Tayvan Nasıl Bir Yer? Tarihi, Kültürü ve Yaşam

Cahil Uzman yazdı. 17 Kasım 2021 233 okunma

Anakara Çin Cumhuriyeti’ne bağlı olan ada ülkeler arasında yer alan Tayvan yürüyüş etkinlikleri yapılabilecek mükemmel bölgeleri, modern şehirleri, muhteşem mutfağı ve dünyanın neredeyse en cana yakın insanlarına ev sahipliği yapar. Belki de bunlar Tayvan hakkında en çok bilinen gerçeklerden bazıları… Ancak Tayvan hakkında orada yaşayanlar hariç çoğu kişinin ‘gerçekten’ bilemeyeceği ilginç bilgiler de vardır. Yaptığımız küçük araştırma sonucunda sizin için Tayvan ile ilgili ilginç bilgileri derledik…

1. Tayvan Dünyanın ‘Vidalı’ Başkentleri Arasındadır

Tayvan’ın vida konusunda dünya liderleri arasında olduğunu biliyor muydunuz? Şöyle söyleyebiliriz; dünyadaki bütün vidaların altı tanesinde biri bu nadide ülkede yapılır. Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan tüm vidaların %50’si Tayvan üretimidir. Bu kadar fazla olabileceğini tahmin etmiyordunuz, biliyoruz. Ancak Tayvan’da üretilen 50.000’den fazla farklı vida türü vardır.

Ülkenin vida üretim merkezi, bu işe adanmış 700’den fazla fabrikayı sınırlarında bulunduran Kaohsiung’un Gangshan bölgesidir. Burada aklınıza gelebilecek hemen hemen her tür vidayı bulabilirsiniz. Üstelik aradığınızı bulamazsanız, istediğiniz vidayı yalnızca birkaç saat içinde uygun hale getirebilen makineler bile vardır!

2. Tayvan Aslında Daha Önce Bağımsızlığını İlan Etmiştir

Günümüzde Tayvan, tüm niyet ve amaçlar dahilinde egemen ve bağımsız uluslar arasında yer alsa da Komünist Çin’in devam eden egemenlik iddiası ülkeyi sarsmaya devam etmektedir. Tayvan’ın bağımsızlığını ilan etmesini ve Çin’in yanı sıra dünya çapında da resmi olarak tanınmasını isteyen pek çok kişi vardır. Ancak çoğu bunun hali hazırda bir kez gerçekleştirilmiş olduğunu bilmez. Tayvan’daki Çin işgali 1683’te başlamış ve 1895’te Qing Hanedanlığı’nın Japonlar tarafından ilk kez yenildiği zamana dek devam etmiştir.

Çin daha sonra yasal olarak egemenliği Japonya’ya devretmişse de Japonya’nın odak noktası başka yere kaymıştır. Bu, 1895’te yalnızca altı ay var olabilen Formosa Cumhuriyeti’nin kurulmasına yol açmıştır. Cumhuriyet kendi ilginç bayrağına ve para birimine sahip olacak, pullar basacak kadar güçlü kurulmuştur. Japonların dikkati tekrar Tayvan’a döndüğünde ise kurulan cumhuriyet kısa sürede bastırılmıştır. Ancak Tayvan üzerindeki egemenlik hiçbir zaman yasal olarak Çin’e iade edilmediği için bu cumhuriyet, ülkelerinin geleceğinden umutlu bazı Tayvanlılar tarafından model olarak kabul görüyor.

3. Tayvan’da Ölümün Rengi Beyazdır

Pek çok kişi Tayvan’da kırmızı rengin uğurlu sayıldığını bilir ancak Tayvan’da aile üyelerinin cenazelerde giydiği geleneksel rengin siyah yerine beyaz olduğunu biliyor muydunuz? Ülkede beyaz renk ölümü simgeler, bu sebeple cenazede beyaz girmiş insanlar görünce şaşırmamak gerekir.

Cenazenin ya da yasta olan evin yanından geçerlerse, Tayvanlılar her zaman başka yöne bakarlar; hatta genellikle oradan geçmemeye çalışırlar. Bunun sebebi ise ölen kişinin ruhunun vücuduna girmesini engellemektir. Öte yandan, ölüm ve beyaz çağrışımına rağmen hala düğünlerinde beyaz renk tercih eden gelinler vardır fakat bu tamamen batı kültürlerinin etkisidir; normal şartlarda gelinlik için geleneksel renk kırmızıdır.

4. Tayvanlılarda Görme Problemi Yaygındır

Tayvanlıların görmeyle ilgili gerçek sorunları vardır. Ülkenin İçişleri Bakanlığı’ndan alınan verilere göre, Tayvan nüfusunun tahmini %90’ı miyoptan mustariptir. Ayrıca nüfusun yaklaşık %25’i yüksek miyop sorunu yaşar; yani dünyanın herhangi bir yerindeki miyoplardan daha kötü durumdadırlar. Üstelik bundan en çok etkilenenler ise gençler! 2014’te yapılan araştırmaya göre, 1. Sınıf öğrencilerinin %18’inin, 6. Sınıf öğrencilerinin %52’sinin ve üniversite öğrencilerinin %80’inin miyop olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu oranların sürekli yükseldiği düşünülüyor.

Öte yandan miyop rahatsızlığı, yaşamın sonraki aşamalarında ciddi görme problemlerine yol açabilmektedir. Örneğin Tayvan, dünyadaki en yüksek retina yırtılması oranına sahiptir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırma, ülkede 100.000 kişiye 6,4 vaka düştüğünü göstermiştir ki bu diğer tüm ülkelerden daha yüksektir. Bu sorunların nedeni ise aşikardır: Tayvanlılar gün ışığından uzakta ekranlara ve akıllı telefonlara bakarak çok fazla vakit geçiriyorlar, sınıflarda uzun saatler geçirmek zorunda kalıyorlar. Sonuç olarak, Tayvanlı gençler ortalama günde 30 dakikadan daha az süreyi dışarda geçirmiş oluyorlar.

5. Tayvan Porsche ile Adeta Aşk Yaşar

Eğer yolunuz düşerse, Tayvan’daki arabaların markalarına dikkat edin: Çok fazla Porsche göreceksiniz! Üstelik bu sizin gördüğünüz hayallerden olmayacak, yalnızca Tayvan ve Porsche arasında yapılan antlaşma…

2017’de Porsche’nin Asya’daki toplam satış oranlarının %60’ından fazlası Tayvan’da yapılmıştır. Bu büyük başarının sonucu olarak Porsche, günümüzde Tayvan pazarına gerçekten odaklanmış durumdadır. Alman otomobil ihracatında uzmanlaşan Pan-German gibi resmi bayilikler ile markalarını resmi olarak Tayvan’da piyasaya sürmek için çalışıyorlar. Alman otomobilleri elbette dünyanın geri kalanında olduğu gibi ve aynı nedenlerle Asya’da da önemlidir fakat Tayvan, Porsche’yi şimdiye kadar ‘gerçekten’ kucaklayan tek Asya ülkesidir.

6. Pek Çok Güneydoğu Asya Kültürünün Kökeni Tayvan’a Kadar Gidebilir

Tayvan’ın 16 yerli kabilesi artık son derece iyi bilinir. Kabilelerin kültürlerini ve konuştukları çeşitli dilleri korumak için çok fazla çaba ve kaynak harcanır. Fakat bu yalnızca Tayvan için önemli değildir. Çünkü son araştırmalar, pek çok geleneksel Güneydoğu Asya kültürünün Tayvan yerli kabilelerinin mirası olduğunu kanıtladı. Bunlar, Avustronezya dillerini konuşan tüm dünyayı yani Malezya, Filipinler, Endonezya, Brunei, Madagaskar, Mikronezya, Polinezya, Yeni Zelanda ve Hawaii’yi içerir. Haliyle bu niteliği Tayvan’ı, insan evrimi ve göç tarihinde temel öneme sahip bölgeler arasında öne çıkarıyor.

7. Ulusun Babası Sun Yat Sen, Tayvan’ı Yalnızca 3 Kez Ziyaret Etti

Sun Yat Sen bugün Tayvanlı pek çok kişi tarafından ‘Ulusun Babası’ olarak görülür. Resimleri hala Tayvan Parlamentosu’nda, okullarda, adliyelerde ve diğer kamu binalarında asılı durur. Ama Sun Yat Sen Guangdong’da doğmuş ve Pekin’de ölmüştür; üstelik Tayvan’ı resmi olarak yalnızca 3 kez ziyaret etmiştir. Bunlar, 1900’daki 1,5 aylık ziyareti ve 1913 ve 1918 yıllarında yaptığı kısa ziyaretlerdi. Tabii hepsinin amacı aynıydı: Çin’deki devrimci emelleri için Tayvan’ın Japon valisinin desteğini kazanmak.

8. Adeta Kelebek Krallığıdır!

Tabii ki hepimiz kelebekleri uçarken gördük ama Tayvan, 1960’larda ‘Kelebek Krallığı’ olarak tanınıyordu. Bunun nedeni ise o zamanlar ülkenin en büyük ihracat ürünleri arasında kelebeklerin yer almasıydı. Yılda yaklaşık olarak 10 milyon kelebek yurtdışına, koleksiyonerlere gönderiliyordu. Bu ticaretin zirve noktası, yıllık tahmini 30 milyon ABD dolarına ulaştığında yaşandı. Ayrıca kelebeklerin kanatlarından yapılan el sanatlarında da gelişen pazar bulunuyordu.

Tayvan, 50’si ülkeye özgü olan 400’den fazla kelebek türüne ev sahipliği yapar. Bu da koleksiyonerler için asla çeşit sıkıntısı olmadığı anlamına gelir. Elbette günümüzde daha çok kelebeklerin korunmasına odaklanılıyor; yani ekonomiye tek destekleri ziyaretçilerin onları doğal ortamlarında görebilecekleri çeşitli yerlerden geçiyor.

9. Beyzbol Tayvan’da Ulusal Spordur

Çoğu kişi beyzbolun Tayvan’da ulusal spor olduğunu; bunun sonucunda ulusal takımların bölgesel ve yerel oyuncuların Amerika Ulusal Beyzbol Ligi’nde başarılar elde ettiğini bilir. Peki Tayvan’ın bu alanda rekor kıran ve diğer ülkeleri geride bırakan beyzbol turnuvasına sahip olduğunu biliyor muydunuz? İşte bu turnuva, 11-13 yaş arası çocuklar için yıllık olarak düzenlenen beyzbol yarışması, Little League World Series’dir.

Tayvanlı takımlar, ilk zaferlerini 1969’da ve son galibiyetlerini 1996’da alarak bu turnuvayı en az 17 farklı kez kazandılar. Galibiyet sayısıyla onlara en yakın olan ülke ise 11 zaferle Japonya… Little League World Series’in ülkeden ziyade eyalet bazında Amerikalı rakipleri barındırdığı doğru olsa da bu, Tayvan’ın beyzbol alanında en etkileyici spor rekorlarından birine sahip olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

10. Maalesef ki Tayvan Neredeyse Çevresel Utanç Olan Taichung Santrali’ne Sahiptir

Her ülkenin başarılarının yanında başarısız olduğu alanlar da vardır elbette… Tayvan’ı ziyaret eden herkes, ülkenin hava kirliliğiyle ilgili büyük sorunları olduğunu hemen fark eder. Ve pek çok kişi Tayvan Boğazı boyunca Çin’i suçlamaya çalışır ya da birkaç eski arabayı hurdaya çıkarmanın çok fark yaratacağını öne sürer. Ancak gerçek şu ki sorumluluğun büyük kısmını Tayvan endüstrisi taşır çünkü bu kirlilik hiçbir yerde Taichung Santrali’nin olduğu bölgeden daha belirgin değildir.

Longjing, Taichung’da bulunan santral dünyanın üzerindeki en büyük kömür yakıtlı elektrik santralidir. Haliyle, aynı zamanda dünyanın en büyük karbondioksit yayıcısıdır. Her yıl 40 milyon tondan fazla karbondioksit salar. Daha iyi anlaşılabilmesi için bu miktarın İsviçre’nin ülkesel boyutta saldığı karbondioksit miktarına eşit olduğunu söyleyelim. Hükümet santralin kömür tüketimini azaltmaya başlamak gibi planlar kurarken Taichung hala istenmeyen dünya rekorunu elinde tutar. Dolayısıyla ülke, çevre sorunlarına ve hava kirliliğine yaklaşımıyla yanlış olan her şeyin sembolü olmaya devam etmektedir.