Anadolu Rock’ın Türkiye’de bütün şaşaasıyla ikinci kez doğmasına öncülük eden adam: Haluk Levent!

Dokuz çocuklu ailenin sekizincisi olarak Adana’nın Yüreğir ilçesinde 1968 yılında dünyaya geldi. Ailesi Nusayri mezhebine mensuptu. Çocukluk yılları da gençliği de hep geçim sıkıntısı ile geçti. Babasının ilaçlarını borçlarla toparlamaya çalışırdı. Gitarının telleri koptuğunda parasızlıktan yaptıramadığı olurdu…

Yoksullara, ihtiyaç sahiplerine yardım ettikçe dünyanın daha güzel, daha yaşanası olacağı düşünü hiç kaybetmedi. Müzikle dolu yolculuğunda insanlara yardım etmek için şarkılar söyledi. Elinde gitarı, şehir şehir dolaşıp şarkılar söyledi.

Çocukluk hayali kalbinin orta yerinde, gittiği her yere onunla birlikte taşındı: yoksulluğun olmadığı dünya.

Gelin biraz daha yakından tanıyalım bu güzel kalpli insanı…

Haluk Levent’in Ailesi

Ekonomik olarak yoksul olan ailesinin sosyal yönden ne kadar zengin olduğunu yıllar sonra fark etti Haluk Levent. Yoksullara yardım etmeye başladığında asıl yoksulluğun ekonomik olmadığını gördü. Yoksullukla daha derinden tanıştığında ve çocukluğunu tekrar gözden geçirdiğinde anladı bunu. Örneğin abisi ilkokul mezunuydu belki ama Haluk Levent için Ahmet Arif’ti; şiirler yazıyordu. Sanatın varlığının hissedildiği evlerdendi onun evi. Şiirler okuyan, şarkılar söyleyen, yarışmalar yapılan... Haluk Levent’in büyüme sürecinde şiirler ve şarkılar ruhuna işliyordu. Mutluydu yani aslında…

Babası Mesut Bey, sevgisini göstermeyi bilmeyen babalardandı ama hoşgörülüydü. Annesi Sabriye Hanım, kocasının eve getirdiği paradan artırdıkları ile çocuklarının okuması için canını dişine takardı.

Ayrıca Türk Rock Müziğinde Efsane Olmuş 17 İsim adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Çocukluk Hayali

Yoksulluğun olmadığı dünyayı hayal edip durdu çocukluğunda. Hiç değilse kendi yurdunda… Yoksul insanların dertlerine derman olabilmeyi istedi hep ve bunun için çok çalışacağı, hatta binlerce insanı harekete geçireceği günler geldi elbette.

Adana’dayken, çocukluğuna iz bırakan ve onun için çok önemli olan Taş Köprü’deki gölde arkadaşlarıyla yüzme yarışı yaparlardı. Sonrasında oranın çöplük olarak kullanıldığını, göle kadar çöp yığını haline geldiğini görünce tekrar yaşanır hale getirmek için en çok çalışanlardan biri oldu. Çok ağaç dikti Taş Köprü’ye. Yıllar sonra o ağaçlar büyüdü ve ormanlık alana dönüştü. Belediye o bölgede “Haluk Levent Koruluğu” oluşturdu.

Haluk Levent Eğitim Hayatı

Sabancı İlkokulunda ilk ve ortaokulu okuduktan sonra Adana Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Çeşitli üniversitelerde öğrencilik yaptı. Bunların arasında Karadeniz Teknik - Orman Mühendisliği; Ankara Üniversitesi - Ön lisans Bilgisayar Programcılığı, Orta Doğu Teknik - Fizik ve Ankara Üniversitesi - Muhasebe bölümleri vardı. Üniversite giriş sınavlarına giriyor, sınavları kazanıyor ancak eğitimini sürdüremiyordu. Ailesinin ekonomik sıkıntıları bu durumda önemli oynadı.

Ticari Hayatı ve Cezaevi Dönemleri

Eğitim hayatını sürdürmeye çalışırken ticaretle de uğraşan Haluk Levent, ticari hayatında sürekli başarısızlığa uğradı. Tefeciden aldığı 50 bin liralık borç ona büyük sıkıntı yarattı. 1989 yılında çekte tahribat yaptığı gerekçesiyle 9 ay 15 gün süreyle hapis yattı.

Ancak başarısız ticaret hayatı peşini bırakmadı. On yıl boyunca devam eden ticari dava yüzünden 1997 yılında yeniden 9 ay hapis cezasına mahkûm edildi.

İkinci kez cezaevine girdiğinde o dönemde uzun olan saçlarını keserek Akkuyu nükleer santral projesi karşıtı protesto gösterilerine gönderdi. Cezaevine girmeden önce oluşturduğu kayıtlarla ‘Mektup’ adlı albümü yaptı. İçeriden dışarıya yazılan bu “mektup” yüz binler tarafından okundu. Ona da yüzbinlerce mektup geldi. Yazmaya devam etti, o kadar çok yazdı ki sonunda kendi kendine kalmışlığını ve müzikle nasıl buluştuğunu anlattığı kitabı çıktı ortaya; “Kedi Köprüsü”. Yani içerdeyken de hep üretmeye devam etti.

Ancak zaman içerisinde cezaevine tekrar düşmekten kurtulamadı. 2014 yılında, 800 bin liralık borç nedeniyle bu kez 3 ay hapis yattı.

Askerlik ve 99 Depremi

İkinci kez hapis yattığı sürecin ardından sırada askerlik vazifesi vardı. Askerlik görevi süresince izin günlerinin hep stüdyoda geçirdi. Yine bu süreçte, Türkiye’de daha önce hiç gitmediği ve görmediği bölgelerde, Doğu ve Güneydoğu’da konserler verdi. 1999 yılında yaşanan talihsiz ve acı dolu depremde İzmit’te kurulan çadır kentlerde çalıştı, kendisi çadırlar kurdu. Ardından depremzedelere yardım sağlamak amacıyla konserler verdi.

Haluk Levent'in Evliliği

Haluk Levent, Edirne’de barlarda çaldığı dönemde Neslin Yonanlar ile tanıştı. Aralarında güçlü bağlar oluştu ve çok sevdiler birbirlerini. Cezaevine girdiğinde de bekledi onu Neslin Yonanlar. Haluk Levent’in “Hani Benim Olacaktın” şarkısının klibinde de oynadı. 2004 yılında evlendiler. Bu evlilikten, ‘Ela’ adını verdikleri kız çocukları oldu. Ancak evliliği yürütmeyi başaramadılar. 2017 yılında anlaşmalı olarak boşandılar.

Haluk Levent Müzik Kariyeri

Ticaret hayatında uğradığı başarısızlığı ardında bırakarak Adana’dan ayrıldığında nereye gideceğini bilmiyordu; yollara düştü sadece… Birçok şehirde gitarını çalıp şarkılarını söyledi. Kendi var oluşunu yaşamak için ortaya koyduğu çaba bazen sonuç verdi bazen hayal kırıklığı oldu. O dönem, sanatçının hayatında pek çok şeyi değiştirdi ve dönüm noktası oldu. Ana teması bu dönemin deneyimleri olan ilk albümü için 1990 yılında çalışmalara başladı. Her şey yolunda gitmedi ama o hiç pes etmedi. 1992 yılında İstanbul'a geldiğinde Ortaköy'ün barlarında şarkı söyledi. O dönemde ona destek veren önemli isimlerle tanıştı.

90 yılında başladığı albüm çalışması zor ve zahmetli günlerin ardından nihayet tamamlandı. 1993 yılının temmuz ayında ‘Yollarda’ adını verdiği ilk albümünü çıkarttı. Adana’dan çıkıp yollara düştüğü ve şehir şehir gezerek şarkılar söylediği dönemin anısına ilk albümüne bu ismi verdi. Albüm beklenmedik biçimde iki yüz bin civarında satış rakamlarına ulaştı.

1995 yılında piyasaya sürdüğü ‘Bir Gece Vakti’ albümü 1 milyona yaklaşan satış rakamlarını yakaladı. 1996 yılı sonlarında piyasaya çıkardığı ‘Arkadaş’ albümüyle, Anadolu rock müziğinin en başarılı işlerinden birine imza atmış oldu. Haluk Levent bu albümü için yaptığı açıklamada dünya standartlarını yakaladığını ifade etti. 1998 yılında askerlik vazifesi gelip çattı. Müziğinden ve hayranlarından uzak kalacağı bu süreç öncesinde 1998’ün Eylül ayında ‘Yine Ayrılık’ adını verdiği albümü çıkarttı.

2000 yılının hemen başında ‘www.leyla.com’ adını verdiği albümü yaptı. Bu yıllarda iyi müzisyenlerle çalıştı ve albümlerinin kalitesi de yükseldi. Takip eden yıllarda Kral Çıplak (2001), Bir Erkeğin Günlüğü (2002), Aç Pencereni (2004), Annemin Türküleri (2005) adlı albüm çalışmalarını yaptı. Ek olarak “Moritos'un Düşleri” adını verdiği ikinci kitabı yayımlandı.

2006 yılında ‘Akşam Üstü’; 2010’da ‘Hacivat Karagöz’ adlı albümünü çıkardı. Albümün klipleri dijital platformlarda izlenme rekorları kırdı ama bu durum kaset-CD satışlarına yansımadı.

2014 yılında ‘Dostane’; 2019 yılında ‘Tam Bana Göre’ isimli albümlerini çıkardı. 2021 yılında çıkarttığı albümde kısa zaman önce kaybettiği annesinin en sevdiği türkülere yer vererek adını da ‘Vasiyet’ koydu.

Haluk Levent Konserleri

Sanat hayatının ilk on beş yılının sonunda yurt içinde ve dışında yaklaşık 10 bin konsere çıkmıştı! Kaba hesapla 15 yılda 5 bin gün varsa Haluk Levent bu 15 yılda her gün ortalama 2 konser vermişti ve günlük konser süresi de 11 saate denk geliyordu. Hatta iki konseri rekor kırarak 12 saat sürdü. Sayısız yardım konserleri verdi. Ülkemizde en çok konser veren sanatçıların başında geldi Haluk Levent. Bu konserlerin önemli kısmından para almayarak, konserin gelirlerini ihtiyacı sahibi kişilere ve hastalara adadı. Bu nedenle hayranları tarafından Yardımsever Rock’çı yakıştırması yapıldı.

Elfida Şarkısının Hikâyesi

Asıl adı Beyzanur olan küçük kızla o 4 yaşındayken tanıştı. Amansız hastalığa yakalanmıştı Beyzanur. Haluk Levent 4 yıl boyunca, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne gitti onun için. Gün gelip de doktorlar kızın ömrünün uzun olmayacağını ve ‘küçük kızı gözden çıkarması’ gerektiğini söylediğinde bu cümle kalbine kazındı.  O esnada onunla beraber olan müzisyen arkadaşı Emrah Aydoğdu Osmanlıca’da gözden çıkarılan kadın anlamına gelen kelimeyi söyledi ona: Elfida! Hissettiği duyguyu karşılamasa da doktorların söylediği cümleyi yansıtıyordu. Beyzanur’u çok seven Haluk Levent, Elfida şarkısını o zaman yazdı. Beyzanur’un kısacık yaşamının son günlerinde bu şarkıyı çalıp söyledi Haluk Levent. Ancak küçük kız, Elfida’nın aslında kendisi olduğunu hiç öğrenmedi…

Ayrıca Hangi Müzikler Beyni Çalıştırır? adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Çevre Hareketleri ve Ahbap

Müzik yaşamının yanı sıra çevre sorunlarına karşı duyarlılığıyla ön plana çıktı. Pek çok albümünde çevre bilincine yönelik mesajlar verdi. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çevreye zarar veren projelere karşı dava açtı; açılan davalara müdahil oldu. Mersin'de Caretta Caretta kaplumbağalarının neslinin yok olmaması uğruna protesto gösterileri yaptı.

2017 yılında seçim zamanı sosyal medyada yer bulan “parti kur oy verelim” mesajlarına yanıt olarak siyasete girmeyeceğini ama sosyal yardımlaşma partisi kurabileceğini söyledi. Sosyal medyadaki bu şakayla başlayan “Ahbap” hareketi gönüllü binlerce kişinin de katılımıyla Ahbap Platformu adıyla faaliyete geçti ve aynı yılın Temmuz ayında resmi olarak da “Ahbap Derneği” adı altında kuruldu.

Ahbap öğrencilere burs, hastalara medikal cihaz ve ilaç, ihtiyaç sahiplerine yardım, kan-kök hücre temini gibi yardım çalışmalarının yanı sıra eğitim faaliyetleri ve çeşitli etkinlikler düzenliyor. İş birliği hareketi olarak da tanımlanan Ahbap Platformu bugün; 64 il, 60 üniversite temsilciliği, 14 üniversite kulübünde gönüllü kişilerle çalışmalarına devam ediyor.