Gelecekte Yok Olması Beklenen 17 Şehir

  • Minik Tospik yazdı.
  • 19 Nisan 2021
  • 157 okunma

Eski bir yerküre olan gezegenimiz olan Dünya maalesef çok ciddi bir tehdit altında. Gelişen çağ, artan nüfus, yayılma gösteren ticari ulaşım ağları, kirlilik, enerjinin fazla tüketimi, iklim değişikliğine neden olan insana özgü durumlardan sayılmaktadır. Yeryüzünde solunan ve tüketilen havanın artan karbondioksit sonucu metan gazıyla birlikte, Güneş’ten gelen radyasyonu engelleyip hem de ısıyı yerküreye filtrelemede yetersiz kalışı, artan sera gazlarının atmosferde yoğunlaşması sonucu küresel ısınma artmıştır.

Küresel ısınmaya dair tehditlerini yavaş yavaş hissettiğimiz gezegende iklim değişikliğine bağlı buzulların erimesiyle başlayan süreç, yalnız kutup bölgelerini değil tüm dünyayı etkisi altına alacak riskler barındırmaktadır. Atmosfere geri salınan havanın geçirgenliğinin daha az olması, ısı dengesinde oluşan bu kayma sonucu yer kabuğunun olması gereken dört mevsim özelliğinin dışında olmasına neden olmaktadır.

Küresel Isınmanın Etkileri

Küresel Isınmanın Etkileri

Sera gazlarının en önemli sebebinin karbondioksit oranının fazlalığı olduğu bilinmektedir. Konutlarda ısınmak için kullanılan yakıt, araçların egzoz dumanları, fabrika bacalarından atmosfere salınan kirli gazlar sonucu atmosferin dengesi bozulmuştur. Sanayinin gelişimiyle ticari anlamda oluşan bu hareketlilik, yaşamsal düzeye sahip oksijen dengesine de etki etmiştir ne yazık ki! Japonya’nın Kyoto kentinde 11 Aralık 1997 senesinde imzalanmış, Kyoto Protokolü’nün imzacı devletlerce yürürlüğe konulması, 16 Şubat 2005 tarihinde gerçekleşmiştir.

Dünya üzerinde yaşanan iklim değişikliğinin en önemli nedeni sayılan küresel ısınmaya karşı yapılan birçok uluslararası devletin katılımcı olduğu Kyoto Protokolü, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi kapsamında sözleşmeyle imzalanmıştır. Türkiye’nin de 17 Şubat 2009 tarihinden itibaren TBMM Genel Kurulu’nda oylamaya sunularak katıldığı bu sözleşme, sera gazlarının yayılımının azaltılması, küresel ısınma tehdidini azaltma yönünde çalışmaları kapsamaktadır. Ülkemizden atmosfere salınan sera gazının kişi başına etkisi 5.9 ton olarak saptanmıştır. Yenilenebilir enerji kullanımının artırılması hedeflenen çalışmalarla bu oranın azaltılması planlanmaktadır.

Kyoto Protokolünün Amacı

Kyoto Protokolünün Amacı

Çevre kirliliğinin minimuma indirgenmesinin öncelikli amaç olduğu bu protokol, hava, su ve toprakta meydana gelen kirliliğin en aza inmesi için ülkeler bazında düşen iş bölümünü ve sorumluluğu içermektedir. Dünyada yaşayan tüm canlılar için bir tehdit olan küresel ısınmaya karşı, geri dönüşüm amaçlı atıkların kullanılması, cam, plastik, metal ögelerin doğaya atmak yerine geri dönüşüm sayesinde yeniden kazandırılması, atmosferde karbondioksit oranı düzeyinin normale gelmesi amaçlanmıştır. Sözleşmenin 3. maddesinde yürürlüğe giren anlaşma uyarınca katılımcı devletlerin bu amaca uyacağı imzalarıyla beyan olunmuştur. Anlaşmaya 191 ulusun katıldığı bu önemli bildiriyle mevcut atmosferin insani koşullara uygun bir dengeye getirilmesi ve yeryüzüne zararının önlenmesi amaçlanmıştır.

Kyoto Protokolüne katılım gösteren ülkeler arasında; ABD - İtalya - İspanya - Fransa - Norveç - Finlandiya - Belçika - Hollanda- Malta – Hırvatistan Türkiye - İran - Japonya - Vietnam - Irak - Gürcistan - Moğolistan - Nepal  - Macaristan - Almanya - Letonya - Litvanya - Rusya - Ukrayna - Bulgaristan ve Yunanistan’ı sayabiliriz.

Ayrıca Türkiye'den vizesiz gidilen en güzel ülkeler ve şehirleri bilgilerini inceleyebilirsiniz.

Küresel Isınmanın Sonuçları Neler Olur?

Küresel Isınmanın Sonuçları Neler Olur

İklim değişikliğinin belki en hafif yollu yan etkisi olduğunu söyleyebileceğimiz küresel ısınmanın yol açacağı sorunlar sadece bununla sınırlı değildir. Buzulların erimesi sonucu, kutuplarda oluşan ekosistemin bozulması, orada yaşayan canlı türlerinin hayatını riske atması, su seviyesinin buzulların erimesi sonucu aşırı derecede yükselmesi, sel baskınları ve güçlü fırtınaların oluşması, yüksek buharlaşma oranı ve erozyon, kuraklık, su kıtlığı, yağmur şeklinde yağışların meydana gelişi, ülkemizde İstanbul ve İzmir dahil dünyada pek çok ülke ve şehrin sular altında kalıp yok olma olasılığı, cilt hastalıklarına ve kanserleri artırmaya neden olacak yüksek sıcaklıklar, yaşlı dünyamızda yaşanabilecek biz insanoğlunun da tehlike altında olduğu gelişmelerdendir.

Dünya üzerinde küresel ısınmanın devamı halinde okyanus kıyısında yer alan bir ülke olan Hollanda’nın ilk yok olacak ülkelerden biri olduğu belirtilmiştir. Su seviyesinin bir 20 yıl içinde 50-60 santim yükseleceği söylenen bu duruma ilişkin, içilebilir su kaynaklarının da ciddi bir azalma göstereceği de verilen bilgiler arasındadır. Çare bulunamadığı takdirde yok olma riskiyle karşı karşıya kaldığı belirtilen ülkeler ve şehirlerine dair verileri paylaşıyoruz.

1. Amsterdam- Hollanda

Amsterdam- Hollanda

Kuzeybatı Avrupa’da yer alan Atlas Okyanusu kıyısında yer alan Hollanda ve başkenti  Amsterdam iklim değişikliğine bağlı en risk altındaki kent olarak açıklanmıştır.

En çok ziyaret edilen Uzak Doğu şehirleri gezi rehberi yazımızda ilginizi çekebilir.

2. Atina- Yunanistan

Atina- Yunanistan

Komşumuz Yunanistan’ın başkenti Atina, su seviyesinin yükselmesinden etkilenecek bir başka bölgedir.

3. Barcelona- İspanya

Barcelona- İspanya

Akdeniz ülkesi olan İspanya’nın gelişmiş kentlerinden olan Barcelona bölgesel konumu nedeniyle aynı riski taşımaktadır.

4. Dublin- İrlanda

Dublin- İrlanda

Kuzey Avrupa’da bir ada ülkesi olarak riskli bir koordinatta yer alan İrlanda başkenti Dublin’de seneler sonra yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır.

5. Glasgow- İskoçya

Glasgow- İskoçya

Büyük Britanya’ya bağlı adalardan biri olan İskoçya ve başkenti Glasgow sayacaklarımızdan bir diğeri.

6. Hamburg- Almanya

Hamburg- Almanya

Almanya’nın kuzey ucunda yer alan ve Kuzey Buz Denizi’ne sınırı olan Hamburg kenti, iklim değişikliğine bağlı yok olma tehlikesi altında bir şehir.

7. Helsinki- Finlandiya

Helsinki- Finlandiya

İskandinav ülkeleri de bu riskten maalesef payını almakta. Finlandiya başkenti Helsinki de Kuzey yarım kürede kutuplara yakın bir noktada yer almaktadır.

8. İstanbul- Türkiye

İstanbul- Türkiye

Uygarlıkların beşiği, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Mega kentimiz İstanbul, iklim değişikliğine kurban gitme tehdidi altında bir noktada yer almakta ne yazık ki !

9. İzmir- Türkiye

İzmir- Türkiye

Kıyı kentlerimizi bekleyen tehlikeler, elbette birkaç şehirle sınırlı değil. Ege’nin İncisi olarak bilinen İzmir listede yer almaktadır.

10. Kopenhag- Danimarka

Kopenhag- Danimarka

Denize kıyısı olan Danimarka’nın başkenti Kopenhag da risk altında bir başka Kuzey Avrupa kenti.

11. Londra- Birleşik Krallık

Londra- Birleşik Krallık

İngiltere’nin başkenti Londra ve  yine bir ada ülkesi olarak Birleşik Krallık bu tehdidi en fazla yaşayan ülkeler arasındadır.

12. Marsilya- Fransa

marsilya fransa

Fransa’nın bir liman kenti olan Marsilya, deniz ulaşımın önemli kentlerinden bir tanesi ve aynı şekilde risk altında olan ve yok olma tehdidiyle yaşayan bir şehir.

13. Odessa- Ukrayna

Odessa- Ukrayna

Karadeniz’e komşu Ukrayna’ya bağlı Odessa kenti de risk altındadır.

14. Lizbon- Portekiz

Lizbon- Portekiz

Hem Atlas Okyanusu hem Akdeniz’e kıyısı olan Portekiz ve Lizbon kenti yok olma tehdidi yaşayan şehirler arasındadır.

15. St. Petersburg- Rusya

St. Petersburg- Rusya

Rusya’nın St. Petersburg kenti de iklim değişikliği sonucu zararı yaşayabilecek başka kent.

16. Napoli- İtalya

Napoli- İtalya

Akdeniz ülkesi olan İtalya’nın Napoli kenti tehdit altında olan şehirler sıralamasına dahil edilmiş bir başka kent olarak adı geçenler arasındadır.

17. Stockholm- İsveç

Stockholm- İsveç

Kuzey İskandinav ülkesi Norveç ve Finlandiya arasında yer alan İsveç’in başkenti Stockholm sular altında kalma riski olan şehirler arasında yer almıştır.

Sıkça Sorulan Sorular

Kyoto Protokolü’nün belirlediği amaçlar doğrultusunda Powerswitch kampanyası tüketicilere şu konularda uyarılar vermektedir. Enerji dostu olan ürünler ampuller tercih edilmeli, klima ve vantilatör kullanımı olmalı, evlerden ısı kaybına karşı yalıtım sağlanmalı, televizyonların bekleme modunda tutulmasından vazgeçilmeli, suyu tasarruflu kullanıp, musluğu gereksiz yere açık tutmamalı, temizlikte çamaşır suyu oranı çok az olmalı, bozuk tesisatlar yapılmalı, suyu arındıran filtreler tercih edilmeli, toplu taşımalar tercih edilmeli, kurşunsuz benzin tüketen araçlar kullanmalı , plastik ürünler yerine cam kavanozda ürünler tercih edilmeli, geri dönüşümlü ürünler alınmalı, cam ürünleri diğer maddelerle birlikte değil, ayrı olarak geri dönüşüme konulmalı, kağıt israfı önlenmeli, bozuk bilgisayarlar atılmamalı.

İsveçli 16 yaşında bir genç aktivist olan Greta Thunberg, dünya ülkelerinin liderlerine küresel ısınmanın neden olduğu etkilerin yaratacağı sorunları haykırmış ve bu çıkışıyla ciddi bir farkındalık yaratmıştır. Liderlerin ve toplumun duyarsızlığa karşı insanları greve çağıran ve zamanla pek çok katılımcının da destek verdiği Thunberg, gelecek nesiller adına yaşadığı kaygıyı dile getirerek dünya üzerinde bir fenomen haline gelmiştir. Greta Thunberg, 2019 senesinde Stockholm’de düzenlenen Alternatif Nobel, Doğru Yaşam Ödülleri töreninde, Onur Ödülü’ne de layık görülmüştür.

İlgili Yazılar