Pandaların Özellikleri ve Bilinmeyen Yönleri
- Minik Tospik yazdı.
- 17 Ekim 2021
- 970 okunma
Devasa boyutlar ve vahşilik… Bu betimlemeleri okuduğunuzda gözünüzün önüne korkunç şeyler geliyor olabilir. Üstelik söz konusu olan hayvan türü olunca, işler iyice karışabilir. Fakat hem bu özelliklere sahip hem de sizi korkutmayacak hayvanı tanıyoruz: Evet, tabii ki söz konusu hayvanlar sevimli pandalar! Siyah ve beyaz renkleriyle gezegenimizin en sevimli ve en tonton hayvanları desek yeridir. Sevimliliklerinin sebebi yalnızca dış görünüşleri de değil; sahip oldukları ilginç insansı özelliklerle de sempatimizi kazanıyorlar. İşte dünyanın en şirin devasa vahşisi pandaların özellikleri ve bilinmeyen yönleri…
Ayı mı Panda mı?
Bilim insanları uzun yıllar boyunca pandaların ayı türüne mi rakun türüne mi yoksa kendilerine ait bambaşka türe mi ait olduğunu merak ettiler. Ancak San Diego Hayvanat Bahçesi’ne göre, pek çok genetik çalışma pandaların ayı türü olduğunu açıkça ortaya koydu. Büyük panda, renkli ayı, bambu ayısı ya da beyaz ayı olarak da tanımlanan dev pandalar, iri boyutları ve siyah-beyaz renkleri ile diğer pandalardan ayrılırlar. Fakat dikkat çeken renklerine rağmen kamuflaj konusunda oldukça başarılıdırlar; Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi’ne göre dev pandalar yoğun bambu parçaları içinde neredeyse görünmez olurlar.
Ayrıca Türkiye’de Nesli Tükenmekte Olan Hayvanlar adlı yazımıza göz atın!
Fazla Büyük!
Dev pandaların omuzları 70-80 santimetre genişliğinde, boyları 1,2-1,5 metre uzunluğunda ve ağırlıkları 125 kilograma kadar büyüyebilir. San Diego Hayvanat Bahçesi’ne göre pandaların boyutları Amerikan kara ayısı ile hemen hemen aynıdır. Karşılaştırıldığında, dev pandanın uzaktan akrabası olan kırmızı pandalar ise, yalnızca 50-65 santimetre boya ve 4,5-9 kilogram ağırlığa ulaşabilirler.
Peki Bu Devasa Şirinleri Nerede Görebiliriz?
Ulusal Hayvanat Bahçesi’ne göre, vahşi doğada yaşayan dev pandalar yalnızca orta Çin’in uzak, dağlık bölgelerinde, Sichuan, Shaanxi ve Gansu eyaletlerinde bulunur. Bu alanda, 1524-3048 metre yükseklik aralığında, dev pandaların evi olarak benimsediği serin ve ıslak bambu ormanları vardır. Sevimli dev pandalar, inlerini ormanların içinde bulunan oyuk kütüklerden ya da kozalaklı ağaç kütüklerinden yaparlar.
Ağırlığın Hakkını Veren Beslenme Şekli!
Dev pandaların iştahı epey doyumsuzdur. Günde 12 saat bambu yerler, ki bu her gün 12,5 kilogram bambu demek! San Diego Hayvanat Bahçesi’ne göre dev pandaların bileklerinden uzanan ‘sözde baş parmak (pseudo-thumb)’ adı verilen özel kemikleri bulunur. Bu sözde baş parmak bambuyu tutmalarına ve onu yönetmelerine olanak sağlar.
Ancak bambular besin açısından nispeten düşük değerlere sahiptir, dolayısıyla pandaların çok fazla bambu yemesi gerekir. Pandalar, çeşitli besinler elde etmek için bambu bitkisinin çeşitli kısımlarını yerler. Yılın farklı zamanlarında yeni sürgünler ve yaprak filizleri çıkaran bambular ararlar çünkü genç sürgünler ve yapraklar kalsiyum, azot ve fosfor dahil olmak üzere daha yüksek miktarda besin değeri içerir. National Geographic’e göre, yaz aylarında dev pandalar beslenmek için kendi bölgelerindeki dağlara 3960 metre kadar tırmanırlar.
Kimi zaman ise dev pandaları beslemek için yeterli bambu yoktur, bu nedenle pandalar bazen beslenme şekillerini kemirgenler, balıklar, böcekler ya da kuşlarla tamamlarlar.
Panda Hayatı…
Dev pandalar çoğunlukla yalnızdır. National Geographic’e göre, diğer pandaların etrafında olmaktan o kadar hoşlanmazlar ki başka yakında panda olup olmadığını anlamalarını sağlayan yüksek koku algılama duyusuna sahiptirler. İki pandanın temasa geçmesi halinde, biri pes edip gidene kadar hırlar, söver ve birbirlerini ısırırlar.
Pandaların alanı ortalama olarak yaklaşık 5 km2’dir. Dev pandalar, bölgelerini işaretlemek için kuyruklarının altındaki koku bezlerinden mumsu kokuyu işaret olarak salgılarlar. San Diego Hayvanat Bahçesi’ne göre, diğer dev pandalar, güçlü işareti koklayarak muhtemelen panda hakkında cinsiyet, yaş, üreme durumu, sosyal statü ve çok daha fazlasını anlayabilirler.
Çoğalma İçin Sosyallik
Dev pandaların birbirlerini aradıkları tek zaman ise ilkbahardaki çiftleşme mevsimleridir. Erkekler, çiftleşmeye hazır olduklarında dişiyi koklamak için hassas koku alma yeteneklerini kullanırlar. Dişiler her 2-3 yılda bir çiftleşir. İnsanlar hariç diğer pek çok memeli gibi erkek pandaların üreme organlarının yumuşak dokusunda baculum vardır. Animal Diversity Web’e göre bu organ çoğu ayıda düz ve ileriye dönükken, dev pandalarda ‘S’ şeklindedir ve geriye doğru yönelir.
Ortalama gebelik süresi 135 gündür ancak 100-180 gün aralığında da değişebilir. San Diego Hayvanat Bahçesi dişilerin yalnızca 85-142 gram ağırlığında 1 ya da 2 yavru doğurduğunu söyler. Yavrular yaklaşık 50-60 gün boyunca tamamen kör olurlar, 10. haftaları civarında ise emeklemeye başlarlar.
Ve Panda İçin Devleşme Vakti…
Yavru pandalar, 7-9 aylıkken bambu yemeye başlarlar ve sütten kesilip kendi başlarına yaşamaya gönderildikleri 18. aya kadar emzirilirler. Dişi dev pandalar 4-5 yaşlarında, erkekler ise 6-7 yaşlarında olgunlaşır.
Onların Da Sesi Var!
San Diego Hayvanat Bahçesi, pandaların tüm ayı türlerinin en seslisi olduğunu söyler. Kuzu ya da keçi yavrularının çıkardığı sese benzeyen meleme, pandanın daha belirgin olan seslendirmeleri arasındadır ve genelde selamlama olarak algılanır. Diğer seslendirmeleri arasında korna, hırıtltı, havlama ve hırlamalar bulunurken yavruları ise çoğunlukla cıyaklayıp gıcırdamayı tercih eder.
Pandalar Sanki Biraz İnsanlara Benziyor?
Dev pandaların epey meraklı ve oyuncu oldukları bilinir. San Diego Hayvanat Bahçesi’ne göre, esaret altında olduklarında genellikle oyuncaklar ve bulmacalar gibi zenginleştirilmiş öğelerle oynarken ve takla atarken görülürler. Tabii biz insanlar çoğunlukla takla atmıyoruz ancak Çin’deki hayvanat bahçesinde yaşayan Ai Hin isimli pandanın hamilelere uygulanan ayrıcalıklardan faydalanmak için hamile gibi davrandığını unutmadık. Sanki biraz insansı hareketler!
Ayrıca Hayvanlardan İnsanlara Geçen En Korkunç 10 Hastalık adlı yazımızı inceleyin!
Ormanda Üstlendikleri Rol Fazlasıyla Önemli
Panda habitatının biyolojik çeşitliliği, ılıman bölgelerdeyken benzersizdir ve tropik ekosistemlerin çeşitliliğiyle kapışır. Bu da dev pandaları, yaşadıkları bölgede diğer pek çok türe koruma sağlayan şemsiye türünün mükemmel örneği haline gelir. Diğer deyişle, pandaları koruduğumuzda çok renkli sülünler, altın maymun, takin ve tepeli iblis gibi etrafında yaşayan diğer hayvanları da sürekli ve devamlı olarak korumuş oluyoruz. Üstelik pandalar eko-turizm aracılığıyla pek çok yerel topluluğa da sürdürülebilir ekonomik faydalar sağlar.
Panda Habitatları Tehlikede Mi?
Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN), dev panda türünü durumu hassas olarak sınıflandırır. Bu, dev pandaların IUCN tarafından nadir olarak listelendiği 1980’lerdeki durumuna kıyasla gelişme sayılabilir. 2014 yılında ise son kez değerlendirme yapıldığında dev panda popülasyonunun arttığı ortaya çıktı.
Öte yandan, Çin’in Yangtze Havzası bölgesi, pandaların birincil yaşam alanını elinde tutuyor. Buradaki altyapı geliştirme, yani barajlar, yollar ve demiryolları gibi çalışmalar panda popülasyonlarını giderek daha fazla parçalıyor ve izole ediyor; pandaların yeni bambu ormanlarını ve potansiyel eşlerini bulmalarını engelliyor.
Orman kaybı da popülasyonun azalmasının etmenleri arasında; kayıp dolayısıyla pandaların hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları bambuya erişimleri azalıyor. Çin hükümeti tarafından 50’den fazla panda rezervi kuruldu ancak toplam vahşi panda nüfusunun yalnızca %67’si rezervlerde yaşıyor ve toplam habitat alanının yalnızca %54’ü korunuyor. Haliyle kesin çözüm bulunabilmiş değil…
Üstelik kaçak avlanma mevzusunun pandaları etkilemediğini söylemek de mümkün değil. Geçmişte kaçak avlanma pandaları çok daha fazla etkilese de avlanmayı yasaklayan ve ağır cezalar getiren Yaban Hayatı Koruma Yasası’nın (1988) yürürlüğe girmesiyle etkisi azaldı. Fakat ne yazık ki pandaların, misk geyiği ya da diğer türler için kurulan tuzaklara yanlışlıkla yakalanması hala söz konusu…
Sıkça Sorulan Sorular
WWF logosunun ilham kaynağı, fonun kurulduğu yıl 1961 yılında Londra Hayvanat Bahçesi’nde yaşayan dev panda Chi-Chi’dir. Kurucular, tüm dil kısıtlamalarını aşacak güçlü ve tanınabilir sembole ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlardı; çekici, siyah-beyaz, büyük ve tüylü hayvanın mükemmel seçenek olduğuna karar verdiler.
İzole pandaları birbirine bağlamak için yeşil koridorlar yaratmak, yasal koruma altındaki alanları artırmak, kaçak avlanma ve yasa dışı ağaç kesimine karşı devriye gezmek ve sürekli araştırma ve gözlemi hedef alan fon, Çin hükümetinin de desteğini alır. Bu sayede panda rezervleri şimdilerde 3,8 milyon dönümden fazla ormanı kapsamaktadır.