Tarihte Soyluluk Unvanları
- Fikir Mühendisi yazdı.
- 23 Ocak 2021
- 4.122 okunma
- 2 beğeni
Dünya üzerinde geçmişten bugüne değin pek çok ulus yaşamıştır. İlkel çağlardan sonra şehirleşmeye ve teşkilatlı bir yapıya doğru giden toplumlarda sınıf farklığı bariz bir şekilde ortaya çıkmaya başlamıştır. Asaleti temsil eden kişilerin yönetici ağırlıklı bir kişi, din adamı veya toprak zengini olduğu feodal düzenin de beraberinde getirdiği bu farklılıklar zamanla daha fazla belirginleşti. Tarımla uğraşan köylüler, çiftçiler, işçi sınıfı da dahil olmak üzere sosyolojik, ekonomik ve kültürel farklılıklar farklı unvanlarla sembolize edildi. Batı Roma İmparatorluğunun sona ermesi ve yeni ulusların, yönetim biçimlerinin de ortaya çıkmasıyla birçok kişiye onları temsil eden unvanlar verilmiştir. Günümüzün artık birçok demokratik devleti unvanlarını, mesleği ölçüsünde tanım amaçlı kullanmaktadır. Tarihler boyu, soyluluk ve insanları ayırt edici özellikleriyle hangi unvanlar kullanılmış, bugün bu konuya değineceğiz.
Unvanlardan ilki, örnek gösterebileceğimiz unvanların en büyüğü. Kademe kademe onları sizlere tanıtmaya devam edeceğiz.
1. İmparator
Halen günümüzde bile bazı politikacılar, teknik adamlar ve sanatçılara dahi söylendiğine şahit olduğumuz bir kelime. İmparator sözcüğü, bir anlamda gücü ve gücünün nüfuz ettiği birçok insan, kavim,ulusun varlığını da işaret etmektedir. Keza Osmanlı devleti de imparatorluk özelliğini bu yayılma politikası sayesinde kazanmıştır. İstanbul’u fethedip, birçok ulusun hükümdarlığını üstlenmiş olan Fatih Sultan Mehmet de imparator unvanına sahip olmuş bir devlet adamıdır. Kutsal Roma’da papa önemli bir devlet adamıydı ve imparator tacını onun elinden alırdı. Sezar olarak bildiğimiz gerçek adı Gauis Julius olan imparator özelliğini taçlandıran “Caesar” unvanıyla bilinmiş ve bu unvan imparatorluk nişanesi olarak belirlenmiştir. Almanya da eskiden imparatorları için kayzer adını kullanmıştır.
2. İmparatoriçe
Ülke veya hanedanı yönetme görevi verilen kadın imparatorlara da imparatoriçe denilmekteydi. Pek az sayıda tarihte görülmüş olsa da imparatoriçe Ki, Çin devletinin otoriter, baskın liderlerinden biri olarak ülkeyi yönetmiştir. Milattan öncesi için de adlarına rastlayabileceğimiz imparatoriçelerden söz etmek mümkündür. Antik dönem Mısır imparatoriçesi VII. Kleopatra, entrikalarıyla nam salmış isimlerdendi.
3. Kral
Kral ifadesi, saltanatın, zenginliğin ve liderliğin sayılagelmiş unvanlarından biridir. Tarih öncesi çağlarda da insanlar, kendi klan ve toplu halde yaşayışlarında, itaat için kabile yöneticilerine kral demiştir. Kral, bir ülke ve milletin toprakları üzerinde var olmuş, hiyerarşik yapıda en üstte yer almış yöneticisine verilen bir unvandı. Kral’ın eşlerine kraliçe, varisleri olan çocukları için de prens, prenses unvanları kullanılmaktaydı. Gücün kimi zaman göz kamaştıran bu yapısı, zaman zaman hanedan mensupları için de taht kavgalarına dahi neden olabilmekteydi. Monarşik bir devlet yapısının sembolü olan krallık, antik Mısır uygarlığında ilahi bir kudreti simgeliyordu. İlk olarak bu monarşik süreç 17.yüzyılda İngiltere’de anayasal bir zeminde başlamıştır.
4. Arşidük
Avusturya’nın birçok hükümdarın varlığına nispeten gücü en fazla bilinen lideridir. İmparator ve kral soylarından sonra tahta çıkmış en önemli kişisi olan Arşidük, 10. ve 19. yüzyıllar arasında Roma döneminde hiyerarşik bir güç olarak tanımlamıştır.
5. Grandük
Dükalık adı verilen namı kraldan sonra üstünlüğü temsil eden bu yapının, hükümdarlığı “Grandük” unvanıyla taçlandırılmıştır. Eşlerine “Grandüşes” denilirdi.
6. Dük
Dük unvanı ise tarihin sayfalarında farklı bazı tanımlarla karşımıza çıkabilmektedir. Avrupa’nın küçük devletlerinde, yönetici olarak tanımlanan Dük unvanı, Roma İmparatorluğu döneminde üst düzey askeri görevli, generallere verilmiş. Kutsal Roma İmparatorluğu’nda günümüze uyarlarsak Vali, Belediye yöneticisi, kaymakam gibi memurlukların üstünde bir sınıfa ait unvandı. Krallıkların yaygınlaştığı sürelerde rütbesi yükselmiş bir unvan olmuştur. Dük eşlerine Düşes denilmekteydi.
7. Prens
Prensler her ne kadar verasetin önemli ismi ve kralın yerine geçecek ismi olsa da devlet yönetimi için gereken olgunluğa ulaşana değin hukuksal hakları kullanamazdı. Hanedan mensubu olarak prensesler de dahil olmak üzere taht mücadelesini yaşarlardı. Veliaht sözcüğünün tanımlarından biridir. Osmanlıda şehzade, Türk-İslam devletlerinde Melik ifadesine karşılık gelen bir unvandır. Avrupa’nın birçok ülkesinde Dük’ün altında bir dereceye sahip olarak bilinirdi.
8. Marki
Feodalitenin hüküm sürdüğü yıllarda toprak sahibi olan ve sınırları korumakla görevli üst düzey yöneticiler bu unvanla anılmışlardır. Yetkileri sınırlı, merkeze bağlı bir görevliydi. Eşlerine “Markiz” denilmekteydi.
9. Kont
Feodal düzende sınırlı özekliğe sahip hükümdardır. Toprağı küçük, ülke sayılamayacak bir alanın yöneticisi olarak bir dönem Roma İmparatorluğunda, imparator ve hanedanın görüşlerine danıştığı fikir hocası olarak bu unvanı almışlardı. Orta çağ döneminde Fransızlar ordu komutanlarına bu ismi vermekteydi. Eşleri “Kontes” olarak biliniyordu.
10. Vikont
Kont yardımcısı olarak tanımlanıp statüsü koşullarla değişebilen bir unvandır Vikont. Sıralamada kontun bir sıra aşağısında yer alır. Eşlerine “Vikontes” denir. Karolenj imparatorluğunun şehrin ve asayişin korunması amacıyla atadığı, toplumsal kaoslara karşı görevlendirdiği kişilere verdiği bir unvandır.
11. Baron
Ülke yönetiminde söz sahibi kabine ile birlikte gücünü kullanabilen asil kişiler için verilmiş olan bir unvandan bahsediyoruz. Baron, hanedanlara mensup bir unvan gibi kuşaktan kuşağa zengin, toprak sahibi ve insanlar üzerinde nüfuz eden kişilere Avrupa’da verilen bir unvandı. Eşleri “Barones” adıyla bilinirdi.
12. Lord
Lord unvanı da feodal sistemin hakim olduğu yıllarda, dönemin Kral ve eşleri tarafından soylu sınıfından gördükleri, belli çevrelere kendini ispatlamış, söz sahibi, insanları yönlendiren kişilere takdim edilmiştir. Eşleri “Leydi” olarak anılırdı.
13. Şövalye
Çoğu zaman atlı, uzun yıllar hizmete dayanan savaşçı ruhla kazanımlar sağlamış olan kişilere verilmiş soyluluk unvanlarından biriydi Şövalye. Sadakat ve şerefi her şeyden üstün tuttuğu bilinen kişiler olduğuna emin olunan bu savaşçıların, birçok zorlu kriteri karşılaması gerekiyordu. Eğitimi zor, yorucu ve uzun süre devam eden askerlik mesleğinin uzmanlığına erişmiş kişilerdir. Şövalye unvanı toprak sahibi olmaksızın başarılar kazanmış, soylu askerlere verilmekteydi.
14. Tekfur
Bizans döneminin varlıklı insan sınıfında yer almış bir yönetici unvanıdır. Vali düzeyinde saygınlığı olan bir isim olan tekfur soylular sınıfında mirasçı bir aile geleneğine de sahiptir.
15. Çar
İmparator sözcüğünün Ruslarda olan karşılığıdır. Eşlerine “Çariçe” denilir.
16. Voyvoda
Türk uygarlığının hükmü altında yaşamak zorunda kalan Slav devlet hükümdarına verilmiş bir unvandır.
17. Padişah
Şahların babası anlamında Farsça bir ifadeye eş “Padişah” unvanı, Osmanlı dönemi, devlet yöneticilerine verilen bir unvandır. Mutlak yetkilere sahip olan padişahların ülke yönetiminde uyguladığı kanunlar geçerli olmaktaydı.
18. Hünkar
Hünkar, imparatorluk özelliği gösteren uygarlığın başındaki yönetici için asalet ve yücelik tanımını güçlendirmek maksadıyla verilmiş bir unvandır. Doğu ülkelerinde genellikle yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
19. Beylerbeyi
Padişahtan sonra rütbece en etkili sayılan isim olarak tabir edilen beylerbeyi, Osmanlı döneminde toprak sahibi, ayrıcalıklı bir yapıya sahipti.
20. Sultan
Türk-İslam devletlerinde saltanat ve hükmetme yetkisine sahip olan liderlere verilmiş bir unvandır. Erkeklerde ismin başında hitap amacıyla kullanılırdı.
21. Şah
İran ve Afgan ülkelerinin hükümdarı olan kişilere verilmiş bir unvan olup, günümüzde halen kullanılmaktadır.
22. Yabgu
Yabgu unvanı için, Orta Asya coğrafyasında Türklerin kullandığı unvanlar içerisinde en eski unvan diyebiliriz. İlk kurulan devlet yöneticisine verilmiş bir hükümdar unvanıydı. Daha sonraları kurulan Türk devletleri, kağan, hakan, han unvanlarını da yöneticilerine verilmiştir. Eşlerine “Hatun” denilmekteydi. Hatun, kurultayda söz hakkına sahipti. Şad ve Tigin adları, bağımsız yönetici prensler için kullanılırdı.
23. Wang
Çin’de kral sözcüğünü karşılayan bir unvandır.
24. Firavun
Eski Mısır hükümdarı için söylenen, gücü ve otoriteyi yansıtan bir unvandır.
25. Mihrace
Hindistan’da tartışmasız en önemli yetkileri elinde bulunduran kral düzeyinde tabire karşılık olmuş bir unvandır.
Roma imparatorluğu döneminde varlıklı halka patrisler ve olmayanlara pleblen denmekteydi.
Ayrıca Hüdavendigar yani Osmanlı padişahı I.Murat’a verilmiş bu unvan, huda-vend-gar kelimelerinin birleşimi ile Farsça’dan türemiştir. Manasını sırasıyla “Tanrı, benzeyen, özgü, hükümdar, bey” olarak açıklamak mümkündür.
Sıkça Sorulan Sorular
Bu unvanlar, üstünlüğü ve ayırt edici tarafı özelliği ortaya koyması adına ulus toplumlarında monarşik bir düzen çerçevesinde ortaya çıktı. Başlarda askeri sınıfın rütbeli komutanlarına, generallere sunulmuş bu unvanların zaman içerisinde kraliyet ailesinden, aristokrat, varlıklı yöneticilere dahi verildiği bilinmektedir.
Dünyanın pek çok bölgesinde bu unvanlar kullanıldıysa da Avrupa’da yaygın şeklinde asaleti temsil eden unvanlar kullanılmıştır. Bizim atalarımızın kullandığı unvanların büyük çoğunluğunun Farsça, Arapça, Eski Türkçe isimlerden türediği bilinmektedir.