kaybolur ve yavaşça geri çekilir. Hikâyenin bu kısmı olmadan, Frodo’nun yaşadığı katıksız duygusal hasarı anlamak oldukça zordur. Ek olarak, beşinci hobbit olan Fredegar ‘Şişko’ Bolger, Frodo’nun hala orada yaşadığı imajını korumak için Shire’de kalır ancak bu filmlerden tamamen çıkarılır.

Ayrıca Yüzüklerin Efendisi Filmi Oyuncularının Değişen Hayatları adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

2. Tom Bombadil

Yüzüklerin Efendisi romanlarının en çok özlenen karakteri Tom Bombadil, filmlere kesinlikle büyük katkı sağlardı. Filmlerde Hobbitler Shire’dan Bree’ye hızlıca yolculuk ederler ancak kitaplarda durum daha karmaşıktır. İlk olarak, talihsiz kurbanları köklerine çeken ağaç olan İhtiyar Söğüt tarafından neredeyse yutulurlar. Bu bölüme Yüzüklerin Efendisi: İki Kule filminde sadece atıfta bulunulur. Daha sonra kendilerini kötü niyetli Wightlar tarafından höyüklerde kapana kısılmış bulurlar. Her ikisinde de onları kurtaran kişi Tom Bombadil’dir.

Yüzükleri Efendisi’nde inanılmaz eğlenceli ve meraklı karakterlerden olan Tom Bombadil, aslında göründüğünden çok daha fazlasıdır. Orta Dünya’daki tüm varlıklardan daha yaşlı, belki de Valar’ın kendisinden bile daha yaşlı olan Tom, sonsuz derecede bilge ve güçlüdür. Ancak yine de Yüzük Savaşı ile ilgili gerçek endişeler duymaz ve karısı Goldberry’nin yönetiminde ev dediği küçük ormanda mutlu şekilde yaşar. Hatta yüzüğün üzerinde etkisi bile yok gibidir. Bu yüzden yüzüğün onun tarafından korunması önerilir fakat Gandalf kaybedebileceği konusunda ısrar edince bu görevi alamaz. Hikâye açısından etkisiz gibi görünse de Bombadil, çekici ve akılda kalıcı karakterlerdendir ve filmlere büyük katkılar sağlayabilirdi.

3. Midilli Bill’in Arka Planı

Sam’in midillisi Bill, Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği’nde kısaca yer aldı ancak bu sadece geçici referanslardandı. Halbuki Bill’in kitaptaki rolü çok daha ayrıntılıydı. Romanda Sam, Bill’i ona korkunç şekilde kötü davranan ve aç bırakan yaşlı adamdan satın alır. Sam Bill’i değerinden çok daha fazlasını vererek satın alır ve yavaş yavaş sağlığına kavuşturur. Dolayısıyla, ikisi arasındaki bağ inanılmaz derecede iç açıcı ve tatlıdır.

Öte yandan, filmde de olduğu gibi Sam, Moria Madenleri’ne girmeye hazırlanırken Bill’i vahşi doğaya salmak zorunda kalır. Ancak Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü’nün sonunda Sam, Bill ile yeniden karşılaşır ve onun eski sahibine döndüğünü fark eder. Bill ve Sam tekrar bir araya gelirler ve Bill eski sahibini tekmeleyerek ondan kurtulur. Sam, Shire’a muzaffer olmuş şekilde dönerken Bill’in tepesindedir ve hikayeleri mutlu biter.

4. Halbarad ve Gri Birliği

Aragorn’un Dunedain mirasından, İki Kule’nin genişletilmiş baskısında kısaca bahsedilir ve burada onun, uzun yaşamla kutsanmış, hatta neredeyse soyu tükenmiş insan ırkının üyesi olduğu ortaya çıkar. Ancak bu onun için utanç kaynağıdır çünkü Kralın Dönüşü kitabında bu akrabaların etrafında gelişen ilginç kısımlar bulunur. Filmde Elrond, Theoden’in kampında Aragorn ile tanışır ve onu, Ölüler Ordusu’nun bağlılığını talep etmesi için yeniden dövülmüş kılıcını almaya çağırır.  

Kitapta ise bu olay farklı şekilde gerçekleşir. Dunedain’in son üyelerinden olan Shine’ın gizli koruyucusu Halbarad, Galadriel’den Aragorn’a yardım çağrısında bulunan mesaj alır. Halbarad, Gri Birlik olarak bilinen otuz Dunedain korucusunu toplar. Bu birlik ve Elrond’un iki oğlu, Ölüler Ordusu ile yüzleşmeye karar vermeden hemen önce Aragorn’la buluşmak üzere yola koyulurlar. Halbarad, Aragorn’a Arwen tarafından kendisi için yapılmış sancağı teslim eder ve tüm Gri Birlik, Ölüleri toplamak için Aragorn’a dağa kadar eşlik eder. Yüzüklerin Efendisi filminde Minas Tirith Savaşı’nda günü kurtaran Ölüler olmasına rağmen kitaplarda Gri Birliğin tamamı Aragorn’un yanında yer alır.

5. Sam’in Şarkı Söylemesi

Samwise Gamgee’nin Yüzüklerin Efendisi’ndeki tasviri bazen küçük notlar halinde karşımıza çıkabiliyor. O, Frodo’nun sadık arkadaşlarındandır, iyi kalplidir ve bahçecilik anlayışı oldukça iyidir. Ancak romanlarda Sam, kendi karakterini derinleştiren yeteneklere sahiptir: Üçleme boyunca pek çok kez, Sam şiirler veya başka zamanlarda bahsedildiği gibi şarkılar besteler.

Bu besteler üçlemede çoğu kez karşımıza çıkar. İlk olarak, Yüzük Kardeşliği’nde görünürler. Önce Sam Gandalf’ın havai fişekleri hakkında şiir yazdığında, sonra tekrar Sam ve arkadaşları Bilbo’nun Hobbit’teki maceralarından arta kalan taşlaşmış trollere rastladıklarında ortaya çıkarlar. Sam aslında şiiri J.R.R. Tolkien’in kayıt yaptığı eski melodilerle seslendirir.

Sam’in şiire ve şarkıya olan yakınlığı, onun Frodo’yu aramak için Cirith Ungol’a tırmanırken en karanlık zamanda kendine umut dolu dizeler söylediği Kralın Dönüşü’nün sonuna doğru geri döner. Her zaman iyimser olan Sam’in müzik yoluyla kendi ruhunu desteklediği için aslında bu bölüm güzel karakter anlarındandır.

Yüzüklerin Efendisi Serisi Bilinmeyenleri ve Gözden Kaçanlar adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

6. Kurtadamlar

Gandalf tarafından Yüzük Kardeşliği’nde kısaca bahsedilen kurtadamların aslında Orta Dünya’nın bilgisinde daha derin ayrıntıları ve büyük varlıkları vardır. Melkor’un hizmetkarlarını, Sauron’un kendisi, görünüşe göre Birinci Çağ’da savaşa yönlendirir.

Gandalf’ın kendi sözleriyle: ‘Sauron’un tüm hizmetkarları ve malları hayal değildir; orklar ve troller vardır, warglar ve kurtadamlar vardır.’ Fakat ne yazık ki insan ordularıyla karşı karşıya gelen kısır kurtadam ordusuyla Peter Jackson’ın neler yapabileceği ancak hayal edilebilir… Romanların önemli unsurlarından olmadığı için Jackson’ın epik üçleme uyarlamasında öncelik olmadıkları düşünülebilir.

7. Beregond

Yüzüklerin Efendisi’nden pek çok karakter kesildi ancak Minas Tirith’teki Kale Muhafızı Beregond göze çarpan eksikliklerdendir. Kralın Dönüşü’nde Beregond, Pippin’in kule muhafızlığına kabul edildikten sonra karakter gelişiminde hayati rol oynamıştır. İkili iyi arkadaş olurlar ancak bu rol filmlerde Beregond’un romanda yakın arkadaş olduğu Faramir’e aktarılır.

Faramir babası tarafından diri diri yakılacağı zaman, Pippin’in yardım için aradığı ilk kişi aslında Gandalf değil Beregond’dur. Bunun üzerine Beregond görevinin başından ayrılır, Faramir’in tutulduğu odayı koruyan adamlara saldırır ve Gandalf ile Pippin’in ona ulaşıp kurtarmasının yolunu açar.

Romanda, Faramir’i Şifa Evi’ne taşıyan ve o iyileşirken ona göz kulak olan da odur. Hikâye için önemli karakterlerden olmasa da genç hobbitin hikayesine biraz karakter gelişimi ekleyen Pippin ile olan sıcak dostluğu gibi, onun asil varlığı da filmde gözden kaçmıştır.