Dünden Bugüne Resimde Kullanılan Sanat Akımları
- Minik Tospik yazdı.
- 27 Ekim 2021
- 635 okunma
Sanat insanoğlunun var oluşundan bu yana insanla beraber değişen ve insanı değiştiren olgulardandır. Bu olgu kimi zaman gerçekliği yansıtmak, kimi zaman hayal gücünü temsil etmek, kimi zaman ise yalnızca eğlence için icra edilir. Ancak amacı fark etmeksizin sanat, oluştuğu dönemin algılarına ışık tutar. Böylesine köklü ve dinamik olgunun anlaşılması elbette epey zor; haliyle sanatı döneme hâkim olan etmenler etrafında şekillenen akımlarla incelemek onu anlamak açısından kolaylık sağlar.
Fransa’da yer alan Lascaux Mağarası’ndaki duvar resimleri, tarih öncesi çağlarda sanat olarak kabul gören ilk örneklerdir. Tarih devirlerinin başlamasının ardından ise Eski Roma ve Yunan’da Batı sanatına şekil verecek gelişmeler yaşanır. Neredeyse tüm bu zaman dilimlerinde sanat akımlarından bahsetmek mümkündür. Dolayısıyla resimde kullanılan sanat akımları konusu oldukça kapsamlıdır. Ancak kendinden önceki yaklaşımı tamamen değiştiren akımlar bu noktada yardımcı olacaktır. İşte, kronolojik olarak, resimde kullanılan sanat akımları…
1. Barok
Temsilcileri: Caravaggio, Rembrandt, Peter Paul Rubens, Diego Velazquez, Johannes Vermeer
Örneği: Judith Beheading Holofernes - Caravaggio
Portekizce’de ‘şekilsiz inci’ anlamına gelen ‘barocco’ sözcüğünden gelen bu akım 16. yüzyılın sonlarına doğru çıkmıştır. Işık ve gölge kullanımından kaynaklanan teatrallik ve zıt renklerin pürüzsüz kullanımına dayalı fırça işçiliği en belirgin özelliğidir. Böylece resimler ihtişamlı ve etkileyici olmanın yanı sıra dramatik de oluyordu. Bu kullanımın sebebi, mitolojik ve dini alegorileri işlemekti çünkü Katolik Kilisesi resimlerin dini yüceltmesini istiyordu. Öte yandan resimdeki ışık kullanımı ona dinamiklik katıyor; resmin çerçeveyle sınırlanmadığını ve hareket halinde olduğunu hissettiriyordu.
2. Rokoko
Temsilcileri: François Boucher, Jean-Antonie Watteau, Jean-Honore Fragonard, Giovanni Battista Tiepolo
Örneği: Pilgrimage to the Island of Cythera - Jean-Antonie Watteau
Fransızca’da ‘çakıl taşı’ anlamına gelen ‘rocaille’ sözcüğünden gelen akım, barok resminin ihtişamlılığına tepki olarak Fransa’da başlar. İsminin sebebi, rokoko resimlerinde mağaraların içini süsleyen taşlara benzeyen tasarımın kullanılmasıdır. Karakteristik özellikleri yumuşak renkler, keskin olmayan yumuşak konturlar ve doğal motiflerdir. Rokoko resimlerinin teması ise eğlence, aşk gibi hazcı konulardır.
3. Romantizm
Temsilcileri: John Constable, Francisco Goya, J.M.W Turner, Eugene Delacroix, Theodore Gericault
Örneği: Liberty Leading the People - Eugene Delacroix
Akım 19. yüzyıl başlarının Avrupa’sında ve aslında edebiyatta ortaya çıkan akımlardandır. Klasik sanatın ideal figürleri yerinde daha bireysel betimlemeler kullanırlar. Çizgilerden çok renge önem verirler; canlı renklerle resimlerindeki duygu yoğunluğunu artırırlar. Duygu ve sezgiyi ön plana çıkarırlar. Bu nedenle romantik resimlerde tema ağırlıklı olarak doğa ve empati uyandıran güçlü hislerdi.
4. Realizm (Gerçekçilik)
Temsilcileri: Gustave Courbet, Edouard Manet, Honore Daumier, Jean-François Millet
Örneği: Olympia - Edouard Manet
Akademik kurallarla sınırlanarak gerçeklikten uzaklaşan sanatı yeniden gerçekliğe yaklaştırmayı amaçlayan akım, romantizmin yapmacıklığına tepki olarak ortaya çıkar. Sokakları, işçi sınıfını, köylüleri gördükleri şekilde resmederek sosyal adaletsizliğe vurgu yaparlar. Temsilcilerinden Manet, geleneksel sanat tasvirlerine karşı geldiği için başlangıçta diğer sanatçılar tarafından küçümsense de sonradan modern hayatın ressamı olarak anılmaya başlar. Hatta Olympia adlı eseri başlangıçta herkesi hayrete düşürür çünkü ‘olympia’ o dönemde Paris’te fahişeler için kullanılan genel isimdir.
5. Empresyonizm (İzlenimcilik)
Temsilcileri: Edgar Degas, Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir, Camille Pissarro, Mary Cassatt
Örneği: Impression, Sunrise - Claude Monet
Gerçekçilik akımından etkilenen bağımsız sanatçıların, yine akademik kuralların katılığına tepki olarak çıkardığı akımdır. Fotoğraf tekniklerinin ve taşınabilir boyaların gelişmesiyle yarım kalmış gibi hissettiren anları resmederler. Odak noktaları, gerçekçilikten farklı olarak ışığın değişen etkileridir. Hatta resimler açık alanda, ışığın dinamizminden fayda sağlayarak yapılırdı. Monet’nin ‘Impression, Sunrise’ yani ‘İzlenim, Gün Doğumu’ adlı resmi akıma ismini verir; izlenimdir çünkü resimde Le Havre limanının manzarasından ziyade limanın ressamda uyandırdığı izlenim betimlenir.
6. Post-Empresyonizm (Ard İzlenimcilik)
Temsilcileri: Vincent van Gogh, Paul Cezanne, Paul Gaugin, Henri Rousseau, Henri de Toulouse-Lautrec
Örneği: The Bedroom - Vincent van Gogh
İzlenimciliği benimsemiş fakat farklı üslup geliştirmiş sanatçıların akımıdır; onları izlenimcilerden ayıran özellik gördüklerini değil hissettiklerini sembolik şekilde resme dökmeleridir. Renkler aracılığıyla optik efektler oluştururlar ve izlenimciler gibi biçime önem vermezler.
7. Art Nouveau (Sezesyonizm)
Temsilcileri: Gustav Klimt, Rene Lalique, Alphonse Mucha, Charles Rennie Mackintosh
Örneği: Die Jungfrau - Gustav Klimt
Sanayi Devrimi’ne tepki olarak zanaat ve sanat arasındaki ayrımı belirsizleştirmeyi amaçlayan akım, çok yönlüdür. Asimetrik kompozisyonları harmanlayıp zarif tasarımlar yaparlar. Sanatı günlük hayatı bütünleştirmeye çabalarlar. Sembolik süslemeleri, böcek ve bitki desenlerini, feminen formları sık sık dekoratif olarak kullanırlar.
8. Ekspresyonizm (Dışavurumculuk)
Temsilcileri: Edvard Munch, Paul Klee, Egon Schiele, Oskar Kokoschka, Franz Marc
Örneği: The Embrace - Egon Schiele
Birinci Dünya Savaşı’nın psikolojik yıkımı üzerine şekillenen akım, dış dünyanın betimlenmesi yerine iç dünyayı anlatmasıyla ilktir. Sembolizmden etkilenen ressamlar, maske gibi görünen yüzler, belirsiz figürler, uyumsuz ve yoğun renkler, pürüzlü sınırlar ve çarpık perspektifler kullanırlar. Böylelikle korku, kaygı, güvensizlik, yalnızlık, yozlaşma gibi rahatsızlık verici duygularını resim aracılığıyla dışa vururlar.
9. Fovizm (Yırtıcılık)
Temsilcileri: Henri Matisse, Andre Derain, Albert Marquet, Henri Manguin, Maurice de Vlaminck
Örneği: The Pink Studio - Henri Matisse
Eleştirmen Louis Vauxcelles, Henri Matisse liderliğindeki ressamların aşırı canlı renklerle yaptığı resimleri ‘Les Fauves’ yani ‘yabanıl hayvanlar’ olarak tanımlar ve akım ismini bu tanımdan alır. Fovizmin karakteristik özelliği, dışavurumcu fırça darbeler ve cesur renklerdir. Olumlu duyguların renklerle dışa vurulması, akımı benimseyen ressamlar için dünyanın doğrudan kopyalanmasından daha önemlidir.
10. Kübizm
Temsilcileri: Georges Braque, Pablo Picasso, Juan Gris, Fernand Leger, Jean Metzinger
Örneği: Les Demoiselles d’Avignon
Gerçekçi yaklaşımı tamamıyla bırakarak cisimleri pek çok bakış açısından resmederek aynı anda birden fazla yüzeyi gösterirler. Eleştirmen Louis Vauxcelles, bu farklı yüzeyler geometrik şekillere benzediği için onları ‘küçük küpler’ olarak tanımlar ve akıma adını vermiş olur. Üç boyutlu dünyayı iki boyutlu yüzeylere aktarmak adına nesneleri farklı perspektiflere göre parçalar halinde resmetmeleri eserlerine soyut özellik kazandırır. Sanatın gidişatını değiştiren özgün akım, dönüm noktasıdır.
11. Dadaizm
Temsilcileri: Marcel Duchamp, Hans Arp, Man Ray, Kurt Schwitters, Hannach Höch
Örneği: Das Undbild - Kurt Schwitters
Dadaizm aslında ‘anti-sanat’ sanat akımıdır. Birinci Dünya Savaşı’na tepki olarak doğan ve radikal sola yakın olan Dadaizm, sanata kasten saygısızlık yapmayı hedefler. ‘Dada’ sözcüğü ise pek çok dilde anlamı olmadığı için seçilmiştir. Sanatçının rolünü ve sanatı sorgulaması dolayısıyla ilk kavramsal akım olarak kabul edilir.
12. Büyülü Gerçekçilik
Temsilcileri: Frida Kahlo, Andrew Wyeth, Edward Hopper, Colleen Browning, George Tooker
Örneği: The Two Fridas - Frida Kahlo
Birinci Dünya Savaşı’nın olumsuz atmosferinden etkilenerek gelişen diğer akım ise büyülü gerçekçiliktir. Huzursuzluk veren hisleri ve iç dünyayı anlatır. Esrarengiz ve tuhaf tasvirlerine rağmen gerçekçilik olarak nitelendirilme sebebi, eserlerde soyutlamaların ve perspektif bozuklukların yer almamasıdır. Yani aslında büyülü gerçekçilikte, gerçekçi figürlerin örtük anlamları vardır.
13. Sürrealizm (Gerçeküstücülük)
Temsilcileri: Salvador Dali, Joan Miro, Rene Magritte, Andre Masson, Max Ernst
Örneği: The Philosopher’s Lamp - Rene Magritte
Freud’un psikanalitik kuramından etkilenen ressamların, hislerini rüya sahneleriyle tasvir ettikleri sanat tarzı olarak gelişmiştir. Alakasız öğelerin bir arada resmedilmesiyle yoğun olarak sembolizme ve imgelemeye yer verirler. Rüya analizi ve serbest çağrışım gibi Freudyen yöntemler kullanarak bilinçaltına odaklanırlar. ‘Psişik otomatizm’ yani bilinci kapatarak tamamıyla bilinçaltından gelen imgeleri kullanarak özgün eserler üretirler.
14. Soyut Ekspresyonizm (Soyut Dışavurumculuk)
Temsilcileri: Jackson Pollock, Philip Guston, Willem de Kooning, Lee Krasner, Franz Kline, Arshile Gorky
Örneği: Convergence - Jackson Pollock
İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği dehşet hislerini dışa vurma hedefiyle gelişen bu akım, kendisinden önceki hiçbir sanat akımına uymuyordu. Sanatçının tüm vücudunu kullanması ve sürrealizmin otomatizm yöntemini kullanarak boyaları akıtma, sıçratma ve serpiştirmeyle karakterize olur. Karanlık hislerin dışa vurumu ve resim yapma anındaki bilinçsizliği ise karmaşık ağ desenleri temsil eder.
Ayrıca Özgün Müzik, Sanat ve Halk Müziğinde En İyi 35 Türkçe Düğün İlk Dans Şarkısı adlı yazımıza göz atın!
15. Pop-Art
Temsilcileri: Andy Warhol, Richard Hamilton, Roy Lichtenstein, Jasper Johns, Peter Blake
Örneği: Campbell’s Soup Cans - Andy Warhol
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yükselişe geçen tüketim kültürünün geliştirdiği akım, soyut dışavurumculuğa tepki olarak doğar. Sanatı, popüler kültüre uyarlayarak bireyselliğine karşı çıkarlar. Herkesin ilişki kurabileceği, tüketebileceği ve kolay ulaşılabilir öznelere sahip eserler üretirler. Öte yandan, ticari baskı resim yöntemiyle seri üretim ve sanat arasındaki farklılığı belirsizleştirirler.
Sıkça Sorulan Sorular
Rönesans ile ortaya çıkan klasisizm bilinen en eski ve ilk sanat akımıdır. Temelinde gerçekçilik ve doğayı taklit etme vardır.
Fütürizm sanat akımının ortaya çıkış sebebi, geleneksel ve geçmiş tüm görüşleri reddetmektir.