Tarihte Türklerin Yaygın Olarak Oynadığı Oyunlar
Cahil Uzman yazdı. 31 Ocak 2021 1.731 okunma
Tarihler boyunca ulusların kendi geleneklerine, kültür, örf yapılarına uygun olarak biçimlendirdiği, etkileşim sağlayan sporlar ve oyunlar var olmuştur. Kimi zaman rekabet unsurunun yarattığı haklı heyecan, kimi zaman güç sembolü ve zaman değerlendirme amacı taşıyan bu oyunlar, yerel kimliklerinden çıkıp zamanla daha genele yayılmıştır. Hatta günümüz olimpiyatlarının şekillenmesinde başta anonim bir dille küçük çaplı müsabakalar, tanımlanmış spor dalı olarak olimpiyat ve turnuvalarda yer almaya başlamıştır. Milli oyunlarımız, fiziki çaba yanında zeka oyunlarını da içeren, kültürümüze has bazı özellikler de taşıyabilmektedir. Geçmişten günümüze kadar gelmiş olan ve arkasından gelen nesil tarafından bilinemeyen hangi oyunlarımız var peki?
Şimdi tarihte Türklerin oynadığı oyunlar nelerdir inceleyelim:
1- Mendil Kapma Oyunu
Bu yazıyı okurken kiminizin yüzünde bir tebessüm belirmiş olabilir. Mendil kapma oyunu, iki grup arasında birbirlerine adımlarla gelerek “Ben seni yenerim” cümlesini son adımında tamamlayan grup üyesinin oyuna başlamayı hak kazanmasıyla belirlenir. Mendili tutan bir ebe ve o mendili iki grup üyesinden en hızlı olanının yakalayıp diğer rakibinin ebelemesiyle ya da rakibinden kaçabilmesiyle sonuçlanabilen fiziki güce dayalı eğlenceli oyunlarından biridir. Uzun yıllardır günümüzde dahi oynanan bu oyunun tarihçesi bilinmemekle birlikte ihtiyar ninelerimizin dahi oyunu hatırlaması, köklerinin eskiye dayandığı konusunda fikir veriyor.
2- Hacı Yatmaz Oyunu
Hacı yatmaz oyunu, bir tahta sopa ve etrafına yerleşmiş oyuncularla oynanan bir oyun. Oyun başlarken herkese bir numara verilmektedir. Ortada bekleyen ebe ise aklından bir sayıyı söyler. Numarası okunan ortadakiyle yer değiştirir, sopayı düşürmemeye çalışır.
3- Yedi Kiremit
Türklerin tarih boyunca çocukluktan beri oynadığı hatta yetişkinlerinde iştirak ettiği keyifli oyunlardan bir tanesidir Yedi Kiremit oyunu. Yedi adet alt alta dizilmiş durumdaki kiremiti kendi aralarında oluşan gruplar sırasıyla taş veya minik toplarla düşürmeye çalışırlar. Burada amaç, dikkati ve hızı doğru kullanmaktır. Günümüzde de bu oyun varlığını hala sürdürmektedir.
Merak edilen Fatih Sultan Mehmet'in tarihe geçen sözleri hakkında bilgilere yazımızdan ulaşabilirsiniz.
4- Cirit Oyunu
Cirit oyunu, bir ata sporu olarak günümüze ulaşan geleneksel oyunlarımızdan bir tanesi. Türklerin savaşçı kimliğini, eski Türk uygarlıklarının göçebe yaşantısını bir anlamda tasvir eden atlı bir oyun ve spor olarak da adı geçmektedir. At üzerinde gerçekleşen müsabakada bireysel olarak yarışan oyuncular, rakiplerini elemek için at üzerinden düşürmeye çalışırlar. Fiziki kondisyon ve dikkat gerektiren bir oyun türü olan ciritte at üstünde düşmeden kalabilmek de ayrıca bir çaba gerektirmektedir.
5- Okçuluk
Eski Türklerden bu yana oynanan, aynı zamanda bir savaş aracı sayılan ok ve okçuluk terimi halen günümüzde yaygın şekilde aktivitesi yapılan bir oyundur. Ok ile ilgili edindiğimiz bir diğer bilgi geçmişte oyunun kuralları arasında görülen ant içme şeklinde bir bölümün de olmasıdır.
Oku uzağa atmak veya hedefe atmak yönünde farklı yön ve cepheler oluşturulur. Sırasıyla farklı cephelerden gelen atışlarla hedefi geçen bir sonraki seviyeye atlamış olmaktadır.
6- Çevgen Oyunu
Çevgen yahut diğer ismiyle Çöğen oyunu zaman olarak çok eskiye hatta milat öncesi döneme rastlayan Orta Asya Türklerinin oynadığı oyun. Tipik bir savaş stratejisini andırsa da bu oyun aslında savaşçı kabiliyetinin kazanılmasında bir nevi egzersiz görevi de görmekteydi. Keçi derisinden top yapılarak oyunda kullanılmak üzere takımların rakip kaleye atması oyunun kuralıdır. Atlı olarak oynanan bu oyun Polo oyununu çağrıştırdığını da söylersek yanlış olmayacaktır.
7- Mangala
Eski çağlardan günümüze değin adeta gelenekselleşerek gelmiş bir oyun olan Mangala, kökeni Orta Asya’ya uzanan eski Türk oyunlarından biri. Zeka ve strateji oyunu olan Mangala, iki rakipten pratik ve stratejist olanının kazanmaya yakın olduğu bir tür. 24 taşa sahip olur oyuncular oyunun başında ve tahta üzerinde 12 adet çukur dediğimiz bölüm vardır. Tahtanın karşılıklı iki bölümü için altışar çukur vardır. Çukurların olduğu bölümün yanında büyük bir alan bulunur. Buraya atılan taşlar geri alınmaz. Burası hazine sayılabilecek taşların toplandığı yerdir. Çukurunu belirleyen oyuncu, oyuna başlarken, aldığı taşlardan bir tanesini bırakır. Bıraktığı taş kendi hazinesinde kalırsa, oynama sırası rakibe geçmiş olur. Atılan taş rakibin hazinesindeki sayıyı çift sayı yaparsa rakibin o çukurdaki bütün taşlarını kendisine aktarır. Oyuncu, son oynanan taşı kendi çukurundaki boş bir yere bıraktıysa, çukurun karşısındaki rakibin tüm taşlarını elde eder.
Taşlarla oynanan nostaljik oyun önerileri için linkteki yazımızı inceleyebilirsiniz.
8- Buzkaşi
Eski türklerin oynadığı oyunlardan olan buzkaşi, Orta Asya’da en bilinen ata sporlarımızdan da bir tanesidir. Kesik bir oğlak ve tulumunu kapmak üzere birbiriyle yarışan atlıların, belli bir düzlüğü geçmesi istenen ve elindeki oğlağı taşıyan oyuncunun bayrak civarında bazı dönüşleri tamamlaması gerekir. Oğlağı düşürmesi, alması serbest olmakla birlikte risklidir. Kamçının kullanıldığı bu oyunda biraz şiddet unsuru görülse de dayanıklılık oyuncunun esas prensibi haline gelmiştir. Buzkaşi oyunu Afganistan milli efsanevi sporu olarak günümüzde adından söz ettirmektedir.
9- Oodarış
Yine eski Türk medeniyetlerine denk geldiğimiz vakit at sırtında güreş adı verilen oodarış oyununun varlığına rastlamaktayız. Atın üzerinden rakip oyuncuyu düşürme üzerine kurulu olan bu oyun Kırgızistan’da göçebe oyunları ismiyle spor müsabakalarında ve organizasyonlarda karşımıza çıktı. Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan atların oyunların da baş kahramanı olması şaşırtıcı olmasa gerek.
10- Beyge Oyunu
Beyge oyunu, evlenme çağına gelmiş kız ve erkekler arasında oynanan eski bir oyundur. Evlenmek niyetinde olan genç kızlar ver erkekler atlara bindirilirler. Hızlı bir at ile kaçan kızı kovalamaya çalışan erkek, atının terkisine atmayı başarırsa o kızla evlenmeyi başarır. Fakat burada gönül rızasını destekleme hususuna karşın kızın istemediği birine karşı kamçı kullanarak onu uzaklaştırma hakkının olmasıdır.
Ayrıca dünyadaki en ilginç ve tuhaf gelenekler hakkında bilgilere de bakabilirsiniz.
11- Seğirtme Oyunu
Eski Türklerin genellikle törenlerde sergilediği oyunlardan biridir Seğirtme oyunu. Yaya yarışları adıyla bilinen bu oyun o dönemlerde bir kutlama amaçlı da yapılabiliyordu. Bazen tek ayakla bazen çift ayakla gerçekleştirilen bu yarışlar mücadeleyi daha zorlu hale getirebiliyordu. Kadınların da katılım gösterdiği bu oyun, mesafesi uzun veya kısa olarak değişen özelliklere sahip bir oyundur.
12- Tepük Oyunu
Bilindiği üzere Kaşgarlı Mahmut, Divan-i Lugat it Türk isimli eserinde Türk toplumlarının yaşayışlarını, dil özelliklerini konu olarak işlemiştir. Arapça sözcük sayılan Tepük oyunu da bu eserde adı geçen eski oyunlarımızdan biridir. Günümüz futbolun özelliklerine de benzeyen bu oyun, keçi kılından yapılmış bir topa benzer bir cisimle oynanan ayak sporu olarak kayıtlara geçmiştir. 11. yy düşünürlerinden Kaşgarlı Mahmut, bu durumu eserinde yansıtırken, bazı görüşler kullanılan materyalin yuvarlak olmadığı yönünde yer almıştır.