Avustralya Hakkında Bilgi: 30 Özelliğiyle Avustralya Hakkında Merak Edilenler
- 26 Aralık 2021
- 675 okunma
Amharca’nın kökenleri milattan önceki ilk milenyuma kadar uzanır. Tartışmalı söylentiler olsa da dillin Kral Süleyman ve Saba Kraliçesi ile ilişkili olduğu öne sürülür. Dil zamanla gelişse de üzerindeki Hindistan etkileri hala görülebilmektedir. Örneğin tütün anlamına gelen ‘surat’ kelimesinin kökeni Hint şehrinden gelmektedir. Amharca’nın dünya çapında 22 milyon anadil, 4 milyon ise ikinci dil konuşmacısı bulunur; bu kişilerin yaklaşık 21,6 milyonu Etiyopya’da yaşamaktadır.
Amharca haricinde Etiyopya, bölgelerinde konuşulan 80’den fazla dile sahiptir. 2020 itibariyle 5 resmi dili bulunur: Amharca, Afaan Oromo, Tigrinya, Somali ve Afar. İngilizce ise en çok konuşulan yabancı dildir, hatta üniversitelerde eğitimin tamamı İngilizce olarak verilir.
Etiyopya, kökeni Sabean’a kadar uzanan kendi alfabesi, harfleri ve sayıları bulunan tek Afrika ülkesidir. Geez olarak da bilinen Etiyopya alfabesi, dünyanın eskilerindendir. Alfabe toplamda 33 harf ve 7 sesli harften oluşmaktadır.
Saba Kraliçesi’nin hikâyesi, Arabistan’da kendi ismiyle tanınan Saba Krallığı’na hükmettiği inanılan hükümdarın İncil’deki hikâyesidir. Aynı hikâyede Kral Süleyman’a tanrı tarafından hediyeler verildiği, Süleyman’ın İsrail ve Kudüs’ün ilahi kralı olduğu anlatılır. Efsaneye göre kısa süre sonra Saba Kraliçesi, ilahi kralla tanışmak ve ona kendi krallığının servetinden armağanlar vermek için yolculuğa çıktı. Tartışmalı olan bu büyüleyici hikâyeyi çürütebilecek kanıtlar yoktur; üstelik Etiyopya’da Yemen mimarisinin izlerine rastlanılmaktadır.
Etiyopya hiçbir zaman Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmemiştir. Üstelik hiçbir zaman sömürge olmadığı düşünülen iki ülkeden biridir. 1936 ve 1941 yılları arasında İtalya ülkeyi işgal etse de Etiyopyalılar savaşmaya devam etmiş ve ülke hiçbir zaman tam anlamıyla İtalyan egemenliğine girmemiştir.
Ülke, Jülyen takvimiyle yakından ilişkili olan kendi takvim sistemine sahiptir. Etiyopya’nın takvimi, her biri 30 günlük 12 aydan ve 5 günlük (artıklı yıllarda 6 gün) 13. aydan oluşur. Artıklı yıl bizim takvimimize benzer şekilde her dört yılda bir gelir. Etiyopya takviminin zamanı takibindeki en dikkat çekici fark, batı takviminin 7 yıl 8 ay gerisinde olmasıdır. Bu farklılığın temel sebebi, iki kültürün İsa’nın doğumunu hesaplama şeklinin farklı olmasıdır. Yani aslında dünyanın geri kalanı 2021 yılını yaşarken Etiyopya, 2014 yılını yaşar.
Diğer önemli farklılıklar arasında Noel’in 7 Ocak’ta kutlanması ve yeni yılın ülkenin baharında yani 11 Eylül’de tanınması gibi ilginçlikler vardır.
Pek çok turist, Etiyopya’nın tanıdığı takvimi şaşırtıcı bulur ancak Etiyopya bu konuda oldukça anlayışlıdır. Batı takviminin yıllarını, günlerini ve hatta saatlerini bile tanırlar. Yani ülke zamanını dünyanın çoğundan farklı söylese de şimdilik bölgeye seyahat etmek isteyenler bu anlamda sıkıntılar yaşamıyorlar.
Ülke, günü 12 saatlik dilimlerle tanımlar. Saat alacakaranlıktan şafağa ve şafaktan alacakaranlığa kadar değişir. Bunu açıklamanın daha kolay yolu şudur: Etiyopyalılar zamanı gün ışığına göre takip ederler. Yani güneş doğduğunda (örneğin bize göre saat 7’yken) Etiyopya’da saat 1’i gösterir. Benzer şekilde öğle vakti saat 6’ya ya da daha basit deyimiyle güneş doğduktan 6 saat sonrasına denk gelir. Bu büyük fark yabancıların çoğu zaman kafasını karıştırsa da Etiyopya’nın standart 24 saatlik düzeni esas alan bölgeleri de bulunur.
Antik Etiyopya tarihi, kahveyi ilk olarak Etiyopyalı keçi çobanı Kaldi’nin keşfettiğini öne sürer. Her günümüzün vazgeçilmezi olan kahvenin sihirli faydaları, milattan sonra 850 senesi civarında keşfedilmiştir. Efsaneye göre Kaldi, keçileri tarafından tüketildiğinde onları son derece enerjik hale getiren ve geceleri uyutmayan sihirli meyveyi ilk kez fark eden kişiydi. Çoban bulduklarını yakınlardaki manastırın yerel başrahibine bildirmiş ve daha sonra topladığı mahsulden içeceği yapmıştır. Ve rahip bu içeceğin onu akşam duası süresince daha iyi uyanık tuttuğunu fark etmiştir.
Tabii kahvenin kökenine dair doğrulanabilir kanıtlar yoktur ancak Etiyopya’nın dünyanın en iyi kahve tohumlarından bazılarına ev sahipliği yaptığı aşikardır. Ülkenin en büyük kahve dağıtıcıları arasında yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda, Etiyopya ekonomisinin çoğunluğunun tarımdan beslenmesi şaşırtıcı değildir. Ülkenin kahvelerinin tadı genellikle meyve, çiçek ve hafif aromalar içerir. Ülkede üretilen kahvenin yarısı ülke içerisinde kalır; hatta önemli olayların ‘kahve törenleri’ ile simgelenmesine dair kültürel gelenekleri bulunur.
Etiyopya, dünyanın en eski ikinci Hristiyan ülkesidir. Ülkenin uzun, ayrıntılı, büyüleyici tarihi bulunur ve bu tarih kesinlikle İncil ve dini geleneklerle bağlantılı olarak gelişmiştir. Etiyopya geleneklerinin çoğu Hristiyanlıktan gelir. Hatta bazı kırsal bölgeler bu ilahiliği ülkenin gelişmeye devam etmesinin yegâne nedenleri arasında görür. Öte yandan, Etiyopya’dan bile daha eski olan en eski Hristiyan ülke olduğu söylenen tek ülke vardır: Ermenistan.
Ülkenin Ahit Sandığı’na son kez ev sahipliği yaptığı iddia edilir. Hristiyan inancında İncil, Musa’nın ‘On Emir’i taş levhalara yazdığını ve daha sonra akasya ağacından yapılan kutuya, yani Ahit Sandığı’na yerleştirdiğini kaydetmiştir. Etiyopya ilmi, bu kutunun şu anda ülkenin dağlık bölgesi Aksum’da kilisede olduğunu söyler.
Yahudi geleneğine göre ise, Babilliler milattan önce 4. yüzyılda Kral Süleyman’ın tapınağını yağmaladığında sandık kaybolmuştur. Ancak Etiyopyalı Hristiyanlar, sandığın muhafaza için Etiyopya’ya götürüldüğünü iddia eder. Aksum’da bulunan kilise tek keşiş tarafından korunur ve dışarıdan ziyaretçilerin içeri girmesine izin verilmez. İnsanların Ahit Sandığı’nın gerçek olduğuna inanıp inanmamaları ve Etiyopya’daki manastıra az güvenli şekilde götürülmesi büyük ölçüde dini inançlarına göre değişir. Gerçek ne olursa olsun geleneğin büyüsü ve dinin derinlerine kök salan maneviyatı, Aksum’da olduğu kadar çevre bölgesinde de mevcuttur. Yani ülkenin ziyaret etmek için harika ve efsanevi bölgelerindendir.
Etiyopya'nın yaklaşık 80 milyonluk nüfusu 80’den fazla etnik gruba ve epey çeşitlenen dillere ev sahipliği yapar. Din ise ülke yaşamında hayati rol oynar. Nüfusun neredeyse yarısı Hristiyan ya da daha spesifik olarak Etiyopya Ortodoks Kilisesi’ne mensuptur. Dini inançları ülkenin kendi tarihi kadar eskidir. Geleneklerin çoğu Hristiyanlık içinde derin köklere sahiptir; örneğin ‘Timkat’ olarak da tanınan Epifani bayramı yılın en büyük kutlamalarına şahitlik eder.
Etiyopyalılar Hristiyanlık dışında Müslüman veya Yahudi olarak da tanımlanabiliyor. Görgü kuralları gereği, geleneksel olarak resmi tanışmalarda tokalaşılır ya da göz temasıyla selamlaşılır. Ancak tokalaşmalar Batı kültürüne göre çok daha yumuşaktır. İkili ilişkiler ilerledikten sonra, aynı cinsiyetten kişilerin gayri resmi selamlamalarda birbirlerini yanaktan öpmeleri ise şaşırtıcı değildir. Öte yandan çocukların ve gençlerin saygıdan dolayı büyüklerine boyun eğdiklerini görmek mümkündür.
Son olarak, Etiyopya’nın nüfusu son derece çeşitlidir ve ülkenin farklı bölgelerine yerleşmişlerdir. Aslında nüfusun %80’inden fazlası kırsal alanlarda yaşar. 51°C’yi aşan sıcaklıklarıyla dünyanın en sıcak yerleri arasında yer alan ‘Danakil Depresyonu’, bu kırsal alanlardan en dikkat çekici olanıdır. Burada Afar adında kabile yaşar. Bölgedeki diğer kabilelerin her biri farklı gelenekler ve benzersiz yaşam tarzlarına sahiptir.
Adı ‘yeni çiçek’ anlamına gelen başkent Addis Ababa 1886 yılında kurulmuştur ve yaklaşık 4 milyon nüfusa sahiptir. Kent dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri sayılır ve uluslararası ziyaretçiler için harika destinasyondur. Addis Ababa ziyaretçilerine dans, en büyük pazarlar, sanat, harika yemekler ve çok daha fazlasını sunar. Etiyopya’nın başkenti hakkında daha pek çok ilginç bilgi vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
Etiyopya, UNESCO Dünya Mirası Alanları’nın en fazla olduğu Afrika ülkeleri arasında ilk sırayı alır. Dini mekânlardan doğal ortamlara kadar toplam 9 adet dünya mirası bulunur. Bunlar arasında Simien Ulusal Parkı, Konso Kültürel Peyzajı ve kayaya oyulan kiliseler vardır.
Etiyopyalı maraton koşucusu Abebe Bikila, olimpiyat altın madalyasını ülkesine kazandıran ilk Afrikalı olmuştur.