2. Dünya Savaş'ında Alman Savaş Teknolojisi
- Cahil Uzman yazdı.
- 14 Temmuz 2020
- 854 okunma
2.Dünya Savaşı sırasında özellikle askeri alandaki gelişmeler, günümüz silahlarının da şekillenmesinde öncü rol oynamışken, özellikle Alman savaş teknolojisi bu dönemde yapmış olduğu silahlar ile müttefik devletlere korku salmıştır. Hava, kara ve deniz gibi alanlarda güçlü silahlar üreten Nazi dönemi Almanya’sı dönem şartlarına göre ilk ülkeler arası füze gibi teknolojiyi de geliştirmiştir.
Alman Donanmasının Devi Bismarck
Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın 10.000 ton üzerinde olacak savaş gemisi üretmesi yasaklanmıştır. Versay Antlaşması ile sağlanan bu durum ise Nazilerin iktidara gelmesi ile bozuldu. İlk olarak 16 bin tonluk Amiral Graf Spee gemisini üreten Almanlar, çok geçmeden 51 bin tonluk Bismarck gemisi ile denizlerin en çok korkulan ülkesi haline gelmişlerdi.
Müttefik devletleri arasında heybetli yapısı, üzerinde çok sayıda barındırdığı büyük top gibi özellikler ile korku salan Bismarck ilk mücadelesini Danimarka açıklarında İngilizler’e karşı verdi. İngilizlerin HMS Hood isimli gemisini sadece yarım saat içinde batıran ve toplamda yalnızda 5 salvo atışı yapmış olan Bismarck, bu tarihten itibaren denizlerde en korku duyulan gemi haline geldi. Özellikle Atlantik’e geçiş izni vermeyen yapısı sayesinde de Müttefik devletlere ait ticaret ve lojistik gemilerinde büyük kayıplar yaşatmıştı.
Bismarck’ın batırılışı da yine kendi büyüklüğüne yaraşacak bir şekilde gerçekleşmiştir. Bu Alman savaş teknolojisi ürünü olan devasa gemi, Müttefik devletlerin 1940’da şifreli mesajlarını çözmesi ve gemiyi takip edip yerini saptamaları üzerine 1 uçak gemisi, 3 zırhlı savaş gemisi, 3 kruvazör ve 6 destroyer ile batırılmıştır.
Büyük Gustav Topu
Almanların İkinci Dünya Savaşı’ndaki en büyük silahları arasında yer alan Büyük Gustav topu, askeri tarihte hâlâ üretilmiş en büyük savaş topu olarak bilinmektedir. Hareket ettirilmesi için demiryoluna ihtiyaç duyulan bu devasa top çok büyük hasarlar verecek topları ateşleyebilmektedir.
80 santimetre çapında namlusu bulunan Gustav topunun ağırlığı da 1350 ton ediyordu. Bu ağır yapısı nedeniyle ancak trenler ile hareket ettirilebiliyordu ve tüm parçalarının trenler vasıtası ile hareket ettirilmesi için 25 tren gerekiyordu. 32 buçuk metre uzunluğundaki namlusu ve 47 metre uzunluğu ile birlikte 7 tonluk top mermilerini 47 kilometre uzağa kadar ateşleyebiliyordu.
Tek parça halinde taşınması çok meşakkatli olduğu için genelde hareket ettirileceği zaman parçalara ayrılır ve her parçası ayrı olarak taşınıyordu. Montajının ise 250 kişinin aralıksız çalışması dahilinde 54 saatte tamamlandığı arşivlerde yer almaktadır. Ayrıca kendisine özel olarak inşa edilen tren rayları için de 2500 kişinin çalışması gerekiyordu. Bu silahın, havadan yapılacak saldırılara karşı korunması için de sürekli olarak 2 hava savunma bölüğü devriye geziyordu. Çok güçlü olmasına rağmen lojistik sorunları sebebiyle savaş boyunca Naziler istedikleri performansı silahtan alamamıştır.
İlk Roketler V Serisi
Nazilerin savaş teknolojisi olarak ilk roketler olarak bilinen V Serisi roketleri, uzun mesafeler kat eden ilk balistik füzeler olarak da askeri tarihte yerini almaktadır. Toplamda 3 seri halinde geliştirilen V roketleri, özellikle o dönem şartlarında çok korkutucu bir silah olarak kabul görmüştü.
Özellikle İngiltere’ye yapılacak saldırılarda tercih edilen V serisi roketler ile İngiltere’ye hatırı sayılır sayıda saldırı yapılmış ancak savaşın sonuna yaklaşıldığı için Almanlar etkili bir şekilde roketlerden yararlanamamışlardır. Londra Bombardımanı olarak bilinen olayda, tamamen bu roketler kullanılmıştır. Bu saldırıda, toplamda 183 roket Fransa’daki bataryalardan ateşlenmiş, 100 kilometre gibi bir menzil hedeflenmiş ve roketlerin 142’si hedefe isabet etmiştir. Ancak İngilizlerin aldıkları geniş önlemler ile birlikte bu roket saldırısında sadece 10 kişi yaşamını kaybetmiştir.
Golyat Patlayıcı Mayın
Almanların İkinci Dünya Savaşı’nda kullandıkları bir diğer gelişmiş teknoloji ürünü olan Golyat mayınları, tamamen hareket eden bir özelliğe sahiptiler. 75 kilograma yakın patlayıcı taşıyabilen bu uzaktan kumandalı ve hareket edebilen mayınlar, öncelikle bina ve köprüleri yıkmak amacıyla tercih edilmişlerdi. Savaşın şiddetlenmesi neticesinde ise tanklar ve askeri birlikler üzerinde de kullanılmaya başlanmışlardı.
Küçük bir tanka benzeyen Golyat, uzaktan kumanda ile kontrol ediliyor ve hedefe ulaştığında patlıyordu. 100 kilogram patlayıcı taşıyabilen Golyat, toplamda 4600 adet üretilmiş ve farklı alanlarda kullanılmışlardı. Ancak özellikle sıcak çatışma sırasında kontrol edilmesi zor oldukları için daha fazla üretilmemişlerdi.
Üstün Alman Panzerleri
Alman savaş teknolojisi kapsamında en büyük ivmeyi ise şüphesiz tanklar çekiyordu. Leopard ve Panther ve Tiger gibi devasa tankları üretmiş olan Alman teknolojisi, toplamda 10 model olan Panzer serisi ile birlikte kara savaşlarında büyük başarılara imza atmıştı. 88 milimetrelik topu, 120 milimetrelik zırh kalınlığı ile savaşa giren tüm tanklara karşı başarı sağlayan tanklar, özellikle savaşın ilk dönemlerinde Müttefik devletleri tarafından büyük kayıpların yaşanmasına neden oldu.
Tiger serisi ise I ve II olarak tasarlanmış, çok yüksek kapasitesi, dayanıklı yapısı ve ağırlığı ile birlikte savaş alanlarının korkulu rüyası olabilmişti. Ancak zor kontrol edilmesi ve tamir edilmesi gerektiğinde saatler gerektirmesi gibi özellikler bakımından savaş alanında etkili bir şekilde kullanılamıyordu. En son geliştirilen King Tiger ise çok daha kalın zırha ve hızlı yapıya sahip olsa da savaşın sonuna gelinmesinden ötürü beklenen performansı gösterememişti.
Denizlerdeki Sinsi U Bot’lar
Savaşın deniz boyutunda Müttefik devletlere gemiler ile birlikte korku dolu anlar yaşatan U Botlar, üretildikleri dönemim koşullarına göre son derece üstün ve başarılı araçlardır. Genel özellikleri ile çok uzun süre su altında kalma süreleri, dayanıklı yapıları, radara kolay yakalanmayan yapıları, mürettebat için geniş alan barındırmaları, fazla torpido sayıları gibi özellikler ile U Bot’lar savaşın özellikle başlangıcında Müttefik devletlere çok zorlu anlar yaşatmışlardı.
Hareket etmesinin fark edilmesi neredeyse imkânsıza yakın olan U Bot’lar bu sayede pek çok gemiyi batırmış, özellikle denize kıyısı olan ülkelerin işgali için kolaylık sunmuştur. Verdikleri zararlar göz önünde tutulduğunda Müttefik devletler tarafından geliştirilen radar sistemleri sayesinde U Bot’ların yerleri bulunmaya başlamış ve özellikle yapımlarında kullanılan hangarların bombalanması sonucunda savaştaki etkileri azalmıştır.
Şifreli Mesajları Sağlayan Enigma Makinesi
2. Dünya Savaşında Alman savaş teknolojisi arasında şifreleme ve casusluk işlemleri için kullanılmış Enigma makinesi, savaşın başlangıcında tüm Alman birliklerinin büyük bir gizlilik içinde hareket etmesine imkân tanımıştır. Gizli mesajları iletmede kullanılan ve kırılması son derece güç bir algoritmaya sahip olan makine, Müttefik devletler tarafından kırılması ve çözümlenmesi sayesinde harekat planlarının Müttefik devletler tarafından bilinmesine yol açtı.
Şifrelerinin çözüldüğünü ilk başlarda düşünmeyen Almanlar ise Enigma üzerinden gizli mesajları iletmeyi sürdürdüler ve böylece yaptıkları operasyonlarda başarısız oldular. Ancak Enigma makinesinin tarihsel olarak bir diğer önemi de kullandığı algoritma yapısının değişkenliği sayesinde bilgisayarların da ortaya çıkmasına olanak tanımasıdır.
Daha sonra özellikle İngiltere ve ABD’de detaylı bir şekilde incelenen yapısı yapay zeka alanında ilk çalışmalara ilham vermiş ve kendisinden daha kapsamlı algoritma yapısına sahip cihazların üretilmesine yardımcı olmuştur. Aynı zamanda olasılık hesaplayıcı olarak da kullanılabilen Enigma, savaş boyunca özel bir teknolojik alet olarak beliriyordu.