Akyaka'da Mutlaka Gezilmesi Gereken 10 Yer

Minik Tospik yazdı. 25 Nisan 2021 2.106 okunma

Son yılların en çok tercih edilen tatil beldelerinden biri olan, yaz aylarında sosyal mecralarda en çok rastladığımız yerlerden biri olan Akyaka, Ege’nin incilerinden Muğla’nın Ula ilçesine bağlı küçük bir kasabadır. Gitmeyenlerin bile beldeye ait fotoğraflarla büyüleneceği, yeşil alanı ve rüzgârı bol, doğal mı doğal bu belde yaz mevsiminde dolup taşmakta tabii… Hazır güneş ortamı ısıtmaya başlamışken işten ve pandemiden fırsat bulduğumuz ilk anda gidip gezebileceğimiz Akyaka’nın 10 güzelliğinden bahsedelim…

1. Akyaka Evleri

Akyaka gibi küçük sahil kasabaları genellikle kendi dokuları ve doğalarıyla özdeşleşmiş evleriyle ünlenmiştir. Akyaka da diğer sahil kasabaları gibi, iki katlı ve ahşap işçiliğinden sıklıkla yararlanılmış bu şirin ve huzurlu evleriyle meşhur. Aynı zamanda Güney Batı Anadolu bölgesinde yaşamış olan eski uygarlıklardan da izler taşıyan bu evlerin Alaçatı ve Bodrum evlerinin yanında kendine has bir havası olduğu yadsınamayacak bir gerçek.

Bu bölgede yaşamış eski uygarlıkların mimari yapısından örnekler alınarak çağımıza uyarlanmış evlerde, tek tip mimari zorunluluğu vardır ve bitişik yapılmazlar. Evlerin içinde ve dışında kullanılan ahşap işlemeleri, yine Muğla bölgesinde görülen baca tipi ve yörenin çiçekleriyle çevrelenmiş evler doğayla büyüleyici bir ahenk yakalamıştır. Ayrıca bu evlerin mimarisinin Ula’da doğup büyümüş ressam Nail Çakırhan’a ait olduğu bilinmektedir.

2. Nail Çakırhan Müzesi

Nail Çakırhan az önce de bahsettiğimiz gibi Ula’da doğmuş büyümüş, Akyaka evlerinin mimarisini tasarlamış bir ressam, aynı zamanda gazeteci ve hatta Nazım Hikmet ile şiir kitabı çıkarmış bir şair. Kendi evi de meşhur Akyaka evlerinden biri. Yani geleneksel Ula/Muğla mimarisini moderne taşıdığı bu evlerle Akyaka’nın mimari dokusuyla birlikte kendi evinin yapımına da epey katkıda bulunmuştur. Hatta öyle ki 1983 senesinde herhangi bir mimarlık eğitimi almamasına rağmen dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü’nü almaya hak kazanmıştır.

Tabii bu ödülü eğitim almadan kazanan da tek kişidir. 1971 yılında yapımı biten ve 1983 yılında Çakırhan’a ödül kazandıran ev sanatçının ölümünden sonra ziyarete açılmış ve müzeye dönüştürülmüştür. Aynı zamanda evin bazı bölümleri kış mevsiminde sanat atölyesi, yaz mevsiminde ise sergi salonu olarak kullanılmaktadır. Denk getirebilirseniz ne ala…

3. Akyaka Halk Plajı

Akyaka deyince ve denizin tatlı mavisini görünce birçoğumuzun aklına hemen bir plaj bulup sudan buruş buruş olana kadar yüzmek geliyor elbette. Halk plajı ya da Akyaka Sahili de bu amaç için sıklıkla tercih edilen bir yer. Genişliği 15 metre, uzunluğu ise 250 metre olan bu koy arka tarafında bulunan kafeler sayesinde de açlık ve susuzluk sorununa da derman oluyor.

Ayrıca plaj mavi bayrak çevre ödülüne sahip olduğundan aile boyu güvenle tercih edilebilir bir yer diyebiliriz. Üstelik küçücük alanına uçurtma sörfü tesislerini de sığdırmaktadır. Yani hem adrenalin hem güvenlik bir arada! Böylelikle, hem aileler hem de yalnız gezmek isteyen gençler için ideal bir serinleme noktası olmuştur.

Hiç Uyumayan Şehir New York Gezi Rehberi adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

4. Sakartepe Seyir Terası

Gökova Körfezi’nden 900 metre yüksekte konumlanan ve çoğu zaman ziyaretçilerin yolculuk sırasında mola vermek için tercih ettikleri seyir terası, vaat ettiği panoramik manzarayla Akyaka’da mutlaka uğranması gereken bir yerdir. Etrafı çam ormanları tarafından çevrilmiş Sakartepe Seyir Terası’na giderseniz önünüze Akyaka, Gökova, Akçapınar ve Azmak Nehri’nin maviliğini, günün ışığını ardınıza da çamların yeşilini alarak huzuru tatmanız çok mümkün.

Bu eşsiz deneyim için Marmaris yolundaki Kızılağaç Köyü’nü geçtikten sonra Sakar Geçidi’ne ulaşmanız yeterli. Orman içinden geçen 500 metrelik huzurlu bir yoldan sonra Sakartepe Seyir Terası’nda keyif kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

5. Idyma Antik Kenti

Akyaka’dayken biraz da tarih derseniz akla ilk gelen yerlerden biri Idyma Antik Kenti olur. Gökova Köyü’nden başlayarak Kıran Dağı eteklerine uzanan antik kent, hep kum-deniz-güneş olmaz biraz kültürlenelim diyenler için ideal. Gökova Köyü’nün kuzey tarafında bulunan tepelerde İslamiyet öncesinden, 3. ve 4. yüzyıllardan kalma kalıntılara rastlanmaktadır. Tarihinin 2500 yıl öncesine kadar gittiği tahmin edilen kent, zarar verilmeden korunabilmiş antik çağ kalıntılarından biridir. Barındırdığı en önemli kalıntılar ise Bizans ya da Ceneviz Medeniyetlerinden kalmış olduğu düşünülen Orta Çağ kalesine ait bulgulardır.

Ayrıca, antik kenti de içine alan bölgede, Idyma Yolu olarak adlandırılmış olan toplam 150 kilometre ve 10 farklı parkurdan ve farklı zorluk seviyelerinden oluşan yol yürüyüş severler için keyifli bir tercih olacaktır.

6. Akyaka Orman Kampı

Tatil söz konusu olduğunda herkes otel veya tatil köyü konforunu aramıyor. Bazıları daha aksiyonlu, doğa içinde bir tercih aramaktalar. Üstelik pandeminin etkisiyle beraber çadır, karavan ve kamp sevdalıları da epey arttı. Burası da Türkiye’nin en çok tercih edilen ve sevilen orman kamp alanlarından biri. Merkeze olan yakınlığı sayesinde avantajlarını artıran kamp alanı denize sıfır bir bölgede 70 karavan ve 300 çadır kapasitesiyle çalışmaktadır. Alan her biri birbirine yürüme mesafesinde olan tam 8 koy içermektedir ve bütün bu koylardan denize girebilmek mümkündür. 72 Merdivenli Koy ve Albay Koyu bu koylar arasında en çok ünlenenlerdendir.

7. Azmak Kaya Mezarları

Akyaka’da gezilebilecek tarihi noktalardan bir diğeri olan Kaya Mezarları, Idyma Antik Kenti alanının içerisinde yer almaktadır. Kayaların el işçiliğiyle oyulmasıyla oluşturulduğu bilinen anıt mezarlardan çıkarılanlar arasında yedi farklı iskelet, sikkeler, altın küpeler, bronz takılar, testiler, kaseler bulunmaktadır. Geçmişlerinin 3.yüzyıla kadar gittiği tahmin edilen bu eserler, mezarların 600 senelik bir süreçte çeşitli zamanlarda farklı uygarlıklar tarafından kullanıldığını kanıtlamaktadır.

Aynı zamanda, 2001 yılında, bilinen kaya mezarlarının dışında bölgede bir tane de oda mezarı keşfedilmiştir. Bu oda mezarının özelliği ise antik kentte şu ana kadar hiç soyulmadan bulunmuş olan ilk ve tek oda mezarı olmasıdır. Haliyle, ilk ve tek olması da onu diğerlerinden farklı ve önemli kılmaktadır.

8. Azmak Nehri

Akyaka’nın bugüne kadar belki de kendini en çok duyurmuş olan nadidesi Azmak Nehri… Her yerinden doğallık fışkıran bu bölge sazlıkları ve ördekleriyle dünyada cenneti yaşatıyor diyebiliriz. Tabii herkesin cenneti kendine… Az önce bahsettiğimiz Sakartepe’den çıkan kaynak suları bu nehre gelir ve burada su deniz seviyesinden birkaç metre yüksektedir. Fakat bu kadar çok sirkülasyon olmasına rağmen berraklığından hiçbir şey kaybetmemiştir.

Sonuç olarak Gökova Körfezi’ni bulan nehir, yolculuğuna Akyaka’nın doğusundan başlayarak yaklaşık 2 kilometrelik bir yol gitmektedir. Peki ne yapacağız oraya gidip derseniz seçenek oldukça fazla: Çevresinde bulunan restoranlardan günün her öğününde yararlanabilir, çevresinde bulunan yeşil alanlarda yürüyüşler yapabilir, tekne turlarıyla nehri gezebilir ya da kano kiralayarak bu turu kendiniz yapabilirsiniz. 

Ayrıca En Çok Ziyaret Edilen Uzak Doğu Şehirleri Gezi Rehberi adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

9.Sedir Adası ve Ören Yeri

Gökova Körfezi’nin ortasına konumlanmış olan Ada, aslında Marmaris’e yakınlığı ile bilinmektedir. Fakat Akyaka’dan hareket eden tekne turlarıyla da buraya ulaşmak mümkün. Bölgenin yaygın bitki örtüsünden maki, sedir, çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrelenmiş doğası; altın renkli kumu ve denizinin tatlı mavisi; tarihi kalıntılarıyla her şey dahil tatil eğlencesi sunmaktadır. Adanın eski ismi Cedrea’dır ve antik çağdan beri yerini korumaktadır. Bünyesinde bir de antik kent barındıran Sedir Adası, şehrin duvarları ve antik tiyatrosuna ait kalıntılara hala ev sahipliği yapmaktadır.

10. Akbük Koyu

Akyaka’nın mavi ve yeşil doğal güzelliğini pekiştiren bölgelerden biri de Akbük Koyu’dur. Gökova Körfezi’nin kuzeyinde yer alan koy, merkeze de yakın olmasıyla birlikte sıklıkla tercih edilen koylardan. Tarihin doğayla iç içe geçmesinin çok sıradan görüldüğü bir yer olan Akyaka’nın Akbük Koyu’nda da Karia Antik Kenti ve Keramos kalıntıları gibi geçmiş izlerine rastlayabilirsiniz.

Çeşitli lokantalar ve küçük bir de iskele barındıran koya Akyaka’dan gelen 25 kilometrelik eski yoldan ya da Ören’den gelen 20 kilometrelik asfalt yoldan ulaşmak mümkün. Ayrıca Akyaka’dan hareket eden tekne turları da bölgeyi ziyaret etmektedir.