İnsanlık Tarihinin Ezber Bozan Sihirli Keşfi : Göbeklitepe
- Fikir Mühendisi yazdı.
- 11 Ocak 2021
- 460 okunma
İnsanlığın iki vazgeçilmez merakı ‘geçmiş’ ve ‘gelecek’ üzerinedir. Nereden geldik ve nereye gidiyoruz sorularına cevap ararız her zaman, bıkıp usanmadan! Son yıllarda geçmişimize dair en heyecan verici keşiflerden biri oldu Göbeklitepe! Aniden arkeoloji uzmanlarının dünyasından sosyal hayatımıza sıçrayan ve neredeyse gündeme oturan, dizilere, belgesellere ve hatta çocuklarımız için yapılan çizgi filmlere bile konu olan Göbeklitepe hakkında neler biliyoruz? Bu yazımızda Göbeklitepe’yi biraz daha yakından tanıyalım istedik.
Dünya’nın En Eski ve En Büyük Tapınağı Olan Göbeklitepe Nerede ?
Bugüne kadar peygamberler şehri olarak bilinen, ‘Tufan’dan sonra Hz.Nuh tarafından kurulan 18 şehirden biri olarak kabul edilen, Balıklıgöl’ü, Halfeti Antik Kenti, kalesi, sıra geceleri ve yemekleriyle ünlü Şanlı Urfa gibi büyüleyici bir şehre18 km uzaklıkta bulunuyor Göbeklitepe.
Urfa’nın 8.000 yıl öncesine kadar uzanan bilinen zengin tarihine daha da değer katarak, keşfiyle 12.000 yıl önceye, tahmin edilen en eski yerleşik düzene götürdü bizi Göbeklitepe. Urfa’nın adeta sihirli, mistik topraklarına ve tarihi zenginliğine yakışır biçimde, bilinen varoluştan daha eskiye giden gizemli bir kapı açtı bizlere..Urfa’ya yolunuz düşer ise veya bu tarz ören yerlerini keşfetmeye meraklıysanız, pandemi dönemi sonrası ilk seyahat rotalarınızdan biri Göbeklitepe’ye olsun derim!
Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe Arkeolojik Alanı; 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedilmiştir. Alandaki kazı çalışmaları ise 1994 yılından sonra başlatılmış ve alanın mucizevi değeri bu çalışmalarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Ve Göbeklitepe’nin günümüzden tam 12.000 yıl önce inşa edilmiş, benzersiz bir kült merkezi olduğu böylelikle anlaşılmıştır.
Büyük Bir Organizasyon ve Hayal Gücünün Muhteşem Uyumu
Göbeklitepe, bu büyüklükteki en eski anıt ve ilklerin ötesinde, birçok anlamda tarihin sıfır noktasını oluşturmaktadır. İnsanın avcı toplayıcı olarak yaşamını sürdürdüğü bir dönemde, ileri düzeyde mimarlık gerektiren tapınaklar inşa edilmiş olması tüm dünyada şaşkınlık yaratmıştır.Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlamıştır. Böyle bir arkeolojik keşfi görmek, insanlığın ayak izlerine tanıklık etmek ve o mistik havayı solumak için sabırsızlanıyorum doğrusu..Dilerim ki; 2021 baharında oraya gitmek ve gerçekleşen hayallerimden birinin yanına daha ‘tamamlandı’ tiki atmak mümkün olur☺️ Acaba camdan sarkıp en yakın ağaç dalına bir de çaput bağlasam mı bu dilek için ne dersiniz?
2019 ‘Göbekli Tepe Yılı’ Olarak Tarihe Geçti
2020 yılını ne kadar zorlu ve sorunlu bir yıl olarak geçirmiş olsak da 2019 yılının “Göbeklitepe yılı” olarak kabul edilmiş olması ve Göbeklitepe açılışının 2019 yılında gerçekleştirilmiş olması insana bir anda mucizeleri hatırlatıveriyor. Göbeklitepe hakkında bir yazı yazmak bile inanın çok mistik ve sihirli bir zihin akışı yaratıveriyor bir anda insanda..Bence mucizevi olarak, insanlık tarihi adına şimdiye kadar bildiğimiz tüm bilgileri tekrar gözden geçirmemize sebep olan ‘Dünya’nın İlk Tapınağı’ ve en eski tapınak merkezlerinden biri olarak kabul edilen Göbeklitepe, UNESCO tarafından Bahreyn’de düzenlenen 42’nci Dünya Mirası Komita Toplantısı’nda Birleşmiş Milletler (BM) Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatının (UNESCO), UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabul edilmişti. Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan bir yerin bizim topraklarımızda olması ayrıca gurur verici.. Bence Göbeklitepe Türkiye’ kültür turizmine de çok katkı sağlayacak.Türkiye’nin dünya genelinde yapılan reklam ve tanıtımlarında da her daim kullanılabilecek en gizemli ve görkemli arkeolojik eserlerimizden biri olacak.
Göbeklitepe Neden Bu Kadar Önemli?
Uzmanlar tarafından verilen bilgilere göre; Göbeklitepe, Dünyanın 7 harikasından biri olup tamamı insanoğlu tarafından inşa edilmiş Mısır piramitlerinden ve İngiltere'deki aynı Mısır piramitleri gibi gizemi çözülemeyen özel yapılardan olan Stonehenge'den bile 7 bin 500 yıl daha önce yapılmıştır. Milattan önceye doğru açılan yolumuzu daha da eskilere götüren Göbeklitepe, insanoğlunun yerleşik hayata geçişiyle ilgili ilk izlerini inceleyebilmek için de büyük bulgular barındırmaktadır. Bu iki önemli özellik Göbeklitepe’yi dünyadaki en değerli kültürel miraslar arasına sokmuştur.Yerleşik hayata geçişi simgeleyen ve bu bölgede yaşayan insanların ‘tarım’ ile uğraştığını işaret eden ‘buğday’ın ilk izleri de Göbeklitepe'de bulunmuştur. Ayrıca bilinen ilk ibadet merkezi, en eski ve en büyük tapınak olan Göbeklitepe, dinler tarihini de etkileyen mistik bir mucize gibidir. Keşfiyle; dünyada gizemleri ve sırları çözülememiş özel mimari yapılar arasında ilk sıralarda gizemli ve görkemli yerini almıştır.
Yerleşik Hayatın Habercisi : Buğday Kalıntıları
Göbeklitepe, bilinen ilk ibadet merkezi olarak Neolitik dönemde inşa edilmiştir.Bizler tarafından Cilalı Taş Devri olarak bilinen veya bilimsel adıyla Neolitik Çağ, insanoğlunun avcılık ve toplayıcılığa dayalı göçebe bir yaşamdan besin üretimine dayalı yerleşik yaşama geçtiği kabul edilen tarih öncesi çağlardan biridir. Bu dönemde, önceki devirlere göre daha düzgün ve daha sert taş aletler yapılmıştır.Topraktan ve kilden yapılan kapların ateşte pişirilmesi sonucunda seramik sanatı da başlamıştır.Göbeklitepe de; yeryüzündeki ilk inanç merkezi olmasının ve buğday kalıntılılarının yanında büyük kaya parçalarının şekilli bir biçimde buraya taşınmasından ötürü, yerleşik hayatın ilk dönemlerinin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.1995'te Göbeklitepe’nin izleri bulunmadan önce, insanların o çağda avcılık, toplayıcılık yapıp göçebe yaşadığı tahmin ediliyordu.Bu açıdan baktığımızda arkeoloji dünyasına bildiklerini unutturup, yeni bir başlangıç yaptırdı Göbeklitepe!
Göbeklitepe Yapılarındaki ‘T’nin Bilinmeyen Gizemi
Göbeklitepe’de bir tepe üzerine inşa edilmiş çok sayıda yuvarlak biçimli yapı bulunmakta olup, uzmanlara göre bu yapılar yerleşim amaçlı kullanılmamışlardır. Henüz sadece altı tanesi gün ışığına çıkarılmış, toplam 20 adet olduğu belirlenen bu yapıların ‘dini amaçlı’ yapılmış ‘dünyanın ilk tapınakları’ olduğu biliniyor. Acaba bu tapınaklarda yapılan dini ritüeller nasıldı, gösterişli miydi mesela ya da maneviyata uygun akıl almaz bir sadeliği mi vardı, din adamları nasıl giyiniyordu, duaları nasıldı acaba..İnsan ne çok konuyu merak ediyor Göbeklitepe’yi yazarken..Anlaşılan meraklısı için Göbeklitepe, detayları hep merakla araştırılacak büyülü bir dünya olarak yaşayacak. Göbeklitepe yapılarındaki bence en büyük gizemlerden biri de, bu tapınakların yapılış biçiminde ortak bir özellik olarak gözümüze çarpıyor.Nasıl mı? Bu tapınakların merkezinde iki ‘T’ biçiminde sütun karşılıklı olarak yer alıyorlar ve ayrıca tüm tapınaklar yine ‘T’ biçiminde sütunlar ile çevrilmiş..Henüz çözülemeyen T’nin gizemi ilginç değil mi? Neden ‘T’ harfi şekli kullanıldığına dair uzman görüşleri tabi ki var. Ama bence hayal gücünüze şans tanıyıp, uzman görüşlerine alternatif olasılıklar yaratmak da ayrı bir keyif veriyor.
Sütunlarda En Sık Görülen Hayvan ve İnsan Tasvirleri
T biçimindeki bu görkemli sütunların boyları 3 ila 6 metre arasında değişiyor.Konunun uzmanları yani arkeologlar kullanılan bu ‘T’ harfli yapıların stilize edilmiş ‘insan tasvirleri’ olduğunu düşünüyorlar. Bunun sebebini de; T biçimindeki sütunlarda görülen kol ve el tasvirlerinin varlığıyla açıklıyorlar. Göbeklitepe sütunlarına bakıp, uzmanların bu açıklamasını okuduğunuzda ‘T’ harflerini kollarını iki yana açmış, beraber dua eden insanlar olarak da hayal etmeden geçemiyorsunuz ☺️ Ayrıca insan uzuvları haricinde, bu sütunlar üzerine işlenmiş hayvan tasvirleri ve soyut semboller de mevcut. Bu konuda kişisel araştırmaya derinlik kazandırarak devam etmek gerekiyor bence, bu görkemli ‘T’ lerde keşfedilecek yeni gizem kokuları alıyorum ben ☺️
T şeklindeki yapılarda karşımıza en sık ; boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, turna ve yaban ördekleri gibi hayvan tasvirleri çıkıyor. Bu hayvan tasvirleri taşlar üzerine kazınmışlar.Ayrıca bu hayvan tasvirlerinin yanında, üç boyutlu kabartma şeklinde yapılan başka betimlemeler de bulundu. Bunlardan en önemlisi T biçimindeki sütunun yan tarafından aşağı doğru iner biçimde tasvir edilen aslan kabartması. Aslanımız tapınağın koruyucusudur belki de ☺️ neden olmasın, değil mi?
Göbeklitepe Hakkında Cevabı Bilinmeyen Sorular
Arkeologları şaşırtan konuların başında gelenlerden biri; Göbeklitepe’nin bin yıllar boyunca, 12.000 yıl öncesinden günümüze kadar bu denli mükemmel olarak nasıl korunmuş olduğudur. Düşünsenize böylesine devasa bir yapı, neredeyse mucizevi denebilecek kadar korunup, sağlam kalıyor ve s anki zamanı geldiğinde birdenbire yerin altından tüm ihtişamıyla gökyüzüne uzanıyor. Yazarken bile insanın tüyleri ürperiyor ve soluduğunuz havada mistik bir rüzgar esmeye başlıyor! Çünkü bu gökyüzüyle buluşma mucizesinden yine bin yıllar önce insanoğlunun bilerek ve isteyerek Göbeklitepe’yi yerin altına gömdüğü uzmanlar tarafından özellikle belirtiliyor.Hatta yapılış yılından yaklaşık bin yıl sonra, yüzlerce ton toprak ve çakmaktaşları ile tamamıyla gömüldüğü şeklinde bir detay açıklama var. Ve tabi ki; Göbeklitepe’nin niye gömüldüğü de cevabı bilinmeyen sorular listesinde yerini çoktan ilk sıralarda almış durumda..
Ayrıca T biçimindeki sütunların boyları 3 ila 6 metre arasında ve ağırlıkları da 40 ila 60 ton arasında değişiyor. Akıllara takılan en önemli sorulardan biri de; ilkel el aletlerinden başka bir aletin olmadığı bu dönemde sütunların nasıl taşındığı ve nasıl dikildiği? Bu yapıların inşasında çalışan işçileri, kullandıkları araçları, ne kadar zamanda yapılmış olabileceği gibi deli sorular üşüşüyor aklınıza. Bu gizem de arkeologlar tarafından henüz çözülemedi.Y ine 12.000 yıl öncesinde bu yapıların nasıl tasarlandığı da merak ediliyor. Hangi tasarım dehası veya dehalarının hayal gücü ve teknik planlamalarının, ne yoğun bir inşa çalışmasının sonucudur bu ihtişam? Tüm bu sorulara cevap bulunduğunda insanlık tarihinin yeniden yazılacağı düşünülüyor. Şimdiki uzman tahminleri; şamanik bir düzende organize olan avcı-toplayıcı özellikteki topluluğun dini bir lider yönetiminde olduğudur. Yani idareci rahipler yönetiminde; planlayıcı, taşıyıcı, dikici vb. çeşitli grupların çalıştığı, rahiplerin ayrıca tüm topluluğu ve aynı zamanda törenleri yönettiği kabul ediliyor.
Kazı başkanının hipotezi ise; Göbeklitepe’nin ölü gömme yeri ve burada yapılan tüm ayinlerin ölü gömme töreni olduğu, zeminin altında ya da henüz kazılmamış duvarların arasında ceset kalıntıları olduğu yönünde.
Göbeklitepe Hakkında İzleyebileceğiniz Yapımlar
Göbeklitepe’nin dünya gündeminde yer almaya başlamasıyla belgesel, dizi film, hatta çizgi film olarak pek çok yapım hazırlandı.Hepimizin bildiği Netflix’in ‘The Gift:Atiye’ isimli dizisi, çocuklar tarafından çok sevilen ‘Rafadan Tayfa’ serisinin animasyon filmi ‘Rafadan Tayfa Göbeklitepe’, ünlü belgesel kanalı National Geographic’in Göbeklitepe’si bu konuda ilk anda aklımıza gelen yapımlar arasında yer alıyor.
Bu yazımızı okuduktan sonra; ‘Son Yılların En Büyük Arkeolojik Keşfi Göbeklitepe’ yi ekranda da izlemek ve bir mucizeye tanıklık etmek isterseniz Youtube’da kısa bir araştırma yapmanız yeterli. İzleyebilecek ve okuyacak, yerli ve yabancı pek çok kaynağa ulaşabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Ülkemizde çeşitli şehirlerde değerli ‘ören yerleri’ var.İnternet üzerinden yapacağınız kolay bir ‘ören yerleri’ araştırmasıyla, yaşadığınız şehre yakın rotalardan keşfe başlayabilirsiniz.
Türkiye’de ‘Doğu & Güneydoğu’ turlarının muhakkak tercih edilmesi gereken organizasyonlardan biri olduğunu düşünüyoruz.Urfa, Antep, Diyarbakır, Mardin vb. şehirlerin kültürel , tarihsel ve gastronomi açısından zenginlikleri muhakkak keşfedilmeli.Çeşitli medeniyetlerin yaşadığı bu gizemli topraklar aynı zamanda Göbeklitepe’ye de ev sahipliği yapıyor.