Efes Antik Kenti Hakkında Bilgi: 6 Adımda Efes'in Tarihi ve Az Bilinen 11 Gerçek
Minik Tospik yazdı. 25 Ağustos 2021 1.301 okunma
Günümüzde ülkemiz sınırları içerisinde yer alan Efes Antik Kenti, epey iyi korunmuş olan kalıntılarıyla bir zamanların antik liman kentiydi. Kent, yaşadığı ve ihtişamını koruduğu zamanlarda, en önemli Yunan şehri ve Akdeniz bölgesindeki en önemli ticaret merkezi olarak kabul edildi. Efes, tarihi boyunca pek çok saldırıdan kurtulmuş ve fatihleri arasında pek çok kez el değiştirmiştir. Aynı zamanda, erken dönem Hristiyan müjdeciliğinin yatağıydı ve günümüzde de önemli arkeolojik alan ve Hristiyanlar için hac yeri olmaya devam eder. İşte ülkemizin kültürel anlamda gurur kaynaklarından Efes Antik Kenti hakkında her şey…
Buradan Başlayalım: Efes Antik Kenti Nerede?
Efes, ülkemizin İzmir şehrinin yaklaşık 80 kilometre güneyinde, Ege Denizi’nin Küçükmenderes Nehri’nin (Kaystros Nehri) eski haliciyle buluştuğu, günümüz Türkiye’sinin batı kıyılarının yakınında yer alır. Efsaneye göre, İyon prensi Androklos, M.Ö. 11. yüzyılda Efes Antik Kenti’ni kurmuştur. Bu efsane, Androklos’un yeni Yunan yerleşim yeri ararken rehberlik için Delfi kahinlerine danıştığını söyler. Kahinler ona, yaban domuzu ve balığın ona yeni yeri göstereceğini söyler.
Bir gün, Androklos açık ateşte balık kızartırken balıklardan biri tavadan fırlar ve yakındaki çalılıklara konar. Balıkla beraber çalılara düşen kıvılcım onları tutuşturur ve bunun üzerine yaban domuzu dışarı fırlar. Androklos, kehanetlerin bilgeliğini hatırlar ve yeni yerleşimini çalıların bulunduğu yere inşa eder, adını ise Efes koyar. Öte yandan diğer efsaneye göre ise, Efes kadın savaşçılardan oluşan kabile, Amazonlar tarafından kurulmuş ve kentin adı kraliçeleri Ephesia’dan gelmiştir.
Ayrıca Ülkelerle Simgeleşmiş Hayvanlar adlı yazımızı inceleyin!
Artemis Tapınağı
Efes’in antik tarihinin çoğu, kayıt dışı ve ne yazık ki yarım yamalaktır. Bilinen şey, M.Ö. 7. yüzyılda Efes’in Lidya Krallarının egemenliğine girdiğidir. Üstelik bu şehir kadın ve erkeklere eşit fırsatların verildiği, epey gelişmiş yerlerdendir. Aynı zamanda ünlü filozof Herakleitos’un doğum yeridir. M.Ö. 560’tan itibaren hüküm sürmeye başlayan Lidya Kralı Kroisos, 547’ye kadar Efes’teki Artemis Tapınağı’nın yeniden inşasını finanse etmesiyle tanınmaktadır.
Artemis av, iffet, doğum, vahşi hayvanlar ve vahşi doğanın tanrıçasıydı. Aynı zamanda en çok saygı duyulan Yunan tanrıçalarındandı. Günümüz kazıları, Karun tapınağından önce 3 küçük Artemis tapınağının daha bulunduğunu ortaya çıkarır. Ancak M.Ö. 356’da Herostratus adında çılgın adam Artemis tapınağını yakmıştır. Bunun üzerine Efesliler, tapınağı daha da büyüterek yeniden inşa etmişlerdir. Bu son yapının, Parthnon’dan (Atina’daki tapınak) 4 kat daha büyük olduğu tahmin ediliyor ve Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak biliniyordu. Fakat bu ihtişamlı tapınak daha sonra yıkılmış ve yeniden inşa edilmemiştir. Kroisos’un imzasını taşıyan sütun da dahil olmak üzere, kalıntıların bir kısmı British Müzesi’nde bulunsa da bugün tapınaktan geriye kalan çok az şey vardır.
Lisimahos
546’da Efes Antik Kenti, Anadolu’nun geri kalanıyla beraber Pers İmparatorluğu’nun hakimiyetine girmiştir. Diğer İyon şehirleri Pers yönetimine isyan ederken bile Efes gelişmeye devam etmiştir. M.Ö. 334’te Büyük İskender Persleri yenerek Efes’e girmiştir. M.Ö. 323’te İskender’in ölümü üzerine, generallerinden Lisimahos, antik şehri ele geçirmiş ve adını Arsineia olarak değiştirmiştir.
Lisimahos, Efes’i yaklaşık 3,5 km uzağa taşımış ve yeni limanını ve savunma duvarlarını inşa etmiştir. Ancak Efes halkı, Lisimahos onları taşınmaya zorlayana dek yer değiştirmemiştir. M.Ö. 281’de Korupedyon (Corupedium) Savaşı’nda Lisimahos öldürülmüş ve şehrin adı tekrardan Efes olarak değiştirilmiştir. M.Ö. 263’te kent, Seleukos İmparatorluğu’nun çoğuyla beraber Mısır egemenliğine girmiştir. Seleukos kralı Antiokhos III, M.Ö. 196’da Efes’i geri almıştır; fakat 6 sene sonra Magnesia Savaşı’nda mağlup edilen Efes Antik Kenti, Pergamon Krallığı’nın egemenliğine girmiştir.
Roma İmparatorluğu Egemenliğinde Efes Antik Kenti
M.Ö. 129 senesinde Pergamon Kralı Attalos, vasiyetinde Efes’i Roma İmparatorluğu’na bırakmış ve şehir bölgesel Roma valisinin yönetimine bırakılmıştır. Augustus’un reformları, kenti M.S. 3. yüzyıla kadar süren en müreffeh dönemine getirmiştir. Muazzam amfi tiyatrosu, Celsius Kütüphanesi, kamusal alanı yani agorası ve su kemerleri gibi bugün görülen Efes kalıntılarının çoğu Augustus döneminde inşa edilmiş ya da restore edilmiştir.
Tiberius’un saltanatı sırasında, Efes liman kenti olarak kendini epey geliştirmiştir. M.Ö. 43 civarında, insan yapımı limandan ve antik Kral Yolu’nda seyahat eden kervanlardan gelen ya da çıkan büyük miktarlardaki mallara hizmet vermek üzere iş bölgesi açılmıştır. Bazı kaynaklara göre Efes Antik Kenti, o zamanlar kozmopolit kültürü ve ticaret merkezi olmasıyla Roma’dan sonra ikinci sıraydı.
Efes’te Hristiyanlık
Kent, Hristiyanlığın yayılmasında hayati rol oynamıştır. M.S. 1. Yüzyıldan başlayarak Aziz Pavlus ve Yohanna gibi önemli Hristiyanlar, Artemis kültlerini ziyaret ederek onaylamadıklarını belirtmişlerdir. Bu süreçte pek çok Hristiyan mühtedi kazanmışlardır. İsa’nın annesi Meryem’in son yıllarını Efes’te Aziz Yuhanna ile geçirdiği düşünülmektedir. Evi ve Yuhanna’nın mezarı bugün bölgede ziyarete açıktır.
Antik kentten Yeni Ahit’te pek çok kez bahsedilir ve M.S. 60 civarında yazılmış olan Efeslilerin İncil kitabının (bazı bilginler bunun kaynağını sorgular), Pavlus’tan Efesli Hristiyanlara mektup olduğu düşünülür. Ancak her Efesli, Pavlus’un mektubuna açık değildi. Elçilerin İşleri kitabındaki 19. Bölüm, Demetrios adında adamın başlattığı isyanı anlatır. Demetrios Artemis’e benzer şekilde gümüş paralar yaptırmıştır.
Pavlus’un taptığı tanrıçaya yönelik saldırılardan bıkan ve Hristiyanlığın yayılmasının ticaretini mahvedeceğinden endişelenen Demetrios, isyan planlamış ve büyük kalabalığı Pavlus’a ve öğrencilerine karşı gelmeye ikna etmiştir. Ancak Efesli yetkililer, Pavlus’u ve takipçilerini korumuştur. Sonunda Hristiyanlık şehrin resmi dini haline gelmiştir.
Efes Antik Kenti’nin Düşüşü
M.S. 262’de Gotlar, Artemis Tapınağı dahil olmak üzere Efes’i yıkmıştır. Kentin restorasyonu biraz gerçekleşse de eski ihtişamını asla geri kazanamamıştır. M.S. 431’de, Meryem Ana Kilisesi’nde Meryem Ana’nın Tanrı’nın annesi olduğunu onaylayan konsey toplanmıştır. İmparator Theodosius, saltanatı sırasında Artemis’in tüm izlerini silmiştir. İbadet özgürlüğünü ve kadınların daha önceden sahip olduğu hakların çoğunu yasaklamıştır. Artemis Tapınağı yıkılınca kalıntıları Hristiyan kiliselerinin inşasında kullanılmıştır.
Bizans döneminde Büyük Konstantin, Hristiyanlığı tüm Roma’nın resmi dini ilan etmiş ve Konstantinopolis’i (İstanbul) Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapmıştır. Bu, limanında biriken alüvyon nedeniyle zaten düşüş yaşayan şehir olan Efes’i giderek daha fazla kendi kendini savunmak zorunda bırakmıştır.
Antik kent, zorlu ekonomisini desteklemek için ziyaretçileri çekmek adına ikonik ibadet yerlerinde büyük ölçüde güveniyordu. Yine de Efes, limanı bozulan liman (!) kentiydi ve onu tam anlamıyla ayakta tutmak için yapılacak epey iş vardı. M.S. 6. ve 7. yüzyıllarda, yaşanan büyük deprem ve şehrin devam eden düşüşü, Efes’i eskiden olduğu kentin sadece kabuğu haline getirmiştir. Üstüne gelen Arap istilaları, Efes nüfusunun çoğunu kaçmaya ve yeni yerleşim yerleri kurmaya zorlamıştır.
Efes, 14. yüzyılda Selçuklu Devleti’nin egemenliğinde kısa süren büyüme ve inşa dönemi yaşamasına rağmen bozulmaya devam etmiştir. Efes’in kontrolünü son olarak Osmanlı İmparatorluğu 15. yüzyılda ele geçirmiştir. Ancak şehir zor durumdaydı, limanı ise pratikte hiç işe yaramıyordu. Aynı yüzyılın sonunda Efes terk edilmiş, mirası arkeologlara, tarihçilere ve her yıl binlerce ziyaretçinin antik kalıntıları görmek için bölgeye akın etmesine bırakılmıştır.
Ayrıca Avrupa’da Asgari Ücretin En Yüksek Olduğu Ülkeler adlı yazımıza göz atabilirsiniz.
Efes Antik Kenti Hakkında Çok Bilinmeyen 11 Gerçek
- Efes, ülkemizin en büyük açık hava müzelerinden biri olarak kabul edilir.
- Efes’teki tuvaletler aralarında bölme olmadan yan yana sıralanmıştır.
- Efes’te zenginler tuvalete oturmadan önce, klozet taşını ısıtmak için köleleri otururdu.
- Celsius Kütüphanesi özgün mimarisi sayesinde, dış cepheden 2 katlı, iç cepheden ise 3 katlıdır.
- Celsius, Alexandra ve Pergamon’dan sonra 12.000 parşömen kapasitesiyle 3. büyük kütüphanedir.
- Zamanında liman kenti olan Efes, günümüzde denizden neredeyse 10 km uzaktadır.
- Artemis Tapınağı’nın sütunları 30 metre yüksekliktedir.
- Artemis Tapınağı 1 futbol sahası büyüklüğünde 125x60 m2’lik alanı kaplar.
- Geneleve giden yolu gösteren antik çağın ilk reklamı Efes’te gösterilmiştir.
- Amfi tiyatro, 24.000 kişi oturma kapasiteye ve 38 metre yüksekliğe sahiptir.
- Efes’ten kaçan 7 Hristiyan’ın 200 yıldır Efes yakınlarındaki mağarada uyuduğuna inanılır.