Kardeşlerin Kavgasından Yükselen Adidas ve Puma Markalarının Hikayesi

Dünyada bilinen pek çok markanın zaman içinde yükselen bir değer olması, kalitenin rekabetçi boyutlara taşınması bu anlamda piyasalarda ciddi bir savaşı da beraberinde taşımaktadır. Günlük hayatımızda belki ismini çok defa yan yana gördüğümüz ve aslında sadece tarz olarak değil fikir olarak da birbiriyle yarıştırdığımız markalardan bazılarının oldukça ilginç hikayesi de olabiliyor.

Mesela Adidas ve Puma, spor ayakkabı modelleri ve ekipmanları dahil, giyim sektörüne konu olmuş önemli iki rakip firma olarak bilinir. Sadece rakip mi diyeceksiniz, tabii ki bu rekabetin öncesi de hayli ilginç bir hikaye barındırıyor. Hani derler ya, ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye, bilmiyorum ne kadar doğru bir söylem fakat rekabetin iyiden iyiye kızışmasında kardeşler arası uyuşmazlığın etkisinin güçlü olduğu da üretici firmalar açısından yorumlanmıştır. Şimdi bu ilginç kardeş kavgasının yarattığı çarpıcı oluşumun hikayesine ve beraberinde yaşananlara göz gezdirelim.

Adidas ve Puma’nın İlginç Hikayesi

1920’li yıllarda Alman bir ailenin çocukları olan Adolf ve Rudolf  Dassler, o tarihlerde “Dassler Kardeşler” adında bir ayakkabı üretim fabrikasında çalışmaktaydılar. Babaları Christoph Von Wilhelm’den öğrendikleri mesleği icra etmişlerdir aynı zamanda. Ayakkabı üretimlerini çamaşır odasında gerçekleştiren Dassler Kardeşlerin, ünlerini arttıran ve işlerini yükseltme derecesine taşıyan olay ise, 1936 senesinde gerçekleşir. O sene Yaz Olimpiyatlarının gerçekleştiği zaman, Amerikalı koşucu Jesse Owens, Dassler kardeşler tarafından ikna edilerek sivri uçlara sahip koşucu ayakkabılarla olimpiyatlarda yer almış ve kardeşlerin el emeği bu ürünlerine dair ciddi bir tanıtım imkanını onlara sağlamıştır.

Olimpiyatta elde edilen 4 altın madalya haliyle Owens kadar giydiği ayakkabı modelini de dikkat çekici bir unsur haline getirmiştir. İzleyiciler, basın, sporcular kadar teknik birçok çalışanın ilgisini üzerinde toplayan Dassler Ayakkabıları ciddi bir avantaj yakalamıştır. Artık siparişleri artan Dassler firması, her sene neredeyse 200 bin çift ayakkabı satar olmuştu. İşlerin yoğunlaşması ve planlama konusunda uzlaşmada yaşanan bazı sorunlar sonrasında Adolf ve Rudolf kardeşleri karşı karşıya getirmiştir. Anlaşamayacaklarını fark eden iki kardeş 1948 yılında çalışmalarını ayırmaya karar verirler ve kendilerine ait başka bir markayla devam ederler.

Ayrıca Garip Adam Mario Balotelli'nin Hayat Hikayesi ve Olayları adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Adidas Markası

Dünyanın en büyük spor aksesuarı üreticilerinden biri olarak anılan Adidas firması, kurucusu Adolf Dassler öncülüğünde kurulmuş, 3 çizgi logosunu resmileştiren güçlü bir marka olmuştur. 18 Ağustos 1949 tarihinde Adidas AG ismiyle adını tescilleyen firma, spor alanında sporcuların gereksinim duyduğu ekipmanların kalitesi üzerinde çalışmalar yapmış özel tekniklerle spor ayakkabı üretimini hızlandırmıştır. Ayrıca sadece belli bir spor dalında değil, futbol, basketbol ve çoğu spor dallarında sporcular için materyaller oluşturmuştur. Geri dönüşüm özelliği olan ayakkabı üretiminden, sürdürülebilir özellik katan teknolojik ürünleri meydana getiren Adidas firmasının hakları 1989 senesinde Fransız bir yatırımcı olan Bernard Tapie tarafından satın alınmıştır.

Adolf Dassler’in oğlu Horst Dassler’in ölümünden sonra yaşanan buhranlı sürecin bu yönde karar alınmasında etkili olduğu anlaşılmıştır. Sağlıklı bir çevre ve doğa amaçlı birçok projede günümüzde de yer alan Adidas, moda sektörü, konserler ve bienaller gibi kültürel birtakım organizasyonda da yer almaya devam etmektedir. Futbol, koşu, lakros malzemeleri ve golf ürünleri de Adidas’ın dünya ekonomik pazarında yer tutar. Dünya Kupası ve Avrupa Futbol Şampiyonası maçları için de Adidas ürünler sunmaya ve bazı spor organizasyonları için sponsorluk yapmaya devam etmektedir. 2005 yılında Adidas, dünyaca ünlü bir başka spor markası olan İngiliz Reebok markasını 3.1 milyar Euro’ya satın almıştır. Adidas Türkiye ise 1999 senesinde kurulmuştur.

Puma Markası

Kardeşi Adolf Dassler ile yaptıkları çalışmalar sonrası hisseleri bölüşen ve sadece işlerini ayıran iki kardeşten bir diğeri olan Rudolf Dassler, Puma adını verdiği markayla şirketini 1948 senesinde kurmuştur. Spor ayakkabı türünde ilk futbol ayakkabısı örneğini ortaya koyan Puma, Atom adı verilen bir modeli piyasaya sunmuş ve oldukça ilgi toplamıştır. Logo olarak bir Puma hayvanının görselini ortaya koyan Rudolf Dassler, bu fikriyle çevikliği, kondisyonu vurgulamak istemiş ve sonrasında bu ürün ciddi bir satış grafiği yakalamıştır.

Adidas ve Puma markalarının esasında önlenemez yükselişi 1950’li yıllarda gerçekleşmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında soğuk savaş döneminde sekteye uğrayan çalışmalara hız kazandıran ikili, ayrı markalarla da olsa bu çıkışı devam ettirmiştir. İlk futbol kramponu olarak bilinen Super Atom modeli ayakkabının ardından, doğru yerde doğru reklam modelini uygulamaya devam etmiştir Dassler Kardeşler. Özellikle markanın temsilinde başarının kaçınılmaz bir faydası olduğu da bir gerçekti. Keza İsveç’te gerçekleşen 1958 yılı Dünya Kupası’nı elde eden Brezilya’nın futbolcularının giydiği Puma markası, başarının da bir parçası olarak görülmeye başlandı. Rudolf Dassler ileri teknoloji uygulayarak ayakkabı tabanını bağlayan modeller de geliştirdi.

Pele, Eusebio gibi bazı ünlü futbolcuların tanıtımlarında yer verdiği bu markanın logosu 1967 senesinde güncellendi. Çalışmalarına halen devam eden Puma, giyim sektöründen spor aksesuar ve ekipman özelliğine dayanan geniş ürün yelpazesiyle dünya markası olmaya devam ediyor. Adidas gibi bu dev pastadan dev bir marka olarak pay almayı sürdürüyor.