İlk Yerli Uçağı Yapan Türk; Vecihi Hürkuş

Fikir Mühendisi yazdı. 4 Şubat 2021 336 okunma

Vecihi Hürkuş, özellikle uluslararası ve sivil havacılıkta iyi tanınmış, ülkemize bir ilki yaşatmış mühendis ve uçak tasarımcısıdır. Bugün sivil havacılığımızın mihenk taşı sayılan ismi olan Vecihi Hürkuş hakkında yazı hazırlamayı uygun bulduk. Askeri hayatı, pilotluk deneyimi, yaşadığı zorluklar ve bugünkü modern havacılık kurumunun temelinin oluşmasında katkılarını anlatacağız. Türk toplumunda başarılara imzalar atmış isimlerin yaşam öyküleri her zaman merak konusu olmuştur. Bilgi anlamında eksik ve dönemin imkanlarından yoksun şekilde, zoru başarmış bu şahsiyetlerin öncülüğünde, günümüze dek uygarlığın basamakları birer birer aşılmıştır. Şimdi ilk yerli uçak tasarımcımız olan Vecihi Hürkuş’u  yaşam öyküsüyle daha yakından tanıyalım.

Vecihi Hürkuş Kimdir?

Pilot Astsubay, Başçavuş Vecihi Hürkuş, 6 Ocak 1896 tarihinde İstanbul’da dünyaya gözlerini açtı. Babası Faham Bey, Gümrük müfettişi, annesi Zeliha Hanım, ev hanımı idi. Üç çocuklu bir ailede, ikinci çocuk olarak dünyaya gelen Hürkuş, babasını üç yaşında iken kaybetmiştir. İlk öğrenimini Bebek’te tamamlamış, Üsküdar Füyüzati Osmaniye Rüştiyesi ve Paşakapısı İdadisi'nin ardından sanat okuluna devam etmiştir. Küçük yaşlarda sanata olan ilgisi sebebiyle, onun meslek hayatına da bu yönde etki yapacağı düşünülmekteydi. Aldığı eğitimlerin ondaki yaratıcı ve araştırıcı ruhu perçinlediğine dair kanıtlar ise bu yaşam öyküsünde daha sonra kendisine eşlik edecekti. Güzel sanatlar eğitimini Tophane Sanat Okulu’nda tamamlayan Vecihi Hürkuş, vatanperver bir kişilikti. Ülkenin o zaman ki şartları altında toprakların savunulması için Balkan Savaşı’na gönüllü olarak kendi adını yazdırmış bir askerdi aynı zamanda.

İlk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen'in hayatını linkteki yazımızda bulabilirsiniz.

Vecihi Hürkuş'un Pilotluk Eğitimi

Vecihi Hürkuş, İstiklal Madalyası sahibi önemli vatan kahramanlarından biri olarak da bilinmektedir. Tabii, bunda aldığı eğitimlerin yanında, muharebe meydanlarında gösterdiği başarılar önemli rol oynamıştır. I. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği yıllarda havacıların saflarında yer alan Vecihi Hürkuş, savaşta kaza geçirip yaralanınca İstanbul’a gönderilmişti. Yoğun çatışmaların olduğu bu dönemde, vatan savunmasını güçlendirmek adına pilotluk eğitimi almaya karar verdi. Bunun üzerine Yeşilköy’de yer alan Tayyare Mektebi’ne kaydını yaptırdı. Eğitim sonunda hak kazandığı pilot brövesi ile birlikte harekatlara katılmaya başlamıştır. I. Dünya Savaşı’nda Ruslar ile yaşanan savaşta 7. Tayyare Bölüğü’ne katılmış, keşif harekatlarında yer almıştır. Azmi ve savaşçı ruhunu aldığı eğitimle ustalaştıran Vecihi Hürkuş, bombardıman uçuşlarında da görev almıştır. Kafkas cephesi üzerinde, ilk kez bir hava sahası üzerinde gerçekleşen çatışmada bir Rus uçağını indirmeyi başararak üstün hizmet göstermiştir. 'Uçak düşüren ilk tayyareci pilot' olma unvanı da Vecihi Hürkuş’un yaşam öyküsüne dahil ettiği bir  başka gelişmedir.

Uçan Türk Hezarfen Ahmet Çelebi hakkında yazdığımız yazıya linkten ulaşabilirsiniz.

Vecihi Hürkuş'un Katıldığı Savaşlar

Vehici Hürkuş, yetenekli, savaş stratejisi güdebilen, asker doğmuş bir insandı. Aslına bakarsanız biz Türkler, tarihimiz boyunca erkek, kadın, çocuk demeden asker millet olma özelliğimizle de biliniyoruz. O dönemler yaşanan bu savaşlarda yine, vatan, millet sevdasının gücüyle hareket edildiğini söylemeliyiz. Vehici Hürkuş, asker kişiliğinin yanı sıra tasarımcı bir dehaya da sahipti. Akıl ve fiziki gücün birleşmesinin etkisi yadsınamazdı. I. Dünya Savaşı yıllarında Ruslar’a esir düşen Vecihi Hürkuş, esir tutulduğu bölge olan Hazar Denizi üzerindeki Nargin Adası’ndan kaçmayı başarmış yüzerek bölüğüne ulaşmış bir isimdir. Ardından 1918 senesinde 9.Harp Tayyare Bölüğü’ne katılmıştır. I. Dünya Savaşı'nın sona erdiği, ağır yükümlülükler üstlenmek zorunda kalınan o dönem Mondros Ateşkes Antlaşması yapılmış ve vatan toprağı işgal kuvvetlerince adeta kuşatılmıştı. Uzman pilot, astsubay Vehici Hürkuş, savaş uçaklarının özelliğine uygun avcı uçak tasarımlarını bir yandan tasarlıyor ve projelerini hayata geçirmek istiyordu. Pilot olarak savaşlarda gösterdiği cesaretin yanı sıra üretim anlamında da çağın teknolojik imkanlara yetişme arzusu onu buna mecbur hissettiriyordu. Fakat zamanla yarış halinde olduğunun bilincindeydi. Bu yüzden, ordunun askeri gücünü toparlaması gerekiyordu ve alınan yenilginin ardından kısıtlanan yaşamın ağır koşullarının öncelikle bertaraf edilmesi gerekliydi.

Milli mücadele yılları, Vehici Hürkuş’un kahramanlık gösterdiği, tarih sahnesinde yer ettiği yıllar olarak da bilinir. Kurtuluş Savaşı'mızın başladığı yıllarda batı cephesi, işgal altında olan topraklarımızın kurtarılması adına önemli bir savunma noktasıydı. Dolayısıyla batımızdaki ülke Yunanistan üzerine yapılacak taaruz öncesinde keşif uçuşları için kendisine görevler verildi. Takviye kuvvetlerde yer alarak bu harekatları aynı zamanda desteklemesi kendisinden isteniyordu. Batı cephesinde büyük başarılar kazanarak adeta yurdun kurtulmasına imkan veren İnönü Savaşları ve Sakarya Meydan Muharebesinde yer alan Vecihi Hürkuş, İzmir hava sahasında, bir Yunan savaş uçağını indirme başarısı göstermiştir. Kurtuluş Savaşı’nın en kritik cephesi olan batı cephesine yönelik savunma ve taarruz uçuşlarının ilk harekatı yine onunla birlikte başlamıştır.

Uçaklar ve havacılık tarihi hakkında ilginç bilgiler için linke tıklayarak yazımızı okuyabilirsiniz.

İlk Uçak Yapımı

Vehici Hürkuş, oluşturduğu fikirlere farklı boyutlar getirerek, üretmek anlamında belki kişiliğine nadir rastlayabileceğimiz isimlerden biriydi. Kurtuluş Savaşı sonrasında pilot Hürkuş, savaş eğitimleri ve tayyarecilik eğitimleri vermeye devam etti. Edirne’ye inen bir yolcu uçağını yerinden alarak doğru istikamete yönlendiren Hürkuş’un bu hizmeti ödüllendirilmiş ve uçağa kendi adı VECİHİ verilmiştir. Uçak yapımı fikri, kendisinin tasarımcı bir insan oluşu nedeniyle de aklında iyice yer etmeye başlamıştır. Bu niyetle, önce İzmir Seydiköy Hava Mektebi’ni , projesini tasarlayacağı bir üs olarak belirlemiştir. Motor parçalarını, düşmanlarla olan savaştan ele geçen ganimetlerden sayan Vecihi Hürkuş, donanım parçalarını birleştirmiş ve kendi tasarımını oluşturmuştur. 28 Ocak 1925 yılında ilk uçuşunu VECİHİ K-VI ismini verdiği araçla yapmıştır. Sonrasında İstanbul Kadıköy’de imalat yeri olarak bir keresteci dükkanında yapımına başlanan uçak, 3 ay gibi bir zaman zarfında faaliyete geçmiştir. Vecihi Hürkuş, kendi adını verdiği VECİHİ K XIV ilk Türk yapımı yerli uçağı ile 27 Eylül 1930 tarihinde ilk yerli uçağa dair basın toplantısı düzenlemiştir. Bu sayede halk, uçak hakkında teknik özellikler ve uçuş yer ve saati hakkında bilgilendirilmiştir. Bu uçak aynı zamanda tarihte ilk sivil uçak olarak da adlandırılacaktı.

Yeşilköy üzerinden Ankara semalarına değin birçok uçuşu gerçekleştirmiş olan Vecihi Hürkuş’un o dönemde uçuş sertifikası alması, ne yazık ki sorun oluşturuyordu. Teknik hususların değerlendirilmesi adına bu yetkiyi verecek bir kurumun olmaması ise buna sebep gösteriliyordu. Bunun için dışarıdan yabancı bir heyetin Çekoslavakya üzerinden gelerek, üretimi yapılan uçağın parçalarının, teknik kontrollerini gerçekleştirmesi ve uçuş özelliklerinin uygunluğunu tescil etmesi düşünüldü. Daha sonra gerekli onay ruhsatını alan Vecihi Hürkuş, uçabilirlik sertifikasını hak kazanmış oluyordu. M.Kemal Atatürk’ün teşviki ile Vehici Hürkuş Türk Tayyare Cemiyeti’ne 1931 senesinde katılmıştır. Böylelikle, Türkiye’nin birçok şehrini kapsayan turlar düzenlenmiş oldu., Ankara, Konya, Sivas, Kocaeli, İstanbul gibi şehirlerle başlayan turlar, zaman içinde daha geniş bir coğrafyaya yayıldı.

Vecihi Hürkuş için hayatını üretmeye ve fayda oluşturmaya adamış bir kişiliktir desek yanılmayız. Çabalarıyla Sivil Tayyare Mektebi’ni 21 Nisan 1932 senesinde kurmuştur. Nuri Demirağ, ilk yerli yolcu uçağının oluşumunda öncü bir isimdi. Vecihi Hürkuş’un kabinli uçak yapımına karşılık maliyetleri üstlenmiş, sponsor olarak destek vermiş bir kişiydi. Demirağ’ın desteğiyle daha sonra VECİHİ K-XVI isimli uçağın tasarımları gerçekleşti. Kahraman bir pilot olma özelliği dışında tasarım dehasının gücüyle Hürkuş, mühendislik eğitimi almak için Almanya’ya gönderilmiş olsa da aldığı eğitim süresi yetersiz görülmüştü. Bu yüzden mühendislik ruhsatı kendisine verilememişti.

Vecihi Hürkuş, kendisine ait ilk sivil hava yolu şirketi olarak 29 Kasım 1954’te Hürkuş Hava Yolları şirketini kurmuştur. Filosunu eski uçakları tasarlayarak oluşturan Hürkuş’un, yapılan sabotajlar, kazalar ve kontrolsüz uçuşlar, iptaller nedeniyle şirket uçuşlarına son verilmiştir. Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ve ayrıca TBMM tarafından kendisine verilmiş olan 3 adet takdirnamesi, vatana hizmet mahiyetinde büyük önem taşımaktadır.

Yaşamının son demlerinde maddi güçlük ve sıkıntılar içinde olduğu belirtilmiş olan Vecihi Hürkuş, beyin kanaması sonucu, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde 16 Temmuz 1969 tarihinde hayata gözlerini yummuştur.