Buda Kimdir? Sidarta Gotama Hayatı ve Öğretileri
Minik Tospik yazdı. 14 Mayıs 2021 451 okunma
Sidarta Gotama (Buda), MÖ 563-483 arasında Hindistan'da yaşadığı düşünülen, ruhani öğretmen/lider ve Budizm'in kurucusudur. Asıl adı Sidarta Gotama'dır. Sidarta’nın kelime anlamı ‘amacına ulaşmış’tır. Gotama, ailenin soy ismidir. Buda olarak tanınan Sidarta Gotama’nın anıldığı farklı isimler de vardır:
- Prens Sidarta
- Sakyamuni (Sakya kabilesinden gelen bilge)
- Tathagata (kusursuz bilgeliğe ulaşmış kimse)
Buda’nın kelime anlamı ‘uyanmış kişi’dir. Buda’ya inananların, “peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı” neticesinde O’nun ulaştığı “ruhani aydınlanmayı” anlatmak için kullandıkları unvandır.
Buda Hayatı
M.Ö 563 yılında doğduğu 483’te de öldüğü tahmin edilmektedir. Bir rivayete göre; Hindistan’ın kuzeydoğusunda, günümüzde Nepal sınırı yakınlarında bulunan Lumbini’de doğmuştur ve Kapilavastu şehrinde yaşayan Sakya hanedanındandır. Annesi Mahamaya ve babası Suddhodana’dır. Sidarta isteyebileceği her şeye sahip olduğu ve dünyada var olan tüm sorunların dışında kaldığı bir sarayda büyümüştür. Babası, kendinden sonra kral olmasını istediği oğlu Sidarta’nın dış dünyadaki yaşlılık, hastalık ve ölümü görmemesi için saraydan uzaklaşmasına pek izin vermemiştir.
Altı yıl boyunca Ganj vadisinde çilekeşler gibi dolaşmış, ünlü din insanları ile bir araya gelmiş, onların yöntemlerini izlemiş, çalışmış ve öğretilerini sıkı bir disiplinle uygulamıştır. Fakat bir süre sonra bu öğretilerin onun amacına uygun olmadığını fark ederek yolunu ayırmıştır. Bundan sonra, derin düşünme (Meditasyon) teknikleriyle kendi çizgisini aramaya yönelmiştir. Diğer din öğretilerinin aşırıya kaçmasını önlediği için bu yönteme “orta yol” demiştir.
Ölümünden sonra, hayat hikâyesi öğrencilerinden oluşan Sangha Topluluğu tarafından derlenmiş ve uzun zamanlar sözlü olarak aktarılmıştır.
Ayrıca En İyi Yunan Mitolojisi Filmleri - Yunan Mitolojisini Konu Edinen 10 Film adlı yazımızı inceleyebilirsiniz
Çocukluğu ve Gençliği
Sidarta’nın doğumundan önce, annesinin onu rüyasında beyaz bir fil şeklinde gördüğü söylenir. Dolunaylı bir gecede doğduğu ve o tarihte Hindistan bölgelerinde Vesak Bayramı kutlandığı anlatılır. Bu bayramda Sidarta’nın yaşamından üç önemli olay anılmaktadır: Sidarta’nın doğumu, Budizm’e başlaması ve Nirvana’ya ulaşması.
Prens Sidarta henüz çok küçükken bir kâhin, kral Shuddhodana’ya oğlunun büyük bir kral ya da çok büyük bir bilge olacağını kehanet eder. Kral, oğlunu da kral olarak yetiştirmek istediği için ona din dersleri verdirtmez. Ancak Sidarta daha çocukken üstün yetenekli ve çok zeki olduğunu gösterir. Kapilavastu, Prens Sidarta’nın gençlik yıllarını geçirdiği yerdir. Burada prenses Yashodhara ile evlenmiş ve oğlu Rahula dünyaya gelmiştir. Kapilavastu’yu gezdiği bir gün Sidarta, daha önce hiç bilmediği dünya gerçekleriyle karşılaşır Buda. O günden sonra tek oğlu Rahula’yı, karısı Yasodhara’yı ve şehrini terk edip, henüz 29 yaşında iken, çileden ve acıdan kurtuluş yöntemini bulmak; aydınlığa kavuşmak için yola koyulmuştur. Buda daha sonraki zamanlarda Kapilavastu’yu Budistler için hac yeri ilan etmiştir.
Yetişkinlik Dönemi
Rivayete göre Sidarta’ya hayatın gerçek yüzünü gösteren ve onu yollara düşüren dört gerçek sakat-yaşlı bir insanla, hasta bir insanla, bir ölüyle ve bir dervişle karşılaşması olmuştur: ‘Dört Gerçek’. Sidarta, bu gerçekleri (yaşlılık, hastalık, ölüm ve acıyı) hayatın ayrılmaz parçaları olarak görmüştür. Bir yandan da bolluk ve zenginliğin iç huzuruna bir faydasının olmadığını fark etmiş ve gerçeği aramaya karar vermiştir.
Ailesini ve sahip olduğu her şeyi arkasında bırakarak ve münzevi bir yaşama geçmiştir. İki önemli bilge kişi Alara Kalama ve Udaka Ramaputta’nın öğrencisi olmuştur. Bu bilge kişilerden yogayı ve meditasyon yapmayı öğrenmiştir. Ancak Ganj vadisinde bulunduğu yaklaşık altı yıllık bu süreçte ne iç huzuru ne de sorularına cevap bulabilmiştir. Yeme içmeyi kesmiş ama bunda da bir kurtuluş yolu bulamamıştır. Bunun üzerine geleneksel öğretileri ve yolları denemeyi bırakarak, ‘kendini’ meditasyon yaparak bulmaya çalışmıştır.
Uyanış/Nirvana
Sidarta, dolunaylı bir gecede Hindistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Neranjara Nehri kıyısında incir (Bodi) ağacının altında meditasyon yaparken aydınlığa ulaşmıştır. Nefret, hırs ve cehaletten arınmış ve böylelikle “uyanmış” olur. Sidarta Gotama bu sırada 35 yaşındadır. Bodi ağacı “bilgelik ağacı” olarak görülür.
Uyandıktan sonra beş keşişten oluşan bir gruba ilk öğreti sohbetini yaptı. Bu kişiler, ‘Budist Keşişler Topluluğu’nun (Sangha) ilk üyeleriydi. Sidarta, 45 yıl boyunca her gün “orta yol” u öğretmeye çalışmıştır. Sınıf ayrımı gözetmeden kadın ve erkek tüm halka, krallara ve köylülere; kendilerini dine adayanlara ve dinden uzaklaşanlara, borç verenlere ve avuç açıp dilenenlere; azizlere ve hırsızlara bilgi vererek, onları aydınlatmak için öğretilerini anlatmıştır.
Ölümü
Buda’nın 80 yaşında yediği bozuk bir yemekten zehirlenerek öldüğü söylenir. Ancak ölümünden üç ay önce Buda, Kutagara' daki büyük ormanda toplantı yerinde onu dinlemeye gelenlere; “Bileşik olan her şey eninde sonunda eskiyip çözülmekten ve yok olmaktan kendini kurtaramaz. Kurtuluşunuzu sağlamak için çaba harcayınız” diyerek, üç ay sonunda öleceği haberini vermiş…
Onun bilgeliği kendi öğrencileri tarafından, sözlü olarak yayılmaya devam eder. Yazıya dökülmesi ise ölümünden yaklaşık 200-300 yıl sonra mümkün olur.
Ayrıca Dünya'da Kaç Din Var? İnananları Ve Özellikleri adlı yazımızı inceleyebilirsiniz
Buda Felsefesi/Budizm
Budizm, günümüzde yaklaşık 500 milyonu aşkın takipçisi bulunan bir din ya da farklı bakış açılarına göre felsefedir. Buda’nın yaşadığı dönemde Budizm bir din değildi; Buda’da bir peygamber ya da tanrı olarak görülmedi. Geçmişte olduğu gibi Budizm'in gayesi; yaşamda var olan acı, keder ve doyumsuzluğun kaynağını bulup açıklamak ve bunları gidermenin yöntemlerini göstermektir.
Budist Öğreti
Budist öğretisinin başlıca özelliği Buda’nın aydınlanma sonucu keşfetmiş olduğu gerçekleri bir disiplin olarak sunmak yerine, aydınlanma yolunu öğretmeyi, bu yolu öğrenenlerin de kendi çabalarıyla gerçekleri bularak, yaşamsal, sezgisel tecrübeyle doğrulamalarını ön görmesi yani aydınlanmış olma yolunu herkese açık tutmasıdır. Buda’nın öğretisi kendine ait şu söz ile açıklanabilir:
“Şimdiye kadarki gidiş gelişlerimde, içinde hapsolduğum duygularla perdelenmiş bu evin yapıcısını aradım. Ey yapıcı şimdi seni buldum, bir daha bana ev yapmayacaksın, bütün kirişlerin kırıldı, dayanakların çöktü, artık içimde ‘nirvana’nın dinginliğinden başka hiç bir şey kalmadı, tutkuların ve arzuların biçimlendirdiği yanlış algılardan kurtardım kendimi”.
Yaşamda acı ve keder vardır, acının bir nedeni vardır bu neden bulunup giderilebilirse acı/keder yok edilmiş olur. Budizm bu nedeni bulup yok etmeyi sağlayan bir yol-yöntemdir.
Buda’ya göre var olan her şey bir nedenin sonucu olarak vardır. Boşluktan oluşan bir evrende nedensellik döngüsüne takılan yokluk, varlığa dönüşür ve her neden bir sonucu, her etki bir tepkiyi açığa çıkarır.
Buda felsefesinde, evrenin değişmez yasası nedensellik, yani ‘karma’ yasasıdır. Başlangıçsız ve sonsuz olan evrende egemen olan sadece ve sadece doğa yasalarıdır. Bu felsefesiyle Buda, görevlerini yasalara yüklemiş tanrıları gereksizleştirmiştir.
Buda’nın Yol Gösterici Öğretilerinden Bazı Başlıklar
- Sizi kendinizden başka hiç kimse kurtaramaz. Kendi kendinize ışık olun.
- Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu ölümsüz kanundur.
- Sağlık, en büyük hediyedir, doyumluluk en büyük zenginlik, güven en iyi akrabalıktır. Nirvana ise en büyük mutluluk...
- Öfkeye sarılmak birine atmak için kavradığınız sıcak bir kömür parçası gibidir; yanan aslında sizsinizdir.
- Öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle; açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yenin.
- Sadece doğrudan hissettiğiniz, denediğiniz ve doğruluğunu kabul ettiğiniz; sizin ve başkalarının hayrına olanlara inanın ve ona göre davranın.
- Bir derdiniz varsa, derman bulmaya çalışın; bulamıyorsanız da, onu dert etmeyin.
- Çatısı özensiz yapılmış bir eve yağmur dolması gibi, derin düşünemeyen bir beyine de tutku öyle dolar.
- Geçmişte kim olduğunuzu bilmek istiyorsanız, şu an kim olduğunuza bakın; kim olacağınızı bilmek istiyorsanız, ne yaptığınıza bakın.
- Varoluşun sırrı korkusuz olmaktır. Ne olacağınızdan korkmayın, kimseye güvenmeyin; yardımı reddettiğiniz anda özgürsünüzdür.
- Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir.
- Bu dünyayı yaratan, zihninizdir.