Türkiye’nin İlk Yerli Otomobili: Devrim

Fikir Mühendisi yazdı. 23 Şubat 2021 453 okunma

Ülkemizde ilkler bölümünde bugün sayfamıza taşıyacağımız önemli gördüğümüz bir konu Türkiye’nin ilk yerli otomobili olan Devrim. Milli ve yerli kavramları, dışa bağımlılığımızı azaltan ögeler olarak, sektörel anlamda etkisini güçlendiren kavramlardır aynı zamanda. Günümüz otomotiv sektörü, hız kazanmış çalışmaları ve ihracat-ithalat hacmiyle ülkemizin önde gelen sektörel alanlarındandır. Belki ismen bilinen ve hakkında yeterli fikrimizin oluşmadığı ilk yerli otomobil markamız olan Devrim ve otomotiv sektörünün gelişimine yönelik hazırladığımız yazıyı okumanızı öneriyoruz.

Türk Otomotiv Sanayisinin Gelişimi

Dünya Ekonomik Buhranının meydana geldiği 1929 senesi, aslında Türk girişimcileri için otomotiv sanayisi yönünde çalışmaları da hamle yapma konusunda geri plana itmiştir. 1930’lu yılların ortalarına kadar etkisi görülmüş olan bu kriz sonrası, üretim montaj hattı denemelerinden vazgeçilmek zorunda kalınmıştı. 1950’li yılların ortasında Tuzla’da kurulmuş olan yerli Jeep fabrikası ile kamyonet üretimi aslına bakarsanız otomotiv sektörünün öncüsü durumundaydı. Kamyonetin yanı sıra askeri cip ve Büssing model kamyonların yapımı gerçekleşmekteydi. OYAK kurumunun Federal Türk Kamyonları Anonim Şirketi’ni 1962 senesinde ihaleyle üzerine almasından sonra, yerine otomotiv sektörüne ait malzeme ve yedek parça üretimine başlanması adına Türk Otomotiv Endüstrileri A.Ş oluşturuldu. Magirus tipi otobüslerin montaj işlemi 1963 senesinde hız kazanmaya başladı.

İlk yerli uçağı yapan Türk Vecihi Hürkuş hakkındaki yazımızı linke tıklayarak okuyabilirsiniz.

İlk Yerli Otomobil

İlk yerli otomobilimizin meydana getirilmesi sürecine, o dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından verilen emirle, bugünkü adı Tülomsaş (Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi) olan eski Eskişehir TCDD’ye ait tesislerde temelleri atılarak başlandı. Kısıtlı imkanlar ve bütçeyle yapımına başlanan yerli otomobil için 3 farklı özelliğe sahip 10 adet motor üretilmiştir. Adına Cemal Gürsel’in verdiği isimle “Devrim” denilen ilk otomobil araçları, Türk yapımı olarak üretilmeye başlandığı dönem ciddi bir yatırım alanı olduğu yönünde basında konuya yer ayrılmış ve “Türkler otomobil yapamaz” sözüne karşılık projeye dahil olan mühendisler tarafından takdir yetkisi adına insanlara bilgiler verilmiştir. Dönemin şartları değerlendirildiğinde toplumun pek çok kesiminden oldukça ilgi toplayan ilk milli otomobilimiz, yatırım anlamında gerekli desteği onca beklentiye rağmen alamamıştır. Fakat bu yeni oluşum her ne kadar yatırımcılar için cazip görülmese ve riskli olarak değerlendirilse de özel teşebbüs anlamında otomotiv fikrinde atılacak hamleler için geliştirici fikirleri de beraberinde getirmiştir. Seri üretimi karşılayacak düzeyde daha sonra geliştirilen ve yerli olarak üretimine başlanan Anadol marka araçların da öncülüğü Devrim otomobilleri sayesinde gerçekleşmiştir.

İlk yerli yolcu uçağı ve Nuri Demirağ hakkındaki yazımızı linkte bulabilirsiniz.

Devrim Otomobilinin Teknik Özellikleri

İlk üretilen yerli aracımız Devrim’in, teknik özelliklerinden bahsetmek gerekirse şu bilgileri paylaşabiliriz.

10 adet motor – 4 adedi a4L, 3 adet A4T, 3 adet B3T tipiSilindir adedi: 4- dört zamanlıSıkıştırma oranı: 6,8  Silindir hacmi: 2070 cm küpAzami motor devri: 3600 devir/dakika.

Kapasitesi, 50 HP, 60 HP, 70 HP’dir. Maksimum hızı: Saatte 135 km’dir. Karbüratörlü ve üstten sübaplı yakıt sistemi, 4500 mm uzunluğa sahip, 1800 mm genişliğinde, yüksekliği 1550 mm ve  kütlesel ağırlığı 1250 kg olan binektir.

İlk Yerli Otomobilin Tanıtılması

Projede 23 mühendis yer almıştır. Aracın kaportasından, iç dizaynına, motor blok parçalarına kadar üretimi tasarlanmış ve 129 günde üretim tamamlanmıştır. Seri üretimi planlanan Devrim aracının mühendislerce oluşturulan dört prototipten 3 adedinin krem rengi ve 1 adedi siyah renk olması düşünüldü. Prototip olarak üretilmiş dört aracın topluma lanse edilmesi için de düşünülmüş Cumhuriyet Bayramı törenlerinde yer alması amacıyla 2 araç Eskişehir’den Ankara’ya gönderilmiştir. Eksikliklerin giderilmesi adına hazırlıklar aracın trende olduğu zaman dahi devam etmekteydi. Fakat manevra özelliği sağlamaya yetecek kadar benzin araçlara konulmuştur. Kutlamaların gerçekleştiği zaman Cemal Gürsel siyah araçta yer almıştı. Fakat yakıt ikmali gerçekleşmeden Gürsel’in bu araçta yer alması, aracın yüz metre ilerledikten sonra durmasına neden olmuş, oktanlı benzin kullanmış olan krem renginde araca geçmek zorunda olmasına neden olmuştu. Kuşkusuz bu kadar dikkat çeken günde böyle yaşanan bir aksiliğin de yatırım yönünden bu araçların özelliğine eksi bir puan olarak yansımıştı. Tamamen uygun yakıt özelliğine ait motor vuruntusu engellenmesi için düşünülmüş bir benzin performansını arttırmak için  sıkılaştırma oranı arttırılmış olsa da doğru bir hazırlığın gerçekleşmemesi sonucu hüsrana uğratmıştır. Normalde tren yolculuğuna taşınan araçlar için manevra niteliği sağlayacak belli ölçüde yakıt alımı söz konusudur. Benzin yüklenmesinden haberi olmayan eskortlarla TBMM  yolu üzerinde bu durum fiyaskoya neden olmuştur. Bu aracın beklenen ilgiyi görememesi bu yüzden seri üretimi anlamında çalışmaların da başlamamasına neden olmuştur. Araçlardan sadece prototip olarak üretilen 4 adet sınırlı sayıda piyasaya verilmiştir. Üretim aşamasına dair detayların belgelendirilmesi gereken süreçler, eksik ve projenin detaylandırılmış teknik özelliği yetersiz sayıda teknik çizimle anlatılmıştı. Arz talep etkisinin yeni yapılanan bir sektörün de oluş etkisine dahil edilişiyle üretimi sınırlandırılmak zorunda bırakıldı. Dönemin ekonomik imkanlar boyutunda yetersiz oluşu, yedek parça üretimi, bakım ve onarım hizmetleri, seri üretim ve dağıtımı yönünde ciddi bir sermaye ve organizasyon eksikliği de bu duruma neden sayılabilir elbette. Devrim yani Türkiye’nin ilk yerli otomobili olarak tanınan aracın otomotiv sektöründe yerini alma çabasından önce merkezi İstanbul olan Otosan fabrikası 1959 senesinde kurulmuştu. Koç Holding’in öncülük ettiği bu girişime Ford Motor Company de katılmıştı. Bilinen yabancı markaların modelleri kamyon ve kamyonet gibi ticari araçlar için tasarlanmaktaydı. Dış alımlara ihtiyacın olduğu dönem, kendi üretim materyallerimizi üretmek anlamında girişim desteği ve yatırımcı ilişkileri yetersiz kalıyordu. Devrim araçlarıyla belki girişim anlamında hayalden gerçekliğe geçişin sağlandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sonrasında, yani 1966 senesinden itibaren ülkemiz adına seri üretimine başlanan Anadol isimli yerli araçlar sayesinde otomotiv sektöründe artık biz de varız deme noktasına taşınmış olduk.